Advertisement

KEVSER YAYINCILIK

  Ana Sayfa / Soru ve Cevaplar

 

Bugün :  

Sık Kullanılanlara Ekle

 

Başlangıç Sayfası Yapın

 
 

 

 

Bismillahirrahmanirrahim

 

Soru 392: Allah'tan gayrisini çağırmak, onlara tevessül etmek haram ve şirk değil mi?

 

Cevap: Muhterem kardeşlerim, tevhidde ölçü olan şey âlemde her şeyin kaynağının Allah-u Teala olduğuna ve hiç bir kimsenin hiç bir konuda müstakillen bir şey yapmaya muktedir olmadığına inanmak. Bu inancı ve ölçüyü korumakla birlikte âlemde sebeplerin var olduğunu ve bunları var edenin ve bunlara sebebiyet ve etki imkânı verenin de Allah-u Teala olduğuna inanmak asla tevhide ters değil, tevhidin bir gereğidir.  Hz. İsa ölüleri diriltiyor, çaresiz hastaları iyileştiriyor, kuş heykeli yapıp üflediğinde canlandırabiliyordu vs. Ama bütün bunları "Bi-iznillah" yapıyorum diyordu. Evet, biz de tevessül ettiğimiz kimseler hakkında böyle düşünür ve onlara tevessül edersek bunun bir sakıncası yoktur. Eğer başka birileri bir şeylere güç yetiriyorsa, bunun gücünü, becerisi Allah'tan almakta ve O'nun izniyle yapmaktadırlar.  O halde insan, peygamberlerden ve Allah'ın velilerinden bir şey istediğinde veya onlardan meded umduğunda, onları müstakil bilir ve "Bu güç ve kerametleri kendilerine aittir" derse ve buna inanırsa şirke düşmüştür.  Ama onlar Allah'ın itaatkâr, değerli ve sevgili kulları olduğu için Allah-u Teala onlara bu lütufta bulunarak, bir takım harikulade işleri yapabilme gücünü ve bir takım kerametler gösterebilme imkân ve iznini onlara verdiği için onlara tevessül edip onları Allah'ın katında aracı kılmak ve şefaatçi kılmanın bir sakıncası yoktur. Biz doktorlardan yardım alıyoruz. İlaçtan tedaviden yardım alıyoruz. Ve hayatımızın zaruretlerini gidermek için daha nice insanlardan ve vesilelerden yardım alıyor ve yararlanıyoruz. Şimdi bu "Sadece senden yardım dileriz" ayetine ters görebilir miyiz?  Eminim hayır diyeceksiniz. Çünkü "Biz onları sadece bir vesile olarak görüyoruz, asıl şifayı etkiyi vs. Allah'tan biliyoruz" cevabını vereceksiniz; öyle değil mi? İlaçta etkiyi koyan Allah'tır istediğinde de bu etkiyi ondan alır ve hiç bir yararı olmaz. Aynı şey, bahis mevzuumuz olan konuda da geçerlidir. Biz peygamberleri ve Allah dostlarını, onun muti ve salih kulları olarak görüyoruz. İnsan Allaha teslimiyet ve kulluğu neticesinde müstecab-üd davet (dualarının kabul olması) derecesine kadar ilerleyebilir. Dolayısıyla Allahın izni ve hatta emriyle eğer bir kimse bu İlahi insanlara yönelir de hakkında, onların duacı ve şefaatçi olmasını isterse, bunun hiç bir sakıncası yoktur. Eğer Kur'anda bazı ayetlerde Allah'tan gayrisini çağırmamak gibi ayetler varsa, bunların hepsi, çağrılan kimselerin çağıranlar tarafından Allah'a adeta bir ortak görülüp Allah'la birlikte ve onun paralelinde yapıldığı ve o orakları yapıkları şeylerde müstakil gördükleri veya en azından onlar isterse Allah yapmaya mecburdur şeklindeki cahiliyet Araplarının düşüncelerine yöneliktir.  Ayetlerin sebeb-i nüzullerine bakılırsa zaten bu açıkça görülür.... Bu konuda daha geniş bilgi almak isteyen kardeşlere Kevser Yayınlarından yeni Çıkan "EHLİBEYT VE EHL-İ SÜNNET EKOLLERİ" isimli kitabın birinci cildinin 1. sayfasından 100. sayfasına kadar okumalarını tavsiye ediyoruz. 

 

 
Site içi Arama


 

 

 

 

Go to top of page  Ana Sayfa | Kitap Listesi | Kıble Dergisi | Makaleler | Kadin ve Aile | Cocuklar Îçin | Soru Ve Cevap | Yazarlarımız |
Kur`an | Hadisler | Dualar | Şiirler | Ses ve Video | Programlar | Linkler  |  Îletişim için |

Copyright© 2000 Kevser Yayinlari Internet Hizmetleri. Tüm Haklari Saklidir Ayrintili bilgi almak için veya bize her konuda yazmak için, paragonxx@yahoo.de  'e mesaj yollayiniz. WWW.KEVSERNET.COM