 |
Bismillahirrahmanirrahim
Soru-502:
Allah Teala Kur'an-ı Kerim'in bazı yerlerinde
"İstediğine merhamet eder, istediğine de azap
eder" diyor. Buradaki anlamlar ne doğrultudadır.
Zira Allah Teala eğer istediğine azap edip
istediğini affedecekse, insanın yaptığı amellerin
ne anlamı kalıyor?
Burada ayetin
muhatapları günahları sevaplarından ağır gelen
mü'minler midir acaba? Yani onlardan bazılarını
yaptıkları bazı güzel amellerden dolayı affedip
cennetine alacak, ama bazılarına bu kadar
merhametli olmayacak. Veya Allah Teala dünyada
istediğine mal, mülk, rızık verip merhamet eder,
ama bazılarına bunları vermeyip merhamet etmemiş
olur.
Bu konuda beni aydınlatırsanız çok sevinirim
hocam. Şimdiden Allah razı olsun.
Cevap-502:
Muhterem kardeşim, hiçbir zaman Allah-u Teala
hakkında kullanılan tabirleri insanlar hakkında
kullanılanlarla aynı tutmamalı ve Hak Teala’nın
fiillerini kendimizinkiyle kıyaslamamalıyız. Evet
çoğu yanlış anlamalarımız bu yanlış
kıyaslamalarımızdan kaynaklanıyor. Biz insanlar
için “isterse, şöyle yapar, isterse böyle yapar”
tabirleri kullanıldığında nefis taşıdığımız için,
çeşitli etkenlerin etkisinde kaldığımız için
icabında bundan keyfilik de anlaşılabilir. Ancak
Hak Teala hakkında bu tür tabirler kullanıldığında
her zaman onun bütün sıfatları dikkate alınarak
anlaşılmaya çalışılmalıdır. Dolayısıyla bir kimse
örneğin sadece Hakk’ın “HER ŞEYE KADİR” olduğunu
dikkate alarak hükmeder ve diğer sıfatlarını göz
ardı ederse, Hak Teala’ya “kabih-çirkin” olan bazı
filleri de isnat etme gafletine düşebilir. Nasıl
olsa o kadirdir, o halde her istediğini yapar,
ister iyi olsun, ister kötü.
Oysaki Allah-u
Teala kadir olmakla birlikte “ADİL” ve “HEKİM”dir
de. Dolayısıyla gücü yettiği her şeyi yapabilir,
ama yapmaz. Yani adaletine, hikmetine aykırı olan
şeyleri asla yapmaz. Dikkat edin “yapmaz” diyoruz,
“yapamaz” değil. Bu yüzden “isterse azap eder,
isterse merhamet eder” derken, maksat şudur ki o
irade ederse, müstahak olan herkesi azap edebilir
ve hak eden her kese merhamet eder ve kimse bunu
yapmasına engel olamaz. Evet, bu son cümlelerden
de anlaşılacağı gibi, bu tabiri kullanmasının
sebebi, hâşâ keyfi davranmayı ve müstahak olmasa
bile azap edeceği veya hak etmese bile rahmet
edeceğini ifade etmek için değil, onun kudretinin
sınırsızlığı ve kimsenin onun yapması gerekeni
yapmasına engel olamayacağı gerçeğini
vurgulamaktır. Ama elbette her yaptığı hikmet ve
adalete dayalı olacaktır. Çünkü bu sıfatlar onun
zatı mukaddesiyle bir bütündür. Bu gerçeği sizin
verdiğiniz ayetten hemen sonra gelen ayetten
anlamak da mümkündür. Önce her iki ayetin metnini
görelim:
“O, dilediğine azab eder,
dilediğine rahmet eder. Ancak O'na
döndürüleceksiniz. * Siz ne yeryüzünde, ne de
gökte (Allah'ı) aciz bırakamazsınız. Allah'tan
başka bir dost ve yardımcı da bulamazsınız.”
(Ankebut, 21-22)
İşte görüldüğü gibi bu tabir
Hakk’ın kudretinin mutlaklığı ve kimsenin onun
istediğini ve gerekeni yapmasına engel
olamayacağını vurgulamak içindir.
|
 |