Advertisement

KEVSER YAYINCILIK

  Ana Sayfa / Soru ve Cevaplar

 

Bugün :  

Sık Kullanılanlara Ekle

 

Başlangıç Sayfası Yapın

 
 

Bismillahirrahmanirrahim

 

Soru-613: Cumartesi yasağı çiğneyenleri derken, kasıt nedir? Manasını açıklayan olursa sevinirim.
”Siz ise, bundan sonra da yüz çevirdiniz. Eğer Allah'ın üzerinizdeki fazlı (lütuf ve ihsanı) ve rahmeti olmasaydı, siz gerçekten hüsrana uğrayanlardan olurdunuz. * Andolsun, sizden cumartesi (günü) yasağı çiğneyenleri elbette biliyorsunuz. İşte Biz, onlara: "Aşağılık maymunlar olun" dedik. * Bunu, hem çağdaşlarına, hem sonra gelecek olanlara 'ibret verici bir ceza', takva sahipleri için de bir öğüt kıldık.” (Bakara, 64-65-66)

 

Cevap-613: Muhterem kardeşim, A'raf suresinde konu daha açık belirtilmiştir. A'raf suresinin 163. ayetinde şöyle buyuruyor: "Sor onlara o deniz kıyısındaki kentin durumunu. Cumartesi günü azıp sınır tanımazlık ediyorlardı. Sebt yaptıkları gün balıkları onlara akın akın gelindi; sebt yapmadıklarında ise onlara gelmezdi. Yoldan sapmaları yüzünden onları böyle imtihan ediyorduk. "

Beni İsrail'e Allah-u Teala'nın imtihanlarından birisi de şuydu: "Cumartesi günleri onların tatil günleriydi ve avlanmaları yasaktı. İmtihan şuydu: Yasak olan günde (Cumartesi günü) balıklar bol oluyordu. Diğer günler kıtlaşıyordu. Onlar güya bir hileyle bu yasağı delmeye çalıştılar. Irmakların ya da denizlerin kenarına havuzlar yapmışlardı. Cumartesi günü havuzların ağzını açıyorlardı. Balıklar oraya doluyordu. Sonra ağızlarını kapatıp diğer günler gelip onları avlıyorlardı. Bu şeytanca fikirle güya bir taşla iki kuş vurma niyetindeydiler. Hem Cumartesi yasağına uymuş sayacaklardı kendilerini, hem de balıktan mahrum kalmayacaklardı...
Ama Allah-u tela hak ettikleri cezayı onlara verdi ve meshederek onları maymunlaştırdı... Olayın özeti budur.

 

Bir kardeşin farklı görüşü:

Musa hocamın affına sığınarak cevaba ekleme yapmak istiyorum.

Bakara suresi 65. ayette geçen "Onlara aşağılık maymunlar olun dedik" cümlesi alimler tarafından farklı yorumlanmıştır. Kimi alimler bu insanların fiziksel (bedeni) olarak maymuna dönüştürüldüğünü savunur.  Bazı alimler ise burada kast edilenin fiziksel değil şahsiyet, yani kişilik bazında bir dönüşüm olduğunu savunur. Zira Yahudileşen İsrailoğulları kendi düşmanlarına özenir, onları taklit eder bir hale gelmişlerdi. Bu durum ise tamda "aşağılık maymunlar" ibaresi ile birebir örtüşmektedir.

Yüce kitabımızda İsrailoğlullarının kıssalarına çokça yer yerilmesinin bir sebebinin de Muhammed (s.a.a) ümmetini Yahudileşmekten korumak için tarihi örneklerle onları uyarmak olduğu göz önünde bulundurulursa ikinci görüş, yani ayette bahsedilenin kişilik bazında bir "maymunlaşma" olduğu görüşü ağır basar. Çünkü günümüz Müslümanlarının bir kısmı da düşmanlarına imrenip onları taklit ediyor, hatta kendilerinden olanı küçük görüp düşmanlarını üstün görüyor. Daha da kötüsü bazı Müslümanlar bilerek veya bilmeyerek İslam düşmanlarına hizmet ediyor.  Bakara suresi 65. ayetin açıklaması mahiyetindeki A'raf Suresi 163. ayette belirtilen imtihanda Yahudiler kurnazlıkla hareket edip güya hem yasağı çiğnemiyor hem de fırsattan istifade ediyorlardı. Günümüz Müslümanlarının birçoğu da bazı meselelerde aynı tavrı takınmıyorlar mı?

Bahsettiğim bu sebeplere binaen ben acizane Bakara suresi 65. ayette geçen "Onlara aşağılık maymunlar olun dedik" cümlesinden kast edilenin fiziksel değil şahsiyet yani kişilik bazında bir "maymunlaşma" olduğunu  savunan alimlerin görüşüne katılıyorum. En doğrusunu Rabbimiz bilir.

 

Cevap: Muhterem kardeşim, Beni İsrail'in  bahsedilen anlamda maymun sıfat kimseler olduğunu söylemek başka, fiziksel bir olayın da yaşanıp yaşanmadığı başka. Bu ikisinin birbiriyle bir çelişkisi yoktur. Allah-u Teala onların siretine uygun suretlerini de bu hale getirmiş olabilir ki hem Kur'an'ın zahiri bunu söylüyor, hem de bunu teyid eden hadisler vardır. Bir kaç örnek:

 

1- Resulullah'tan nakledilen bir hadiste şöyle buyuruyor: Allah-u Teala yedi yüz grubu küfürlerinden dolayı şekillerini değiştirmiş ve 13 hayvan şekline dönüştürmüştür." (Biharü'l-Envar, c.14, 787)

 

2- Hz. Ali'den (a.s) şöyle nakledilmiştir: "Resulullah'tan (s.a.a) meshedilmişlerin ne olduğunu sorduğumda, şöyle buyurdu: "Bunların sayısı on üçtür ve şunlardan ibarettir: Fil, ayı, domuz, maymun, yılan balığı, kertenkele, yarasa, lavra, akrep, örümcek ve tavşan…" (Vesail-üş Şia, c.16, s.317)

 

3- İmam Musa Kazım'dan  (a.s) şöyle nakledilmiştir: "Meshedilmişler on üçtür: Fil, ayı, tavşan, akrep, kertenkele, örümcek, lavra, yılan balığı, yarasa, maymun, domuz… Tavşan, hayız, cenabet vb. den gusül edip temizlenmeyen bir kadındı. (Yani o kadın tavşan şekline dönüşmüştür.) (Vesail-üş Şia, c.16, s.317)

 

4- İmam Caferi Sadık (a.s): "…Allah ve Resulü mesh olmuş bütün hayvanları haram kılmıştır." ( El-Kafi, c.6, s.247)

 

Not: “Mesh”den maksat, İslam öncesi bazı insanların veya ümmetlerin yaptıkları günahlardan ötürü Allah tarafından bir ceza olarak cinsiyetlerinin bahsi geçen bazı hayvanların cinsiyetine dönüştürülmesidir. Bu ceza İslam ümmetinde,  İslam Peygamberi'nin hürmetine kaldırılmıştır.   


Nitekim Kıyamet günü bu mesh daha geniş çapta gerçekleşecektir ve insanlar bu dünyada taşıdıkları sıfatlara uygun hayvani ve gayri hayvani  şekillerde haşrolacaklardır.

Örneğin bir hadiste şöyle buyuruyor: Kıyamet günü,

1- Yalan şayiaları yayanlar, maymun şeklinde,

2- Haram yiyenler, domuz şeklinde,

3- Faiz yiyenler, tepesi üstte,

4- Haksız hüküm veren kadı (hakim), kör olarak,

5- Kendini beğenmiş gururlular, sağır ve dilsiz halde,

6- İlmine amel etmeyen alim, dilini çinediği halde,

7- Komşusuna eziyet eden kimse, eli ayağı kesik halde,

8- Söz taşıyan kimse, ateşten dallara asılı olduğu halde,

9- Ayyaşlar, leşten daha iğrenç koktukları halde,

10- Müstekbir zorbalar, ateşten örtülere büründükleri halde haşrolacaklardır.

 

Soru: "...Esfele safilin" "... halaknal insane fi ahsani takvim" ve "...onlar hayvandan da beterdir." Bu konularda birbirine reel (madde anlamında) ve manevi bir bağlantının açıklamasını yapabilir misiniz?

Yukarıdaki açıklamalarınızla bunlarında bir bağlantısı olabilir mi?

Allah sizlerden razi olsun.

 

Cevap: Hz. Ali (a.s) buyuruyor ki: "Allah-u Teala meleklere sadece akıl vermiştir. Hayvanlara sadece şehvet vermiştir. İnsana ise hem akıl, hem de şehvet vermiştir. Kimin aklı şehvetine galip gelirse, meleklerden bile üstün olur. Kimin de şehveti aklına galip gelirse, hayvanlardan bile (aşağıya iner) daha kötü olur." (Biharü'l-Envar, c.60, s.299)

Bahsettiğiniz ayetler insan için söz konusu olan bu iki ters trendi açıklamaya yöneliktir.

 

Soru: Selamun aleykum,

Öncelikle sorumun cevabını yolladığınız için çok teşekkür ederim, Allah razı olsun.
sonraki maillerde meshden bahsetmişsiniz, kıyamet günü insanların taşıdıkları sıfatlara göre, hayvani ve gayri hayvani şekillerde haşr olacağına dair hadis buyrulmuş.

Diger günahların da şekilleri olacak değil mi? İftira, ahlaksızlık, gıybet..vs gibi. Bunlar sadece birkaç örneği. Peki, kıyamet günü derken, ilk bedenler mi değişecek? Yani insan ölmeden mi kılıklar değişecek; yoksa ruh bedenden çıkacak sonra mi kıyamet kopacak, sonra mi sekle girenler , sekle girecek.. Allah inşaallah onların yerinde olmayı nasip etmesin. Birde hadisin kaynağını öğrenmek istiyorum, nereden ve kimden olduğunu da yazarsanız sevinirim.
Allah razi olsun.

 

Cevap: Aleykum selam

 

Muhterem kardeşim, Rabbim hepimizi kahr u gazabından, mahşer gününün dehşetinden korusun.

 

Söz konusu değişim mahşer günü olacak.

 

Naklettiğimiz hadis, Resulullah’tan (s.a.a) nakledilmiştir. Kaynağı: Mecmeü’l-Beyan Tefsiri, c.10, s.642)

 

Kıyamette haşrolunmanın keyfiyetiyle ilgi birkaç hadis daha yazıyorum. İnşallah hepimiz için, öğüt ve uyarı olur.

 

1- İmam Cafer-i Sadık (a.s): “Kim Müslümanlara karşı iki yüz ve iki dille karşılaşırsa (iki yüzlülük yaparsa), Kıyamet günü, ateşten iki dile sahip olduğu halde haşrolur.” (Sevabü’l-A’mal, s.319)

 

2- İmam Cafer-i Sadık (a.s): “Kim Müslüman kardeşinin malını haksız yere yer ve ona iade etmezse, Kıyamet günü ateşten bir parça yiyecektir.” (Sevabü’l-A’mal, s.322)

 

3- İmam Cafer-i Sadık (a.s): “Kim insanları sömürmek için Kur’an okursa, Kıyamet günü yüzünde et olmadığı halde haşrolur.” (Sevabü’l-A’mal, s.325)

 

4- Resulullah (s.a.a): “İnsanları arkasından ayıplayalar, göz kaş işaretleriyle başkalarıyla alay edenler, söz taşıyanlar, iyilere karşı azgınlık yapıp onları incitenleri Allah köpekler şeklinde haşredecektir.” (Et-Terğibu vet-Terhib, c.3. s.500)

 

5- İmam Cafer-i Sadık (a.s): “Hiç şüphesiz (Kıyamet günü), Allah hesabı sona erdirinceye kadar kibirli insanlar, , küçük karıncalar şeklinde haşrolacaklar ve insanlar onları ayaklarının altına aalacaklardır.” (El-Kafi, c.2, s.311)

 

6- Resulullah (s.a.a): “Biz Ehlibeyt’e düşmanlık besleyen kimseyi Allah mutlaka cüzamlı halde haşredecektir.” (Sevabü’l-A’mal, s.243)

 

7- İmam Bakır (a.s): “İlahi kaderi yalanlayanlar, kabirlerinden maymun ve domuz şekline dönüşmüş halde haşrolacaklardır.” (Sevabü’l-A’mal, s.253)

 

8- İmam Cafer-i Sadık (a.s): “Dünyayı ahirete tercih eden kimse, kör olarak haşredilecektir.” (Biharü’l-Envar, c.7, 218)

 

9- Resulullah (s.a.a): “Ben miraca götürüldüğümde, bir kavme uğradım ki karınları ev büyüklüğündeydi ve içinde dışarıdan gözüken yılanlar vardı. “Bunlar kimdir ey Cebrail?” diye sordum. “Onlar fazi yiyenlerdir” cevabını verdi.

 

10- Resulullah (s.a.a): “Kıyamet günü olduğunda her hilekar için kendisini (insanlara tanıtıp rezil edecek) bir sancak olacaktır.” (Kenzü’l-Ummal, Hadis: 7681)

 

11- Resulullah (s.a.a): “Kim Allah’ın kendisine verdiği bir ilmi bilinçli olarak saklarsa (başkalarını yararlandırmazsa), Kıyamet günü ateşten bir gemle, gemlendiği halde Allah Celle celaluhu)’ya kavuşur.” (Emali’t-Tusî, s.377)

 

12- Hz. Ali (a.s): “Hiç şüphesiz ilmini saklayan alim, Kıyamet ehlinin en pis kokanı olarak dirilip (mahşere gelecektir). Her canlı ona lanet eder, hatta yeryüzünün küçük canlıları bile.” (El-Mehasin, c.1, s.361)

 

13- Resulullah (s.a.a): “Miraca götürüldüğüm gece, bir topluluğa uğradım ki dudakları ateşten makaslarla kesiliyor, sonra tekrar yeri doluyordu. Dedim ki “Ey Cebrail, kimdir bunlar?” Şöyle dedi: “Onlar ümmetinin dediklerine amel etmeyen, Allah’ın kitabını okuyup uygulamayan hatipleridir.” (Kenzü’l-Ummal, Hadis: 31856)

 

14- İmam Musa Kazım (a.s): “Bir kimseye mu’min bir kardeşi, bir zor durumdan dolayı hacetini götürürse, o da sıkıntıda olmadığı halde bizzat kendisi, ya da bir başkasının vasıtasıyla ona yardımcı olabileceği halde bunu yapmazsa, elleri boynuna zincirlenmiş olarak haşrolur ve Allah mahlukatın hesabını sona erdirinceye kadar öyle kalır.” (Biharü’l-Envar, c.74, s.287)

 

15- Hz. Emir-ül Mû'minin Ali'den (a.s) şöyle nakledilmiştir:

"Bir gün ben ve Fatıma (s.a) Resul-i Ekrem'in (s.a.a) huzuruna vardığımızda, Allah Resulü çok ağlamıştı. Ben ya Resulullah, dedim, canım sana feda olsun nedir seni ağlatan?

Şöyle buyurdu: "Beni göklere miraca götürdüklerinde, ümmetimden bazı kadınları şiddetli azap içerisinde gördüm; işte onların haline ağlamaktayım. Bir kadını saçından asılı bir halde, beyni kaynarken gördüm.

Bir diğerini, dilinden asılıyken, boğazına cehennemin pis kokulu kaynar suyundan döktüklerini gördüm.

Bir başkasının göğüslerinden asıldığını, birisinin kendi vücudunun etini yediği halde altından alevler yükseldiğini gördüm.

Bir diğerini, ellerinin ayaklarına bağlandığı bir vaziyette yılanların ve akreplerin kendisine musallat olduğunu gördüm.

Bir başka kadını gördüm ki, kör, sağır ve dilsizdi. Aynı zamanda ateşten bir sandığın içersine koyulmuş, beyni burnundan dökülüyor ve vücudu cüzam ve sedef hastalığından parça parça olmuştu.

Bir kadını ise ateş tandırında ayaklarından asılı bir vaziyette gördüm.

Bir başkasını gördüm ki vücudunun etlerini önden ve arkadan ateşten olan makaslarla kesiyorlardı.

Bir kadın ise yüzünü ve ellerini yaktığı halde kendi bağırsaklarını yiyordu.

Bir diğerini gördüm ki başı domuz başı, gövdesi ise eşek gövdesi gibiydi ve türlü türlü azabın içerisindeydi.

Bir başkasını köpek şeklinde gördüm ki, arkasından verdikleri ateş ağzından çıkıyor, başına ve bedenine ise melekler ateşten balyozlarla vuruyorlardı."

Hz. Fâtıma (a.s) dönüp "Ey benim habibim ve gözümün nuru, hangi amellerinden dolayı Allah-u Teala onları bu azaplara müptela kılmıştı?" diye sorunca, şöyle buyurdu:

"Kızım, saçından asılan kadının suçu; saçını namahremlere karşı kapatmaması idi. Dilinden asılan kadın, diliyle kocasına eziyet eden birisiydi. Göğüslerinden asılan kadının suçu, kocasını cinsel münasebetten alıkoymaktı. Ayağından astıkları kadın, kocasından izinsiz dışarıya çıkıp giden bir kadındı. Kendi vücudunun etini yiyen kadının suçu, yabancılar için süslenmek idi; elleri ayaklarına bağlananın ise, kendini ve elbiselerini temiz tutmayarak, cenabet guslü etmeyip, necislerden vücudunu uzak tutmamak ve namazını hafife almaktı. Kör ve dilsizin suçu şuydu ki, zinadan hamile kalıp o çocuğu kocasına isnad ediyordu. Vücudunun etini makasladıkları kimse ise, insanlar rağbet etsinler diye, vücudunu insanlara gösteren kimseydi. Yüzünü ve vücudunu yaktıkları halde bağırsaklarını yiyen kadın, nikâhsız kadın ve erkekleri birbirine ulaştırıp, günah işlemelerine vesile olan kadındı. Başı domuz başı, bedeni ise eşek bedeni olanın suçu, söz taşıma ve yalancılık idi. Köpek şeklinde olan ve altından ateş verdikleri kadın, şarkıcı ve hased eden kimseydi.

Bütün bunları anlattıktan sonra şöyle buyurdu Allah Resulü (s.a.a): "Yazıklar olsun kocasını kızdıran kadına. Ne mutlu kocası kendisinden razı olan kadına!" (Bihârü’l- Envâr, c.18, s.351)

 

 
Site içi Arama


 

 

 

 

Go to top of page  Ana Sayfa | Kitap Listesi | Kıble Dergisi | Makaleler | Kadin ve Aile | Cocuklar Îçin | Soru Ve Cevap | Yazarlarımız |
Kur`an | Hadisler | Dualar | Şiirler | Ses ve Video | Programlar | Linkler  |  Îletişim için |

Copyright© 2000 Kevser Yayinlari Internet Hizmetleri. Tüm Haklari Saklidir Ayrintili bilgi almak için veya bize her konuda yazmak için, paragonxx@yahoo.de  'e mesaj yollayiniz. WWW.KEVSERNET.COM