Bismillahirrahmanirrahim
Soru 396:
Hocam şu iki hadis kaynaklarda çokça geçmektedir:
“Peygamber
(s.a.a) Pazartesi günü peygamberliğe seçildi, Ali
de salı günü O’nunla namaz kıldı.”
“Melekler bana
ve Ali’ye yedi yıl salat ettiler. Bu müddet
içerisinde şahadet kelimesi (La ilahe İllallah),
ben ve Ali hariç kimseden göğe yükselmedi.”
Benim bu hadislerle
alakalı birkaç sorum var:
1- Risalet ve vahiy
ikra suresindeki oku ayetiyle başladı, yada biz
öyle biliyoruz; ama burada vahyin ikinci gününde
imamın Resulullah'la (s.a.v) birlikte namaz
kıldığı yazılı; namaz ayeti de mi hemen geldi yada
nasıl izah edilebilir bu olay?
2- İkinci hadiste
"7 yıl göğe "lailahe illallah" nidası yükselmedi"
diyor; bu nasıl olur?
7 yılda yüzlerce sahabe Müslüman olmuştu.
Cevap:
Muhterem kardeşim, namazın miraç olayında farz
olduğunu biliyoruz. Ama bu bütün ümmet içindi.
Ancak ondan önce de hatta risaletinden önce bile
Allah Resulü Rabbine ibadet ediyordu. Fakat bu
ibadet daha sonra kararlaştırılan namazdan biraz
farklıydı zahiren. Resulullah'ın önceleri tek
rekat şeklinde ve rükusu olmayan namazlar kıldığı
söyleniyor. Hz. Ali'nin de küçüklükten beri Allah
Resulü'nden ayrılmadığı onun elinde eğitildiğini
ve gece gündüz onu takip edip yaptıklarını
yaptığını biliyoruz. Bu konuda Hz. Ali (a.s)
Nehcü'l-Belağa'da kendisi şöyle buyuruyor:
“Çocuktum henüz, o
beni bağrına basar, yatağına alırdı;... beni
koklardı; lokmayı çiğner, ağzıma verir
yedirirdi... Ben de her an, devenin yavrusu, nasıl
anasının ardından giderse, onun ardından giderdim;
o her gün bana huylarından birini öğretir ve ona
uymamı buyururdu. Her yıl Hıra dağına çekilir,
kulluğa koyulurdu. Onu ben görürdüm, başkası
görmezdi.” (Nehc’ul- Belağa, hutbe:192)
İkinci hadise
gelince bundan ya risalet öncesi kastedilmiştir.
Yani Resulullah risalet öncesi muvahhiddi ve İlahi
eğitime tabiydi; Hz. Ali ise Resulullah'ın
eğitimine tabiydi. Dolayısıyla ikisinden başka
kimse şehadet getirmiyordu.
Bunun birçok delili
vardır ki iki tanesini zikrediyorum:
1- Allah Resulü
(s.a.a) Busra rahibi Buhayra ile konuşurken
Arab'ın tanınmış putlarına karşı nefretini şu
şekilde ortaya koymuştu:
Rahip, Peygambere
dönerek: "Lat ve Uzza hakkına, sorduğuma cevap
ver" dediğinde Peygamber (s.a.a) de onu: "Beni Lat
ve Uzza'ya ant içirme" şeklinde tersleyerek:
"Dünyada bu ikisine tapmak gibi kötü bir şey
yoktur, benim yanımda" demişti. Sonra rahip: "Seni
Allah'a and içiriyorum, sorduğuma cevap ver"
deyince, O zaman Resul-i Ekrem de: "Ne istersen
sor" buyurmuştu.
2- Yine Hz. Ali
Nehcü'l-Belağa'da bu konuda şöyle buyurmuştur:
"O, sütten
kesildiği andan itibaren Allah meleklerinden pek
büyük bir meleği ona eş etmişti: o melek gece ve
gündüz ona yücelikler yolunu gösterir, alem
ehlinin en güzel huylarını belletirdi."
Ya da söz konusu
hadisteki şehadetten kastedilen namazda edilen
şehadettir. Yani "Yedi yıl ben ve Ali'nin dışında
namazda Allah'a şehadet eden olmamıştır." Nitekim
başka hadislerde namaz hakkında benzer tabirler
Hz. Ali'den nakledilmiştir:
"Bu ümmetten kimse
ibâdet etmeden önce ben, Resulullah (s.a.a) ile
birlikte yedi yıl Allah'a ibâdet ettim." (Kenz-ül
Ummâl (Muttaki Hindi), c.13, s.122, Câmi-ül Ehâdis
(Suyûtî), c.16, s.244.)
|