 |
Bismillahirrahmanirrahim
Soru-637:
Hocam, size geçenlerde Şura
suresinin 23. ayeti hakkında soru sormuştum ve
yine takılı kaldım. Size sormak istiyorum,
başka soracak kimsem yok. “De ki: Ben, buna
(peygamberliğe)
karşılık yakınlıkta (Ehlibeyt'ime
duyulan)
sevgi dışında sizden hiç
bir ücret istemiyorum.”
Kur’an'da “kurba” kelimesinin
Ehlibeyt olarak geçmesi doğru mudur? Çünkü
“kurba” kelimesi birçok ayette akrabalık,
yakınlık olarak geçiyor ve o ayetlerin Ehlibeyt
ile ilişkisi yok anladığıma göre? Peki bizler
sadece hadislere dayanarak mı bu ayeti
yorumluyoruz? Soru ve cevap bölümünde El-Mizan
tefsirini tavsiye ediyorsunuz. Bunu
islamkutuphanesi.com'da sordum ve onlar
ciltlerin hepsi Türkçe’ye çevrilmemiş durumunda
dediler. Bu konuda bana yardımcı olabilir
misiniz?
Cevap-637:
Muhterem kardeşim, kurba bu ayette yakınlar
demektir. Bunun ise Resulullah’ın yakınları
olduğu açıktır. Ayrıca ister Şia, ister Sünni
kaynaklarda bunu teyid eden birçok hadis vardır.
Tefsirlerde bu konuda zikredilen diğer
yorumların hiçbir mantıklı dayanağı yoktur ve
indi yorumlardır.
Tefsir, hadis ve tarih yazarları,
bu ayetteki “Kurba” (Peygamber’in yakınları)
kelimesinden maksadın, “Ali, Fatıma, Hasan ve
Hüseyin (a.s)” olduğunu nakletmişlerdir.
Zemahşerî, el-Keşşaf adlı
tefsirinde şöyle yazıyor: “Nakledilmiştir ki,
müşrikler bir gün toplanıp kendi aralarında
şöyle konuşuyorlardı: “Acaba Muhammed,
yaptıklarına karşılık olarak bir şey isteyecek
mi?” O zaman, “Buna karşılık sizden o
yakınlarımı (Ehl-i Beyt’imi) sevmekten başka bir
mükâfat istemem.” ayeti nazil oldu.”
Zemahşerî daha sonra sözüne şöyle
devam ediyor: “Bu ayet nazil olduğu zaman
Peygamber’e, “Ya Resulallah! Sevgi ve
muhabbetleri bize farz olan yakınların
kimlerdir?” diye sordular. Hz. Peygamber
(s.a.a), “Onlar Ali, Fatıma ve iki evladı Hasan
ve Hüseyin’dir.” diye buyurdular.”
Ahmed b. Hanbel de, Müsned’inde
kendi senedi ile Said b. Cübeyr’den, o da İbn-i
Abbas’tan (r.a) şöyle nakleder: “Meveddet Ayeti
nazil olduğunda Peygamber’e, “Ya Resulallah!
Sevgi ve muhabbetleri bize farz olan yakınların
kimlerdir?” diye sordular. Resulullah, “Onlar
Ali, Fatıma ve onların iki evladıdır.” diye
buyurdu.”İbn-i Münzir, İbn-i Ebî Hatem, İbn-i
Merdeveyh ve Taberanî, İbn-i Abbas’tan şöyle
naklederler: “Meveddet Ayeti nazil olunca
Müslümanlar, “Ya Resulallah! Muhabbet ve
sevgileri bizlere farz olan yakınların
kimlerdir?” diye sordular. Resulullah (s.a.a),
“Ali, Fatıma ve onların iki evladıdır.” diye
buyurdular.” (Bu hadis, aşağıdaki kaynaklarda da
az bir farkla nakledilmiştir:
Suyutî, İhya’ül-Meyt Bi
Fezail-i Ehl’il-Beyt, s.8; Suyutî,
ed-Dürr’ül-Mensur, c.6, s.7; Taberanî,
el-Mu’cem’ül-Kebir, Müsned-i İmam Hasan,
c.1, s.125; Heysemî, Mecma’üz-Zevaid,
c.9, s.168; Taberî, Zehair’ul-Ukba, s.25;
İbn-i Sabbağ Malikî, el-Füsul’ül-Mühimme,
s.29; Kurtubî, el-Camiu Li Ahkâm’il-Kur’an,
c.16, s.21-22.)
Kur’an-ı Kerim, Hz. Peygamber
(s.a.a)’in, ümmetine, “Ben sizden peygamberlik
ve Allah’ın ahkâmını tebliğ etme yolunda
çektiğim zahmetler ve zorluklar karşısında Ehl-i
Beytimi ve yakınlarımı sevmekten başka hiçbir
ücret istemiyorum.” demesini emrederken,
gerçekte ümmetin takip edeceği doğru yolu,
inançlarını ve şeriatın hükümlerini öğrenmekte
kime başvuracaklarını onlara göstermiş ve bu
vesileyle ümmeti Ehl-i Beyt’in yoluna sevk etmek
istemiştir. Nitekim diğer bir ayette şöyle
buyurur: “De ki: "Buna (elçiliğe) karşılık
sizden, Rabbine doğru bir yol tutmak isteyen
kimseler dışında bir ücret istemem”(Furkan:
57)
Karşılık isteyen Peygamber, bu
isteğe muhatap olan ümmet karşılık ise Ehl-i
Beyt sevgisidir ki Furkan suresindeki ayet bunu
doğru yol olarak nitelendirmiştir. Bu da Ehl-i
Beyt’e bağlılığın farz olduğunu ve doğru yolun
bu sevgiyi taşımak ve bunun gereğini yerine
getirmek olduğunu ortaya koyar.
|
 |