Advertisement

KEVSER YAYINCILIK

  Ana Sayfa / Soru ve Cevaplar

 

Bugün :  

Sık Kullanılanlara Ekle

 

Başlangıç Sayfası Yapın

 
 

Bismillahirrahmanirrahim

 

Soru-475: Neden Şiiler Resulullah'ın zevcelerine saygısızlık yapıyor. Ayrıca onların naklettiği hadislere itibar etmiyor?

 

Cevap-475: Muhterem kardeşim, maalesef siz de birçok Sünni kardeşimiz gibi bu sözleri bir takım ön yargı ve kafadan dolma bilgilerle, yazmışsınız. Önce şunu söylemeliyim ki Resulullah'ın zevcelerine biz de saygılı olunması gerektiği düşüncesindeyiz. Ancak bu onların hiç yanlış yapmadıkları anlamına gelmez. Böyle olsaydı zaten Ahzap Suresi ayet 31 de "Ey Peygamberin zevceleri, siz her hangi bir kadın gibi değilsiniz. Sizin yaptığınız bir çirkin işe karşılık Allah iki kat vebal ve bir iyiliğinize karşı da iki kat sevap verir.." buyurmazdı. Evet, onlar, nübüvvet makamına mensup kimseler oldukları için mesuliyetleri daha ağırdır ve örnek olma durumundadırlar. Bu yüzden yaptıkları yanlışlar başkalarını da yanlış yönde etkilediği için, veballeri katlar. Aynı şekilde bu örneklik konumlarından dolayı daha çok dikkat etmeleri ve bu işin sıkıntılarına daha çok katlanmaları gerektiği için de daha çok sevap alırlar.

Onların bazısının (Ümmül-Mu'min Aişe ve Ümmül-Mu'min Hafsa) bizzat Resulullah'a karşı yaptıkları yanlışları yine Kur'an ve hadislerden öğreniyoruz. Tahrim suresinin ilk ayetlerinde bahsedilen olay (Buhari'nin nakline göre bal şerbeti olayı), bunların bir örneğini açıkça beyan etmektedir, bakabilirsiniz. Yine Ahzap suresinin yukarıda değindiğimiz ayetinde Resulullah'ın zevcelerinin evlerinde oturup dışarı çıkmamaları emredilmiştir. Ancak hepimiz biliyoruz ki Ümmül-mu'minin Aişe bu İlahi emre muhalefet ederek dışarıya çıkmış ve bir deveye binerek birçoklarını da etrafına toplayıp, Ümmetin icmayla seçtiği halifeye (Hz. Ali'ye) karşı savaşa katılmıştır. (Cemel Savaşı). Onun için her şeyi kendi yerinde değerlendirmek ve ağa ağ, karaya kara demek mecburiyetindeyiz...

Onlardan nakledilen hadislere gelince, biz yukarıda bahsettiğimiz yanlışlarından dolayı gözü kapalı kabul etmiyor ve değerlendirilmesi gerektiği kanısındayız. Özellikle Ehlibeyt'ten nakledilen hadislere ters düşenlerini Ehli Beyt hakkındaki Kur'ani ve Nebevi referansları dikkate alarak reddediyoruz. Çünkü Kur'an Ehlibeyt'in hertürlü rics (kötülük ve fenalıktan) temiz olduklarını garantiliyor. Resulullah da Sünni Ve Şii kaynakların müştereken mütevatir bir şekilde naklettiği "Sekaleyn" hadisinde ümmeti onlara sarılmaya emrediyor ve "Onlara sarıldığınız müddetçe asla dalalete düşmezsiniz" garantisini veriyor. Ashap hakkında da durum farklı değildir. Dolayısıyla şia alemi Resulullah'ın zevceleri de dahil bütün sahabeyi yaptıklarıyla değerlendiriyor ve doğrularına doğru ve yanlışlarına yanlış diyor. Yoksa hiç kimse doğru olanı da reddedelim, kabul etmeyelim dememiştir. Şia kaynaklarında onlarca sahabi kanalıyla Resulullah'tan nakledilen hadisler bunların en bariz kanıtıdır.

Son olarak Şia'sıyla, Sünni'siyle bütün Müslüman kardeşlerden, birbirlerine karşı metanetli, saygılı ve İslami ahlaka uygun davranıp boş yere birbirlerini rencide etme yerine, sadece benimsedikleri görüşleri delilleriyle birlikte ortaya koymaya çalışsınlar. Artık kabul edip etmeme onların kendi vicdani meselesidir. Zorla güzellik olmaz. Hidayet Allah'ın elindedir; samimi olan her kese inayet edecektir, hiç şüpheniz olmasın.  

Allah-u Teala hepimize doğruları olduğu gibi göstersin ve onlara ittiba etme cesaret ve samimiyetini inayet buyursun. Amin!

 

 
Site içi Arama


 

 

 

 

Go to top of page  Ana Sayfa | Kitap Listesi | Kıble Dergisi | Makaleler | Kadin ve Aile | Cocuklar Îçin | Soru Ve Cevap | Yazarlarımız |
Kur`an | Hadisler | Dualar | Şiirler | Ses ve Video | Programlar | Linkler  |  Îletişim için |

Copyright© 2000 Kevser Yayinlari Internet Hizmetleri. Tüm Haklari Saklidir Ayrintili bilgi almak için veya bize her konuda yazmak için, paragonxx@yahoo.de  'e mesaj yollayiniz. WWW.KEVSERNET.COM