Bismillahirrahmanirrahim
Soru 400:
Kevser suresinin Şia ve Ehl-i Sünnet mealleri çok
farklı bunun sebebi nedir?
Şia versiyonu:
1- Şüphesiz biz,
sana Kevser'i verdik. 2- Şu hâlde Rabbin için
namaz kıl ve tekbir alırken, namazda ellerini
boğazına kadar kaldır. 3- Doğrusu asıl soyu kesik
olan, sana kin duyandır.
Ehl-i Sünnet
versiyonu:
1 - Muhakkak biz
sana Kevser'i verdik. 2 - Öyleyse Rabb'in için
namaz kıl ve kurban kes. 3 - Muhakkak ki sonu
kesik olan, sana buğzedendir.
Cevap:
Her halde maksadınız, birisinde kurban kes
denilirken, diğerinde "Ellerini boğazına kadar
kaldır" cümleleridir.
Değerli kardeşim,
Ehlibeyt'ten nakledilen hadislerde "Ellerini
boğazına kadar kaldır" tefsiri yapılmıştır.
Elbette bunu Sünni kaynaklardan teyid eden
rivayetler de vardır. Ben size bu konudaki
hadislerden bazı örnekleri El-Mizan tefsirinden
naklen aktarıyorum. Elbette Süleyman Ateş'in
tefsirinde de bu rivayetlerden bazı örnekler
verilmiştir.
İmam Suyuti'nin
Ed-Durru'l Mensur adlı eserinde belirtildiğine
göre İbni Ebu Hatem, Hakim, İbni Mürdeveyh ve
Beyhaki Süneninde Ali b. Ebitalib'ten şöyle
rivayet etmişlerdir: "Kuşkusuz biz sana Kevser'i
verdik." (Kevser) suresi peygamberimize (s)
inince, peygamberimiz (s) Cebrail'e dedi ki:
Rabbimin emrettiği bu nahr nedir? Dedi ki: Bu
hayvan boğazlamak değildir. Bilakis, rabbin sana,
namaza başlama tekbirini getirdiğin, rükua
gittiğin ve başını rükudan kaldırdığın zaman
ellerini kaldırmanı emrediyor. Bu bizim ve yedi
kat gökteki meleklerin namazıdır. Her şeyin bir
süsü vardır. Namazın süsü de alınan her tekbirde
elleri kaldırmaktır.
Peygamberimiz (s)
buyurdu ki: Elleri kaldırmak, "rablerine boyun
eğmediler, tazarru ve niyazda da bulunmuyorlar."
(Müminun, 76) ayetinde işaret edilen boyun eğmenin
ifadesidir."
Ben derim ki:
el-Mecma adlı eserde müellif bu hadisi Mukatil
aracılığıyla Esbağ'dan, o da Nebate'den ve o da
Hz. Ali'den (a) rivayet eder. Müellif devamla
şöyle der: Sa'lebi ve Vahidi de tefsirlerinde bu
hadise yer vermişlerdir. Şunları da ekler: Bütün
Ehlibeyt (a) Hz. Ali'den (a) rivayet etmiştir ki:
Ayette geçen nahr kelimesinin anlamı, namazda
tekbir getirirken elleri boğaz hizasına kadar
kaldırmaktır.
Yine aynı eserde
belirtildiğine göre İbni Cerir, İmam Bakır'dan
(a): "Rabbine kulluk et." ayetiyle ilgili olarak
şöyle rivayet etmiştir: "Yani namaz kıl. "wenhar"
ise, namaza başlama tekbiri getirirken elleri
kaldırmak anlamındadır.
Aynı eserde
belirtildiğine göre İbni Mürdeveyh, İbni Abbas'tan
şöyle rivayet etmiştir: "Rabbine kulluk et ve
ellerini boğaz hizasına kadar kaldır." Yüce Allah,
peygamberine (s) vahyetti ki, namaza başlamak için
tekbir getirdiğin zaman ellerini boğazının
hizasına kadar kaldır. İşte ayette geçen nahr
kelimesinin anlamı budur.
El-Mecma adlı
eserde üzerinde durduğumuz ayetle ilgili olarak
Ömer b. Zeyd'den şöyle rivayet edilir: İmam
Sadık'ın (a) "Rabbine kulluk et ve ellerini
boğazının hizasına kadar kaldır." ayetine ilişkin
olarak şöyle dediğini duydum: "Burada, namazda
ellerini yüzünün hizasına kadar kaldırman kast
ediliyor."
Ben derim ki:
Müellif devamla şöyle der: Abdullah b. Sinan da
imam'dan (a) benzeri bir hadis rivayet etmiştir.
Yine buna yakın bir anlam içeren bir hadis Cemil
aracılığıyla imam'dan (a) rivayet edilmiştir.
Not:
Ellerin kaldırılmasıyla ilgili bazı rivayetlerde
nahr (boğaz) hizası, bazısında yüz, bazısında ise
kulak memeleri hizası tabiri kullanılmıştır.
Dikkat edilirse, bunların arasında bir çelişki
yoktur. Zira hepsi farklı tabirlerle aynı yere
işaret etmiştir. Çünkü Yüz hizası, boğaz hizası ve
kulak memeleri hizası takriben aynı yüksekliği
göstermektedir.
|