YENİ
MÜSLÜMAN
Biri müslüman diğeri hiristiyan olan iki
komşu zaman zaman islam hakkında sözleşirlerdi. Abid ve dindar
bir adam olan müslüman, islamiyeti o kadar tavsif ve tarif
ettiki hiristiyan komuşusu islama mütemeyil oldu ve islamı
kabul itti.
Gece oldu, seher vaktiydi yeni müslüman
olan hıristiyan, evinin kapısının çalındığını gördü. Hayret ve
merakla sordu:
-
Kimsin?
Kapının arkasında bir ses yükseldi, “ben
filan kimseyim” diyerek kendini tanıttı. Onun sayesinde islama
teşerrüf eden, müslüman komşusuydu.
-
Gecenin bu
vaktinde ne işin var?
-
Çabuk abdest al
ve elbiseni giy de namaz için camiye gidelim.
1.Yeni müslüman
ömründe ilk defa abdest aldı ve müslüman arkadaşının peşinden
mescide doğru yola koyuldu. Daha sabaha çok vardı. Gece nafile
namazının vaktiydi. Tan ağarıncaya kadar namaz kıldılar.
Nihayet sabah namazının vakti geldi, sabah namazını kıldılar.
Hava tamamen ağarıncaya kadar duayla meşgul oldular. Yeni
müslüman evine gitmek için hareket etmişti ki arkadaşı:
-
Nereye gidiyorsun? dedi
-
Evime döneceğim, sabah farizasını kıldık artık,
işimiz yok.
-
Azıcık sabret ve
namaz duasını güneş doğuncaya kadar oku.
-
Çok güzel
Yeni Müslüman oturdu ve güneş doğuncaya
kadar Allah’ı zikretti. Gitmek için kalktığında müslüman
arkadaşı ona bir Kur’an verdi ve: “Şimdilik güneş yukarıya
gelinceye kadar Kur’an okumakla meşgul ol. Bugün oruca niyet
etmeni tavsiye ederim. Biliyormusun oruç ne kadar sevap ve
faziletlidir? “Yavaş yavaş öğle yaklaştı” “Sabret öğleye bir
şey kalmadı öğle namazını mescidde kıl” dedi. Öğle namazı
mescidde kılındı. Sonra ona, sabret, ikindi vaktinin (fazilet
vaktinin) gelmesi uzun sürmez. Onu da fazilet vaktinde kılalım”
dedi. Yeni müslüman akşam namazından sonra iftar etmek için,
harekete geçecekti ki, müslüman arkadaşı “Bir namazdan başka,
geriye bir şey kalmadı, o da yatsı namazıdır” dedi. Geceden
bir saat geçinceye kadar sabrettiler. Yatsı namazı (fazilet
vakti) geldi. Yatsı namazı da kılındı Yeni müslüman kalktı ve
gitti.
İkinci seher vaktiydi ki tekrar vurulan
kapının sesini işitti. Sordu: “Kimdir?”
-
Ben filan
kişiyim. Komşunum. Çabuk abdest al ve elbiseni giy de beraber
mescide gidelim.
-
Ben, Mescidden
döndüğümüz, dün gece bu dinden ayrıldım. Be hey adam! Git, işi
olmayan, vaktini mescidde geçirebilecek, benden daha işsiz bir
adam bul. Ben fakir ve ailesi olan bir adamım. İş ve rızık
peşinde gitmem lazım.
İmam Sadık (a.s), ashabı ve dostlarına bu
hikayeyi naklettikten sonra böyle çok ibadet eden bir adamın,
islama girmiş bir çaresizi islam dan çıkardığını buyurdu.
“Bununla beraber siz şu gerçeğe dikkat edin ki halkı
sıkmayınız. Halkın ölçüsünü güç ve takatini nazarı itibara
alınız. Ancak o zaman halkı bu dine mütemayil edebilirsiniz ve
kaçamazlar. Biliyor musunuz ki Emevilerin siyasi gidişi
sertlik ve şiddet üzerindedir. Fakat bizim yolumuz ve
gidişimiz, yumuşaklık, dostça geçinmek, iyi dostluk, gönülleri
kazanmak üzerindedir.”
- Vesail,
Emir Bahadır basımı, c. 2, s. 494, Bab’ı “İstihababül Rıfk
ale’l-Müminin” Hadis 3 ve 9.
[1] [2] [3] [4] [5] [6] [7] [8] [9] [10] [11] [12] [13] [14] [15] [16] [17] [18] [19] [20] [21] [22] [23] [24] [25] [26] [27] [28] [29] [30] [31] [32] [33] [34] [35] [36] [37] [38] [39] [40] [41] [42] [43] [44] [45] [46] [47] [48] [49] [50] [51] [52] [53] [54] [55] [56] [57] [58] [59] [60] [61] [62] [63] [64] [65] [66] [67] [68] [69] [70] [71] [72] [73] [74] [75] [76]
|