Bismillahirrahmanirrahim
Soru-638:
Ali Şeriati’nin “Ali Şiası,
Safevi Şiası” kitabında Şia’daki resim, tasvir
ve matem kültürünün Hıristiyan kültüründen
alıntı olduğu ile ilgili bir eleştiri var; bu
konu ile ilgili görüşünüz nedir?
Cevap-638:
Muhterem kardeşim, Hz. Hüseyn'e yas tutmak,
ağlamak vs. bizzat Resulullah'tan ve
Ehlibeyt'inden bize kalan bir sünnettir,
emirdir. Yas ve taziye şekilleri toplumlarda
farklı şekillerde tezahur edebilir. Bunlar Şer'i
kuralları aşmadığı ölçüde sakıncasızdır. Bu
ölçüleri belirleyecek ve neyin sakıncasız olup
olmadığını belirleyecek kimseler ise, Ehlibeyt
fıkhında uzman olan müctehidlerdir, Ali
Şeriatiler değil... Dolayısıyla bazı avam halkın
yaptığı yanlışları elbette müctehidler başta
olmak üzere aklı başında kimse tasvip etmez,
etmemiştir. Baş vurmak, kan akıtmak gibi... Ali
Şeriatilerin yaptığı eleştirilerde hiç bir
haklılık payı yoktur, her söylediği yanlıştır
demiyorum. Ama asıl yanlışları, meseledeki
yanlışları eleştirirken, bir mektebin koyduğu
ölçüleri dikkate alarak değil, indi ve kafasına
göre yorum yapıp sonuca gitmesidir. İkincisi
meselenin tümden köküne dinamit koymasıdır. Oysa
Şia âlimlerinden birçoğu da bizzat bu konularda
yapılan yanlışlara yönelik nice eleştiriler
yapmışlardır, ama bakıldığında iki eleştiri
tarzı arasında yerden göğe fark vardır. Örneğin
Şehid Mutahhari'nin "Hüseyni Yiğitlik" kitabına
bakın, farkı görürsünüz. (Bu kitap Kevser
Yayınları tarafından yayınlanmıştır.)
Namazın, orucun
hükümlerinde nasıl müctetehidin fetvası bizim
için bağlayıcıysa, bu konularda da son sözü
söyleyecek olan ve bizi bağlayacak olan bu
fetvalardır. Başkalarının ki değil...
Hıristiyanlara
benzeşme iddiasına gelince, evvela bir iddiası
olan kimse delil göstermelidir. Saniyen
milletlerin adetleri arasında, bazı
benzerliklerin olması doğaldır. Bilahare her kes
insandır. Önemli olan bunların hangisinin şer'i
ölçülerle bağdaşıp bağdaşmadığıdır. Her fırkada
olduğu gibi zamanla avamın yanlış
tasarruflarıyla matem kültürü ve
merasimlerinde bazı hatalar meydana gelmiştir.
Ama bunlar bir mezhebe veya onun söz sahibi
alim, müctehid ve temsilcilerine mal edilemez.
Kaldı ki her
benzerlik illa da onun yanlış olduğunu
göstermez. Hıristiyanlarla aramızda birçok
benzerlik var. Örneğin Hıristiyan rahipleri
başörtülüdürler. Şimdi bu İslam’daki başörtünün
yanlış bir hüküm olduğunu mu gösterir?
Bazıları
İslam'daki Mehdilik inancının da Yahudilik ve
Hıristiyanlıktan İslam'a geçtiğini
söylüyorlar. Onlarda da kurtarıcı inancının
olduğundan hareketle... Oysa bu gafiller
Kur'an'dan bile bihaberdirler. Çünkü bu inancın
ilahi menşe'li olduğunu ve geçmiş ümmetlerin
kitaplarında yazıldığını bizzat Kur'an söylüyor.
Şöyle buyuruyor:
"Andolsun biz,
Zikir'den (Tevrat'tan) sonra (Davud'a
indirilmiş) Zebur'da da yazdık ki: "Şüphe yok ki
yeryüzü, salih kullarıma miras kalacaktır."
(Enbiya, 105)
Bunun gibi daha
bir çok örnek vermek mümkündür...
|