Advertisement

KEVSER YAYINCILIK

  Ana Sayfa / Soru ve Cevaplar

 

Bugün :  

Sık Kullanılanlara Ekle

 

Başlangıç Sayfası Yapın

 
 

Bismillahirrahmanirrahim

 

Soru-476: Masumiyete muhalif çevrelerin iddialarına delil olarak gösterdikleri şeylerden birisi Kur'ân'da Resulullah'a yönelik yapılan ve zahiri uyarı niteliği taşıyan bazı emir ve nehiylerdir. Bu tabirlere, emir ve nehiylere dayanarak masum olsaydı uyarılmasına ne gerek vardı deyip, güya bunları masumiyete aykırı şeyler olarak ileri sürüyorlar. Bu uyarıları masumiyetle çelişmeyecek şekilde nasıl yorumlayabiliriz?

 

Cevap-476: Sorunun cevaplamaya geçmeden önce cevabın daha iyi anlaşılması için soruda bahsedilen ayetlerden bazı örnekler vermemiz gerekir. Daha sonra ayetlerin tahlilindeki genel ölçüyü vereceğiz ki benzer bütün örnekler için geçerli olsun.

 

a) Müslümanlar bir müddet Beytü'l-Mukaddes'e doğru namaz kılıyorlardı. Ama daha sonra Allah-u Teâlâ bazı maslahatlara binaen kıbleyi Mescidü'l-Harâm'a doğru değiştirdi. Bunu gören münafıklar ve Yahudiler yaygara kopararak Müslümanların kafasını bulandırmaya çalıştılar. Allah-u Teâlâ indirdiği ayetlerle bu yaygaralara cevap verdikten sonra Resulü'ne hitaben şöyle buyurdu:

"O hak, Rabbindendir. Artık şüpheye düşenlerden olma sakın!" (Bakara, 147)

Benzer bir uyarı Hz. İsa'nın ulûhiyetini reddedip onun Hz. Hz. Meryem'in oğlu olduğunu ve Hz. Âdem gibi babasız dünyaya geldiğini beyan ettikten sonra, Resulullah'a hitaben şöyle yapılmıştır:

  "O hak, Rabbindendir. Artık şüpheye düşenlerden olma!" (Al-i İmran, 60)

   Açıktır ki gayb âlemini şuhud eden, vahiy meleğini görüp onunla konuşan, miraçta büyük İlahi ayetleri gören Resulullah'ın hakkı kabullenmekte şüphe ve tereddüt yaşaması mümkün değil. Yukarıda da beyan ettiğimiz gibi bu tür hitaplarda asıl muhatap Resulullah değil başkalarıdır.

 

b) Daha önce masumiyetin delillerinden bahsederken çalınan zırh olayı hakkındaki ayeti aktarmıştık. O ayetlerde Allah-u Teâlâ Resulü'ne şöyle hitap ediyor:

"Biz sana Kitab (Kur'ân)ı hak olarak indirdik ki, insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği şekilde hüküm veresin. Sakın hainlerin savunucusu olma!" (Nisa, 105)

Bir ayet sonrasında ise şöyle buyurmaktadır:

"Kendilerine hainlik edenleri savunma. Muhakkak Allah hain günahkârları sevmez." (Nisa, 106)

Söz konusu olayda gerçi Resulullah zahiri göstergelere dayanarak hüküm verme aşamasındaydı ve Allah-u Teâlâ bu kadar bir yanlıştan bile Resulünü korudu; ama kesinlikle ne bir hainin taraftarlığını yapmıştı, ne de bir haini savunma niyetindeydi; bunu yapanlar başkalarıydı. Ama Allah-u Teâlâ yukarıda bahsettiğimiz maslahatı dikkate alarak onların yanlışlarını direk olarak yüzlerine vurma yerine Resulü'nü muhatap alıp, "kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla" yöntemini kullanmıştır.

 

c) "Allah ile birlikte başka bir ilâh edinme! Yoksa kınanmış ve yalnız başına bırakılmış olarak oturup kalırsın." (İsra, 22)

"İşte bunlar, Rabbinin sana vahyettiği hikmetlerdendir. Sakın Allah'la beraber başka bir ilâh uydurma. Aksi halde kötülenmiş ve Allah'ın rahmetinden uzaklaştırılmış olarak cehenneme atılırsın." (İsra, 39)

"Elbiseni temizle. * Pislikten (puttan) sakın." (Müddessir, 4-5)

Bu ayetlerden de bazıları Resulullah'ın şirke düşme tehlikesinin olduğunu, dolayısıyla masum olamayacağını çıkarmaya çalışıyorlar.

Oysa şirki ve putperestliği ortadan kaldırmak için gönderdiği Peygamberine Allah-u Teâlâ dönüp "Kendine başka ilah edinme veya puttan sakın" buyuruyorsa, akıl sahibi her kes bundaki asıl muhatabın başkaları olduğunu teslim etmesi gerekir.

 

d) "Âyetlerimiz hakkında münasebetsizliğe dalanları gördüğün zaman hemen onlardan uzaklaş ki, ondan başka söze dalsınlar. Eğer şeytan bunu sana unutturursa hatırladıktan sonra hemen kalk, o zalimler topluluğuyla oturma." (Al-i İmran, 68)

Bu ayet de masumiyet karşıtlarının sık sık ileri sürdükleri bir delildir. Diyorlar ki ayet bize Resulullah'ın şeytan'ın vesveseleriyle unutkanlık ve gaflete düşüp İlahi ayetlerle alay edenlerle birlikte olabileceğini gösteriyor. Bu ise masumluğa büsbütün ters bir durumdur.

Bizce burada da yine asıl muhatap Resulullah değil, genel anlamda Müslümanlardır. Zira bir sonraki ayette açık bir şekilde şöyle buyurmaktadır:

"Allah'tan korkanlara o zalimlerin hesabından bir sorumluluk yoktur. Fakat bu bir hatırlatmadır. Gerekir ki sakınırlar." (Al-i İmran, 69) Görüldüğü gibi bu ayette "Allah'tan korkanlara" şeklinde çoğul kipi kullanarak, bu uyarıdaki muhatabın bir tek kişi değil, genel olarak bütün Müslümanlar olduğunu ortaya koymuş oluyor. Kısacası bu da yine "Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla" babından bir hitaptır..  

Yukarıda da değindiğimiz gibi bu türden uyarıları taşıyan başka ayetler de vardır ki yaptığımız bu açıklamalarla, onların da gerçek tefsir ve tahlili anlaşılmış olduğundan, sözü bu bundan fazla uzatmaya gerek görmüyoruz.

 

 
Site içi Arama


 

 

 

 

Go to top of page  Ana Sayfa | Kitap Listesi | Kıble Dergisi | Makaleler | Kadin ve Aile | Cocuklar Îçin | Soru Ve Cevap | Yazarlarımız |
Kur`an | Hadisler | Dualar | Şiirler | Ses ve Video | Programlar | Linkler  |  Îletişim için |

Copyright© 2000 Kevser Yayinlari Internet Hizmetleri. Tüm Haklari Saklidir Ayrintili bilgi almak için veya bize her konuda yazmak için, paragonxx@yahoo.de  'e mesaj yollayiniz. WWW.KEVSERNET.COM