Advertisement

KEVSER YAYINCILIK

  Ana Sayfa / Soru ve Cevaplar

 

Bugün :  

Sık Kullanılanlara Ekle

 

Başlangıç Sayfası Yapın

 
 

Bismillahirrahmanirrahim

 

Soru-485: Sn hocam, benim size şöyle bir sorum olacak... Şia Hz. Ali'ye bir takım ulûhiyetlerin yüklenmesini nasıl karşılıyor... Caferilik.com daki Alevi şairlerinin yer verdiğiniz şiirlerinde de bu ulûhiyetleri görebiliyoruz...Mesela http://www.caferilik.com/nefesler/hilmi.htm

Ali evvel, Ali âhir, Ali bâtin, Ali zâhir, Ali Tayyib, Ali tahir, Ali göründü gözüme Ali candır Ali canan, Ali dindir Ali iman, Ali Rahîm, Ali Rahman, Ali göründü gözüme

 

Cevap-485: Muhterem kardeşim, gerçi bu tip sözlere başka yerlerde makul yorumlar getirilmiştir. Örneğin Ali evveldir, yani  Resulullah'a ilk iman eden kimsedir. Ali ahırdır, yani Resulullah vefat ettiğinde ondan en son ayrılan kimsedir. Ali batındır, yani diğer peygamberlerle batınen, ama Hatemü'l-Enbiya ile zahiren beraberdi. Ali Rahim, Ali Rahman, yani Ali (a.s) Hak Teala'nın rahmet sıfatının tecelligahıdır. Fakat bu tür yorum ve tevillerin yapılması mümkün olmakla birlikte, bu sıfatları özellikle yalın haliyle kullanmak asla doğru değildir. Çünkü yanlış anlaşılmaya, yanlış yorumlanmaya gayet müsait cümlelerdir. Değerli kardeşlerim biz bizzat Ehlibeyt İmamlarının kendileri hakkındaki sözlerinden bir kısmını, ardından da mektebimizin söz sahibi büyük alim ve müctehidlerinden bazısının görüşünü numune olarak aktarıyoruz. Dolayısıyla da bu mektebe ve İmamlarına bunun dışındakini isnad etmeye kimsenin hakkı yoktur:

 

1- Resulullah (s.a.a): "Ümmetime benim hadislerimden ancak akıllarının kaldırabileceği şeyleri söyleyin." (Kenzü'l-Ummal, Hadis: 29284)

 

2- Hz. Emirü'l-Mu'minin Ali (a.s): "Allah'ın ve Resulü'nün yalanlanmasını mı istiyorsunuz? İnsanlara tanıdıkları (kaldıracakları) hadisleri söyleyin, inkar edebilecekleri hadisleri değil." (Biharü'l-Envar, c.2, s.77)

 

3- İmam Rıza (a.s): "Bizim hadislerimizin içinde aynı Kur'an'da olduğu gibi müteşabih ve muhkem olanlar vardır. Siz onların müteşabihini, muhkem olanlarına götürerek (izah etmeye çalış), muhkemini bırakıp da müteşabih olanlarını takip etmeyin. Yoksa yolunuzu şaşırırsınız." (Uyun-u Ahbari'r-Rıza, c.1, 290)

 

4- İmam Ali aleyhisselam'dan şöyle rivayet edilmiştir: "Bizim hakkımızda guluv etmekten sakının; 'Allah’ın emrinde olan küçük kullardır' diyin ve bunu dedikten sonra faziletimizde istediğiniz şeyi söyleyin."[12]

el-Hısal, s.614/10; Tuhef-ul Ukul en Âl-ir Resul -İbn-i Şu'be-i Herranî-, s.104, Necef-ul Eşref-Hayderiyye basımı, 5. baskı; Gurer-ul Hikem, s.2740.

 

5- Emirulmüminin Ali aleyhisselam şöyle buyurmaktadır: "Resulullah Sallallah'u aleyhi ve âlih bana şöyle buyurdu:

“ Sende İsa'dan bir misal var; bu özellik Yahudileri İsa'ya düşman etti, öyle ki onun annesine iftira ettiler; Hıristiyanlara da onu sevdirdi, hatta onu sahip olmadığı makama düşürdüler..."

(Müsned-i Ebi Ye'la, c.1, s.406/534; Tercümet-i Tercemet-i Emirulmüminin min Tarih-i Medinet-i Dimeşk, c.2, s.237/742; Emal-i Tusî, s.256/462; es-Sünne -İbn-i Ebi Asim-, s.470/1004-, Beyrut-Mektebet-ul İslamiyye, 2. baskı)

 

6- İmam Sadık aleyhisselam şöyle buyuruyor: "Bizim kendimiz hakkımızda söylemediklerimizi, bizim hakkımızda söyleyene Allah lanet etsin; bizi, yaratan, dönüşümüz kendisine olan ve işimizi elinde bulunduran Allah'ın kulluğundan çıkarana Allah lanet etsin."

(Bihar-ul Envar -Meclisî-, c.25, s.297/59, Rical-i Keşşi'den naklen, Beyrut-el-Vefâ müessesesi, 2. baskı)

 

7- Emirulmüminin Ali aleyhisselam'dan şöyle rivayet ediliyor: "Küfür dört direk üzerine kurulmuştur: Fısk, guluv, şek ve şüphe." (Usulu’l-Kâfi, c.2, s.391/1)

 

8- İmam Sadık aleyhisselam şöyle buyurmuştur: "Guluv edene de ki: Allah'a tövbe edin; zira siz fasık, kafir ve müşriksiniz." (Rical-u Keşşî, s.297/527)

 

9- Yine İmam aleyhisselam'dan şöyle rivayet edilir: Sudeyr'in, o hazrete, bazıları, "O'dur ki gökte de Tanrı'dır, yerde de Tanrı'dır" (Zuhruf, 84) ayetine dayanarak sizin ilah olduğunuzu söylüyorlar, demesi üzerine İmam aleyhisselam şöyle buyurdu: "Ey Sudeyr! Benim kulağım, gözüm, derim, etim, kanım ve bedenimdeki tüyler onlardan beridir ve Allah da onlardan beridir; onlar benim ve babalarımı dini üzere değillerdir. Vallahi, Allah kıyamet günü benimle onları bir araya getirince onlara gazab edecektir." (Usul-u Kâfi, c.1, s.269/6)

 

10- İmam Sadık aleyhisselam'dan bir rivayette de şöyle geçer: "Gençlerinizi Gulat'tan sakındırın ki onları fasit etmesinler; Gulat, Allah'ın en kötü kullarıdır. Onlar, Allah'ın azametini küçültüp Allah'ın kulları için ilahlık iddia ederler; vallahi Gulat Yahudilerden, Hıristiyanlardan, Mecusilerden ve Allah'a ortak koşanlardan daha kötüdür." (Emali-i Tusi, s.650/1349)

 

11- Emirulmüminin Ali aleyhisselam şöyle buyurmaktadır: "Yakındır, benim yüzümden iki bölük helâk olur gider: Bir bölüğü, beni fazlasıyla sevendir; sevgi, gerçek olmayan inanca yürütür onu; öbürü, bana buğuz edendir; buğuz, gerçek olmayan yola salar onu. İnsanların hayırlıları, hakkımda ne ileri gidenleridir, ne geri kalanları. Onlar, orta yolu seçerler." (Nehc-ul Belağa, 128. hutbe)

 

12- Başka bir yerde şöyle buyuruyor: "Biz Ehlibeyt hakkında iki grup olur: Biri beni aşırı seven, diğeri şaşa kalan iftiracı." (es-Sünne -İbn-i Asim, s.470/1005)

 

13- İmam Rıza aleyhisselam da şöyle buyurmuştur: "Biz Muhammed'in Ehlibeyt'i orta yoluz, hakkımızda aşırı giden bizi idrak edemez ve geri kalan da bizden önce geçemez." (Usul-u Kâfi, c.1, s.101/3, Allah Teala'nın kendisini sıfatlandırmadığı şeyle O'nu sıfatlandırmadan nehiy babı)

 

Büyük Şia alimlerinin görüşleri:

1- Şeyh Saduk (r.a) diyor ki: Gulat ve Müfevvize hakkında bizim görüşümüz şudur: Onlar Allah'a kafirdirler; onlar Yahudi, Hıristiyan, Mecusi, Kaderiyye, Haruriyye ve sapık ve heveslerine uymuş bütün bidat ehlinden daha kötüdür. (İ'tikadat-u Saduk, s.97/37, Kum-el-Mu'temir-ul Alemî li Elfiyyat-i Şeyh Mufid, 1. baskı)

 

2- Şeyh Mufid (r.a) diyor ki: Gulat, görünüşte Müslüman geçinenlerdendir; onlar Emirulmüminin Ali aleyhisselam'a ve onun soyundan gelen İmamlara ilahlık ve peygamberlik nispet etmektedirler... Onlar sapık ve kafirdirler. Emirulmüminin Ali aleyhisselam onların öldürülmesini ve ateşte yakılmasını hükmetmiştir; Ehlibeyt İmamları (aleyhisselam) ise onların kafir olduklarını ve dinden çıktıklarını vurgulamışlardır. (Tashih-ul İ'tikad, s.131, guluv ve tefviz bölümü)

 

3- Şeyh Muzaffer (r.a) şöyle demiştir: Biz, İmamlar hakkında aşırı inanç besleyenlerin yahut hulule inananların inançlarını beslemeyiz; "O söz, onların ağızlarından çıkan ne de büyük bir söz" (Kehf, 5); ne de büyük bir küfür. Bizim inancımız şudur: Onlar da bizim gibi insandır; bize emredilenler, onlara da emredilmiştir; bizim nehyedildiğimiz şeylerden, onlar da nehyedilmiştir. Bize olan tebşirde, tenzirde onlar da dâhildir. Ancak onlar, Allah Teala'nın yüceltmesiyle, vilayetine mazhar kılmasıyla yüceltilen, lutfa nail olan kullardır. Onlar, bilgi, takva, yiğitlik, kerem, temizlik ve bütün üstün huylar, güzel ve övülmesi gereken sıfatlar bakımından, insanlığın en yüce derecelerine ulaşmışlar, bu yüzden de İmamet makamına yüceltilmişlerdir; hükmetmek, hâkim olmak bakımından, Peygamberden (sallallah'u aleyhi ve âlih) sonra din ve dünya işlerinde insanların baş vuracakları kişiler olmuşlardır; Kur'an-ı Kerim'in tenzilini, te'vilini, tefsirini, hakkıyla onlar bilirler. Nitekim İmamımız Cafer Sadık aleyhisselam, "Bizim hakkımızda yaratıklara caiz olan şeyler, bizden size bildirilir de onları anlayamazsanız, onlar hakkında ayak diremeyin, onları inkar etmeyin, bu hususta bize müracaat edin; fakat hakkımızda, yaratıklarda olmasına imkan bulunmayan şeyler nakledilirse reddedin, onlar hakkında bize baş vurmayın" buyurmuşlardır. (Akaid-ul İmamiyye -Şeyh muzaffer-, s.326/28, Ehlibeyt İmamları aleyhisselam hakkında inancımız, Kum-İmam Ali müessesesi, 1. baskı)

 

4- Şeyh Kaşif-ul Ğıta, Gulat ve görüşleri hakkında bahsederken şöyle demişlerdir: İmamiyye Şiası ve Ehlibeyt İmamları aleyhisselam bu fırkadan berî olduklarını vurgulamaktadırlar... Yine bu görüşlerden berî olduklarını bildirerek bunu küfür ve dalaletin en kötü derecesi sayarlardı; İmamiyye ve Ehlibeyt İmamlarının (aleyhisselam) dini halis tevhid ve Yaratıcının yaratıklara her türlü benzemekten münezzeh oluşudur... (Asl-uş Şia ve Usuliha -Şeyh Kaşif-ul Ğıta-, s.173-177, Kum-İmam Ali müessesesi, 1. baskı)

 

 
Site içi Arama


 

 

 

 

Go to top of page  Ana Sayfa | Kitap Listesi | Kıble Dergisi | Makaleler | Kadin ve Aile | Cocuklar Îçin | Soru Ve Cevap | Yazarlarımız |
Kur`an | Hadisler | Dualar | Şiirler | Ses ve Video | Programlar | Linkler  |  Îletişim için |

Copyright© 2000 Kevser Yayinlari Internet Hizmetleri. Tüm Haklari Saklidir Ayrintili bilgi almak için veya bize her konuda yazmak için, paragonxx@yahoo.de  'e mesaj yollayiniz. WWW.KEVSERNET.COM