Bismillahirrahmanirrahim
Soru 429:
Nisa Süresi 34. Ayetin etraflıca, hatta batili
kültür zihniyetinin anlayacağı şekildeki bir
açıklamasına ihtiyaç duymaktayım.
Cevap 429:
Muhterem kardeşim cevabınıza geçmeden önce söz
konusu ayetin tam metinin aktarmakta fayda var.
"Erkekler, kadınlar üzerine idareci ve
hâkimdirler. Çünkü Allah birini diğerinden üstün
kılmıştır. Bir de erkekler mallarından (aile
fertlerine) harcamaktadırlar. İyi kadınlar,
itaatkar olanlar ve Allah'ın korunmasını emrettiği
şeyleri kocalarının bulunmadığı zamanlarda da
koruyanlardır. Fenalık ve geçimsizliklerinden
korktuğunuz kadınlara gelince: Önce kendilerine
öğüt verin, sonra yataklarından ayrılın. Bunlar da
fayda vermezse (yaralamayacak, kızartmayacak,
morartmayacak şekilde) dövün. Eğer size itaat
ederlerse kendilerini incitmeye başka bir bahane
aramayın. Çünkü Allah çok yücedir, çok büyüktür."
(Nisa, 34)
Bu ayette eleştiri konusu yapılan iki husus vardır
a)Erkeklerin kadınlardan üstün kılınışı
b)Kadınları dövme meselesi
Muhterem kardeşim, ayette belirtilen üstünlükten
maksat yaratılış itibarıyla manevi bir üstünlük
değildir. Zira bir âlimin de tabiriyle maneviyat
ruhla alakalıdır ve ruh ne kadındır ne de erkek.
Dolayısıyla manevi ilerlemede hiç birisine bir
sınır koyulmamış ve her kesin çabası ölçüsünde
ilerleme ve tekâmül etme imkânı vardır. Bu konuda
şu ayeti Kerime yeteri kadar açıktır:
"Şüphe yok ki müslüman erkeklerle
müslüman kadınlar, mümin erkeklerle mümin
kadınlar, itaat eden erkeklerle itaat eden
kadınlar, sadık erkeklerle sadık kadınlar,
sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, mütevazı
erkeklerle mütevazı kadınlar, sadaka veren
erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan
erkeklerle oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan
erkeklerle ırzlarını koruyan kadınlar, Allah'ı çok
zikreden erkeklerle Allah-'ı çok zikreden kadınlar
var ya, işte onlar için Allah bir mağfiret ve
büyük bir mükâfat hazırlamıştır."
(Ahzap, 35)
Görüldüğü gibi manevi hususlarda Kur'an-ı Kerim
kadın ve erkeğe eşit bir muamelenin söz konusu
olduğunu çok net bir biçimde ortaya koymuştur.
Evet, Nisa suresinin 34. ayetinde bahsedilen
üstünlükten maksat ayetin başında zikredilen
yöneticilik hususunda erkeğin bu iş için daha
kabiliyetli olduğudur. Zira yöneticilik taakkul ve
tedbir isteyen bir sorumluluktur ve duygusallıkla
bağdaşmaz. Yaratılış itibariyle hayatın düzene
girmesi için ve kadının üzerindeki sorumlulukları
(ki bunların da başında annelik ve çocuk eğitimi
geliyor) daha iyi yerine getirebilmesi için onda
duygusallık, şefkat ve merhamet boyutu daha güçlü
olması gerekir. Eğer kadınlar da erkekler gibi
olsaydı hayat çekilmez olurdu. Öbür taraftan
erkekler de kadınlar kadar duygusal olsalardı,
yönetim işini layıkıyla yürütemezlerdi. Yine
Allah-u Teala aileyi geçindirme sorumluluğunu da
erkeğin üzerine yüklediği için, yönetimde nihai
söz sahibi olmayı erkeğe vermiştir, zira bu ikisi
birbirine daha uygun düşer.
Dövme konusuna gelince, hadislerden de anlaşıldığı
üzere, aslında bu konu daha çok sembolik bir
uygulamadır. Zira erkek istediği zaman istediği
şekilde kadını dövebilir demek değildir. Kadın
yukarıda da bahsettiğimiz gibi, zorunlu olarak
duygusal yaratılmıştır. Ama bazen bu özelliği onu
bazı sınırları aşmaya zorlayabilir. Bu yüzden
kontrol ve tadil edilmesi gerekir. Eğer kadın
nefsanî ve duygusal nedenlerle, erkeğe itaatsiz
davranırsa, önce nasihat eldir ve uygun dillerle
ve uygun üsluplarla yanlışından vazgeçilmesi
sağlanır. Eğer bir türlü etkili olmazsa, bu sefer
tepkisel bir eylem olarak, yataklar ayrılır. Eğer
bununla da inadından vazgeçmezse, o zaman
yaralamayacak, kızartmayacak, morartmayacak
şekilde hafiften vurulur. Tasdik edersiniz ki
böyle bir dövmenin sadece sembolik olduğu ve
kadının inadını kırma ve ona olan tepkiyi ortaya
koymaya yönelik bir tedbir olduğu açıktır. Elbette
bu sınırları aşan ve istediği şekilde kadına
zulmeden erkekler günahkâr ve zalimdirler ve İslam
devleti hâkim olursa, böyle erkekleri yaptıkları
zulümden dolayı cezalandırır.
|