Advertisement

KEVSER YAYINCILIK

  Ana Sayfa / Soru ve Cevaplar

 

Bugün :  

Sık Kullanılanlara Ekle

 

Başlangıç Sayfası Yapın

 
 

Bismillahirrahmanirrahim

Soru - 547: Bildiğim kadarıyla hac kul hakkı hariç bütün günahları affediyormuş. (Faiz, içki, kumar, zina v.s.) Ancak haccı zengin olan insan yapabiliyor. Bu durumda zengin olan insan parasının gücüyle yapmış olduğu rezilliklerden günahlardan kurtulmuş oluyor. Parası olmayan ise günahlardan kurtulamıyor. Bu ahrette de paranın geçmesi demek olmuyor mu? Paran varsa işle günahları sonra git hacca gir cennete. Paran yoksa yürü cehenneme. Allah insanları parasına göre mi değerlendiriyor?

 

Cevap - 547: Muhterem kardeşim, soru sormanın da bir adabı var? Eğer birazcık inancın varsa, sorunun bir ucu Hak Teala’ya dayanmaktadır. İnsan kullandığı tabirlere birazcık dikkat eder. Soru sorma demiyorum. Ama aynı soruyu başka uygun bir tabirle de insan sorabilir. Her halükarda bu kadarı sizi ilgilendirir; sorunuzun cevabına gelince, bu hususta aşağıdaki noktalara dikkatinizi çekmek istiyoruz:

1- Evvela her kesin elinde imkân daha fazla olursa, bu bir açıdan avantaj gibi gözükse de başka açıdan dezavantaj da olabilir. Örneğin Haccın faziletini beyan eden hadislerin yanında şu hadisler de var:

 

“Kim imkanı olduğu halde haccını erteler ve bilahare hac yapmadan ölürse, Allah onu Kıyamet günü Yahudi veya Hıristiyan olarak haşreder!” (Biharü’l-Envar, c.77, s.58)

 

“Kim bu dünyada kör olursa, öbür dünyada da kör olur” ayetinin tefsirinde şöyle buyurdu: “Bu, hac yapma ikanı doğduğu halde, daha sonra yaparım, daha sonra yaparım (ne acelesi var) diyerek haccını geciktiren ve bilahare hac yapmadan ölen kimse içindir.” Tefsirü’-Eyyaşi, c.2, s.305)

 

2- Her hac yapanın günahları affedilecek diye bir kural yoktur. Bu sadece haccı kabul edilenler için geçerlidir. Haccın kabul olması için de birçok şartlar söz konudur ki bunlardan bazısını içeren hadislerden bir kaçını vermekle yetiniyoruz:

 

“Kim riya ve gösteriş için değil sadece Allah’ın rızasını kazanmak için Hac yaparsa, Allah onu bağışlar.” (Sevabü’l-A’mal, s.74)

 

“Kim haram bir malla hac yapar ve ‘Lebbeyk Allahumme lebbeyk’ (Allah’ın emrine amadeyim!) derse, Allah-u Teala da kendisine “La lebbeyk…” (kabul etmiyorum) diye cevap verir.” (Ed-Dürrü’l-Mensur, c.2, s.63)

 

Abdurrahman bin Kesir diyor ki İmam Cafer Sadık’la bir yıl hacca gittim, yolun bir yerinde bir dağa çıkarak, hacca giden hacı adaylarına bakarak şöyle buyurdu: “Ne de çoktur bağırıp çağıranlar, ne de azdır gerçek hacılar!” (Biharü’l-Envar, c.27, s.181)

 

İmam Sadık (a.s): “Hac iki çeşittir: Allah için hac ve insanlar için hac. Her kim Allah için hac ederse Allah katındaki sevabı cennettir. Her kim de insanlar için hac ederse kıyamet günü sevabı insanlara kalmıştır.”

İmam Sadık (a.s)’ın muhlis ve samimi Şiilerinden olan Ebu Basir, İmam (a.s)’la hac merasimine katıldı. İmam (a.s)’la birlikte Ka’be’yi tavaf ederken İmam’a şöyle dedi: “Canım sana feda olsun, acaba Allah Teala hac merasimine katılan bu kadar insanın hepsini affediyor mu?”

İmam (a.s), “Ey Eba Basir! Gördüğün bu toplumdan çoğu insanlar, maymun ve domuzdur!” buyurdu.

Ebu Basir, “Onları bana gösterir misiniz?” dedi.

İmam (a.s) elini onun gözlerine çekti, bir takım kelimeler söyledi. Aniden o insanlardan çoğunu maymun ve domuz görerek dehşete kapıldı! İmam (a.s) daha sonra yine elini onun gözlerine çekti. Derken onları zahirde oldukları şekliyle gördü.” (Biharü’l-Envar, c.47, s.79)

 

Allame Meclisi (r.a), Bihar’ul-Envar adlı kitabında İmam Cafer Sadık (a.s)’ın şöyle buyurduğunu nakletmiştir:

“Hacca gitmek istediğinde, hareket etmeden önce kalbini kendine meşgul eden her şeyden arındır. Tüm işlerini yaratıcıya bırak. Her hareket ve duruşunda Allah’a tevekkül et. Allah’ın kader ve hükmüne boyun eğ. Dünya ve dünya hayatının asayiş ve rahatlığıyla veda et.

Boynunda bulunan hakları öde.

Yolculuğun için hazırladığın azığına, bineğine, arkadaşlarına, gücüne, gençliğine ve malına güvenme. Zira bunlar bile sana düşman ve vebal olabilir. Herkim Allah’ın rızasını iddia eder ve buna rağmen başka bir şeye güvenirse, Allah o şeyi ona düşman ve vebal kılar…

Tekrar geri dönmeyecek kimse gibi bu yolculuğa hazırlan. Yol arkadaşına iyi davran.
Allah’ın farzlarının ve Resulünün (s.a.a) sünnetlerinin vakitlerine ve sana farz olan edep, sabır, şükür, şefkat, cömertlik ve azığından fedakârlık etmeye tüm vakitlerde riayet et.
Sonra günahlarını halis tövbe suyuyla yıka; doğruluk, sefa, huzur ve huşu elbisesini giyin.
Seni Allah’ın zikrinden ve itaatinden alıkoyan her şeyi kendine haram kılarak ihrama gir.
Allah’ın sağlam ipine sarılarak, halis, temiz ve saf bir şekilde aziz ve celil olan Allah’ın davetine icabet ederek lebbeyk de.

Müslümanlarla Allah’ın evini tavaf ettiğin gibi meleklerle arşın etrafında kalbinle tavaf et.
Hervele ederken nefsinin isteklerinden kaçın, tüm güç ve kudretinden el çek.
Mina’ya doğru çıkarken kendi gaflet ve sürçmelerinden çıkmayı, helal olmayan ve hak etmediğin hiçbir şeyi arzulamamayı kararlaştır.

Arafat çölünde kendi hatalarını itiraf et ve Allah’ın vahdaniyetine dair ahdini yenile. Müzdelife’de ise takva edin ve Allah’a yaklaş. Meş’ar dağından yukarı çıkmakla ruhunu da yüce âlemlere yücelt. Kurban keserken heva-heves ve ihtirasını boğazla.

Şeytanı (cemereleri) taşlarken şehvetlerini, düşüklüğünü, alçaklığını ve kınanmış işlerini taşla. Başını tıraş ederken zahiri ve batıni ayıplarının kökünü kazı. Hareme girerken, Allah’ın emanına, sığınağına, örtüsüne ve himayesine gir. Beyt’in sahibinin azametine yakin ederek ve O’nun kudret, azamet ve saltanatını tanıyarak Beytullah’ı ziyaret et. Hacer’ül-Esved’e Allah’ın kısmetine razı olarak ve izzetine boyun eğerek el sür. Veda tavafını yaparken Allah’tan başka her şeye veda et. Sefa dağında durarak ruhunu ve içini Allah ile görüşeceğin gün için cilalandır. Merve’de ise mürüvvet sahibi ol, ilahi takvaya bürün. Sonra da bu haccında şart koştuğun, Rabbin ile sözleştiğin ve kıyamete kadar kendine farz kıldığın şeyler hususunda mukavemet göster.” (Misbahü’ş-Şeria, 142)

 

Evet görüldüğü gibi hac ameli öyle kolay bir amel değil ve kabulü için bir sürü şartlar gerekir.

 

3- Hacca gitme imkanı olmayanlar için de sevap kazanmak veya günahlarını affettirmek amacıyla Allah-u Teala bir çok alternatif yollar koymuştur. Mesela İmam Muhammed Bakır’dan (a.s) şöyle nakledilmiştir:

 

“Müslümanlardan bir ailenin geçini sağlayıp, onları doyurmam, giyindirmem ve onur ve haysiyetlerini korumam benim için yetmiş hac yapmaktan daha sevimlidir.” (Sevabü’l-A’mal, s.170)

 

Günahlara kefaret olacak birçok başka yollar da vardır ki biz burada bunlardan bir kaçını zikrediyoruz:

İmam Sadık (a.s.): "Güzel ahlak ve güzel huy, güneş buzu erittiği gibi, günahı eritip yok eder. Kötü ahlak ise, sirkenin balı bozduğu gibi (iyi) ameli bozup fasit eder."(Bihar-ül Envar, C.71, S.395)      

Resul-i Ekrem: "Kimde şu dört sıfat olursa, tepeden tırnağa kadar da günah içinde olsa, yine de Allah onları iyiliklere çevirir: Doğruluk, Haya, Güzel ahlak ve Şükür." (El-Kafi, C.2, S.107)      

Hz. Ali (a.s.: "Büyük günahların keffaretlerinden birisi de, zor durumda olanın yardımına koşmak ve sıkıntılı kimsenin sıkıntısını gidermektir." (Nehc-ül Belağa, Hikmet: 24)

 

İmam Ali (a.s.): "Sadaka ve sılayı rahim ile günahlarınızın üzerini örtün (onu affettirin) ve kendinizi Rabbinize sevdirin." (Gurer-ul Hikem, Hadis: 7258)

Hz. Ali (a.s.): "Cömertlik günahları temizler ve kalplerin muhabbetini sağlar." (Gurer-ul Hikem, Hadis: 1738)

Resul-i Ekrem (s.a.a): "Üç şey (günahlara) keffaret sayılır: Herkese selam vermek, (Mu'minlere) yemek ve ziyafet vermek, insanlar uykudayken gece namazı kılmak." (Mekarim-ul Ahlak, C.2, S.325)

Resul-i Ekrem (s.a.a): "Aileye hizmet etmek büyük günahların keffareti olur ve Allah'ın gazabını söndürür." (Cami-ül Ahbar, S.276)               

Resul-i Ekrem (s.a.a): "Aileye ancak, sıddık olan, şehid olan yada Allah'ın kendisi için dünya ve ahiret hayrı istediği kimse hizmet eder." (Bihar-ül Envar, C.104, S.132)

Resul-i Ekrem (s.a.a): "Bir erkek eşine bir su (bile) verdiğinde sevap alır." (Kenz-ül Ummal, Hadis: 44435)     

İmam Sadık (a.s): "Kimin ailesine iyilik ve (hizmeti) güzel olursa, Allah ömrünü uzatır." (El-Hisal, C.1, S.88)

Resul-i Ekrem (s.a.a): "Erkeğin, eşinin yanında oturması, benim şu mescidimde (ibadet için) itikaf etmekten Allah-u Teala'ya daha sevimlidir." (Tenbih-ul Havatir, C.2, S.122)

İmam Sadık (a.s): "Bir kadın kocasına bir içim su verirse, bu onun için, gecesi ibadet, gündüzü oruçla geçen bir yılın ibadetinden daha hayırlıdır. Ve her bir defa verdiği suyun karşısında Allah onun için cennette bir şehir kurar ve altmış günahını bağışlar." (Vesail-üş Şia, C.14, S.123)

İmam Sadık (a.s)dan şöyle rivayet edilmiştir: "Ümmü Seleme (validemiz), Hz. Resulullah'a (s.a.a) kadınların eşlerine ettikleri hizmetin fazileti ve sevabı hakkında sorunca, Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: "Herhangi bir kadın, eşinin evinde, iyilik ve ıslah niyetiyle, bir şeyi bir yerden kaldırıp bir başka yere koyarsa (ev içerisinde hizmet ederse), Allah o kadına (rahmet gözüyle) bakar ve Allah kime (bu gözle) bakarsa, onu azap etmez." Hz. Ümmü Seleme (r.a): "Anam babam sana feda olsun, zavallı kadınların sevabını daha da artır" deyince, şöyle buyurdular: "Ey Ümmü Seleme, bir kadın hamile kaldığında, ona, canıyla malıyla Allah (c.c.) yolunda cihad eden kimsenin sevabı verilir. Doğum yaptığında, ona şöyle denilir: "Artık senin günahın bağışlandı; ameline baştan başla." Çocuğuna süt vermeye başladığında, her süt verme karşılığında İsmail oğullarından birisini azad etmenin sevabını alır." (Bihar-ül Envar, C.103, S.251) 

Resul-i Ekrem (s.a.a): "Kim ilim talep ederse, bu, geçmişine keffaret olur." (Sahih-i Tirmizi, Hadis: 2648)

Birisi Resulullah'a (s.a.a) gelerek: "Ey Allah'ın Resulü" dedi, günahlarım çoğalmış amelim zayıflamıştır (ne yapmam gerekir?)" Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: "Çokluca secde yap, zira rüzgar ağacın yapraklarını döktüğü gibi, secde de günahları öylesine döker." (Emal-is Saduk, S.404)       

İmam Rıza (a.s): "Bir kimse günahlarına keffaret olacak bir şey yapmıyorsa, Muhammed ve Ehlibeyt'ine (s.a.a) çok salavat getirsin; zira bu, günahları yok eder." (Emal-is Saduk, S.68)     

İmam Musa Kazım (a.s.): "Kim akşam namazı için abdest alırsa, bu abdesti onun gündüz yaptığı günahlara keffaret olur; büyük günahlar hariç." (Sevab-ul A'mal, S.32)                

Hz. Ali (a.s): "(Kıldığınız) beş vakit namaz, onların arasında işlenen günahlarınıza keffaret sayılır;, büyük günahlardan kaçındığınız müddetçe. (Kûr'an'da da) Allah-u Teala "İyilikler, kötülükleri temizler" buyurduğunda, işte bunu kastetmektedir." (Deaim-ül İslam, C.1, S.135)

Bir başka hadiste şöyle buyuruyor: "Kim namazı hakkını tanıyarak yerine getirirse, bağışlanır." (El-Hisal, C.2, S. 628)            

İmam Zeyn-ül Abidin (a.s.): "Kul için görevlendirilen melek, (amelleri) onun amel sayfasına yazmaktadır; o sayfanın başına ve sonuna hayır yazdırırsanız, ortası sizin için bağışlanır." (Bihar-ül Envar, C.5, S.329)

 

 
Site içi Arama


 

 

 

 

Go to top of page  Ana Sayfa | Kitap Listesi | Kıble Dergisi | Makaleler | Kadin ve Aile | Cocuklar Îçin | Soru Ve Cevap | Yazarlarımız |
Kur`an | Hadisler | Dualar | Şiirler | Ses ve Video | Programlar | Linkler  |  Îletişim için |

Copyright© 2000 Kevser Yayinlari Internet Hizmetleri. Tüm Haklari Saklidir Ayrintili bilgi almak için veya bize her konuda yazmak için, paragonxx@yahoo.de  'e mesaj yollayiniz. WWW.KEVSERNET.COM