Advertisement

KEVSER YAYINCILIK

  Ana Sayfa / Soru ve Cevaplar

 

Bugün :  

Sık Kullanılanlara Ekle

 

Başlangıç Sayfası Yapın

 
 

Bismillahirrahmanirrahim

Soru-623: Size bir sorum olacak. Hz Musa’nın (a.s) annesiyle ilgili bir makale okudum. Makalede söyle anlatılıyordu; firavunun askerleri evlerine girmeden hemen önce Allah-u Teala’dan aldığı ilham üzere Hz Musa’yı yanan sobanın içine koyuyor. Ve orada bir mucize gerçekleşiyor, ateş Hz. Musa’yı yakmıyor ve annesi de böyle bir imtihana tabi tutuluyor. Bu olay doğru mu?

Annesiyle ilgili okuduklarım, onun da iman sahibi, takvalı bir hanim olduğunu gösteriyor. Ama Allah-u Teala Hz. Musa’yı Hz. Asiye’nin yanında büyümesini takdir ediyor. Yani onun eğitimiyle eğitilmesi... Hz. Asiye’nin dört cennetlik hanımdan birisi olduğunu biliyorum. Ama onun hakkında hep Musa’dan sonrasını, Firavun’un isteklerine boyun eğmeyip uğradığı işkenceleri filan okudum. Elimizde onun öncesiyle ilgili bilgi yok mu ki her makalede aynı şeyler tekrar anlatılıyor?

Hz. Asiye kimdi? Kur’an-ı Kerim’de babasının adıyla birlikte anılıyor. Mezahim kızı diye... Babası kimiydi, nasıl bir ailede yetişti? Önceden beri mi iman sahibiydi yoksa bu Hz Musa’yla birlikte yada ona yakın bir zamanda mı gerçekleşti? Bu sorularımın cevabını yada araştırabileceğim bir kaynak ismi verirseniz memnun olurum.

 

Cevap-623: Diyorsunuz ki “Ve orada bir mucize gerçekleşiyor, ateş Hz. Musa’yı yakmıyor ve annesi de böyle bir imtihana tabi tutuluyor. Bu olay doğru mu?
Annesiyle ilgili okuduklarım, onun da iman sahibi, takvalı bir hanım olduğunu gösteriyor.”

Bu olayın doğru olup olmadığını şu an bilmiyorum. Ama bunun doğru olup olmamasının Hz. Musa’nın annesinin iman ve takva sahibi olmasıyla ne alakası vardır, onu anlamış değilim. Biz doğru olduğunu farzedelim, bu olay onun için bir imtihandı, ama o imtihanı kazandı. Çünkü bir annenin kendi eliyle evladını yanan sobanın içine koyması, kolay bir şey mi? Ama o İlahi nidaya icabet edip teslim oluyor. Hz. Musa’nın Hz. Asiye tarafından büyütülmesinin takdir edilmesi de onun korunması için ve İlahi kudretin tecelli etmesi içindi. Çünkü Firavun erkek çocukların hepsini öldürüyordu. Ama Allah-u Teala isterse kimse onun irade ve meşiyyetine engel olamaz. Dolayısıyla öyle yaptı ki kendi can düşmanının evinde onu büyüttü. Evet, bunun içindi, yoksa Hz. Musa’nın annesinin hâşâ buna layık olmadığı için değil. Zaten Firavun’un evinde olduğunda da Hz. Musa’nın annesi gelip ona süt veriyor ve yakından ilgileniyordu.

 

Hz. Asiye konusuna gelince, evvela Hz. Asiye’nin babasının ismi Kur’an’da geçmez, hadislerde geçer. Hatta kendi ismi bile geçmez, sadece Firavun’un eşi diye anılır.

Hz. Asiye’nin ne zaman iman ettiği konusunda birkaç görüş vardır. Bir görüş onun sihirbazlar olayından sonra iman ettiğine yöneliktir.  Diğer görüş bu olayla eş zamanlı olduğu yönündedir.

Üçüncü bir görüş Hz. Asiye’nin Mâşite olayından sonra iman ettiğidir. (Bu olaya aşağıda kısaca değineceğiz.)

Ve dördüncü görüş ise Hz. Asiye’nin hiçbir zaman kafir olmadığı ve evvelden beri Allah’a iman ettiğini söylüyor. Ancak imanını (Mu’mini Al-i Firavn ve eşi gibi) saklıyordu. Sihirbazlar veya Maşite olayında imanının açığa vurmuş ve Firavun’un bütün tehditlerine rağmen vazgeçmeyip, sonuna kadar direnmiş ve büyük işkencelerle şehadet mertebesine ulaşmıştır.

Bu konuda Resulullah’tan (s.a.a) şöyle bir hadis nakledilmiştir:

“Üç kişi vardı ki bir göz kırpacak kadar bile Allah’a kafir olmamışlardı: Mu’min-i Âl-i Yâsin, Ali bin Ebi Talip ve Asiye bint-i Mezahim.” (El-Hisâl -Şeyh Sadûk-, c.1, s.82)

 

Maşite Olayı: Maşite (tarakçı-berber), Mu’min-i Al-i Firavn’ın eşiydi ve o da eşi gibi imanını saklıyordu. Bu kadın Firavun’un kızının berberiydi. Bir gün Fıravun’un kızını süslerken elindeki ayna yere düşüp kırıldı, o sırada bir refleks gösterip “Bismillah” dedi. Fıravun’un kızı buna şaşırdı ve “Benim babamı mı kastediyorsun?”  deyince kadın artık imanını gizleme ihtiyacı hissetmedi ve “Hayır, benim, senin ve babanın Rabbi!” dedi. Kız durumu babasına haber verdi.  Fıravun kadını ve evlatlarını yanına çağırdı ve ona hitaben “Senin Rabbin kimdir?” diye sordu. Kadın “Benim de senin de Rabbin yegane olan Allah’tır” dedi. Bunun üzerine Firavun tam bir acımasızlık ve kasavetle, ateş dolu bir tandırın hazırlanmasını ve kadınla çocuklarının ateşte yakılmasını emretti. Kadın dedi ki “benim senden bir isteğim var”. Zalim nedir dedi. Dedi ki “Beni ve evlatlarımı yaktıktan sonra kemiklerimizi toplayıp defnedin.” Daha sonra önce gözlerinin önünde birer birer çocuklarını yaktılar. Son çocuğunu yakmak istediklerinde ona şöyle seslendi: “Anneciğim, sabret, zira sen hak üzeresin.” (Bazı rivayetler bu çocuğun süt emer bir yavru olduğunu nakletmişlerdir.)

Ardından annelerini de ateşe atıp yaktılar. (Biharü’l-Envar, c.13, s.163)

 

 
Site içi Arama


 

 

 

 

Go to top of page  Ana Sayfa | Kitap Listesi | Kıble Dergisi | Makaleler | Kadin ve Aile | Cocuklar Îçin | Soru Ve Cevap | Yazarlarımız |
Kur`an | Hadisler | Dualar | Şiirler | Ses ve Video | Programlar | Linkler  |  Îletişim için |

Copyright© 2000 Kevser Yayinlari Internet Hizmetleri. Tüm Haklari Saklidir Ayrintili bilgi almak için veya bize her konuda yazmak için, paragonxx@yahoo.de  'e mesaj yollayiniz. WWW.KEVSERNET.COM