Bismillahirrahmanirrahim
Soru
389:
Ben asla ve asla Muaviye, Yezid alçağına, ikiyüzlü
Amr bin As'a rahmet okumamışım. Çünkü onlar Hz.
Ali (r.a)'ya yanlış yapmışlardır.
Bunun üzerine ben Şiiliği
benimsemişim, ama internet dışında bilgi
edinemiyorum. Şiilik inanç ve ibadet üzerine bana
bilgi yollar mısınız? Ve şu sorulara kafam
takılıyor:
Şiilik'te Kur'an'ın mahlûk olduğu
söyleniyor; ama nesnel incelersek Kur'an'ın Allah
sözü olduğu ortaya çıkıyor. Ben Allah sözü
olduğuna inanıyorum, bunda bir sorun var mı?
Hz Ebubekir Hz Ömer Hz. Osman Hz.
Aişe'ye dil uzatmam; kişiliklerinden dolayı ve Hz.
Ali (r.a)'nin bunları sevmesinden dolayı severim,
ama buğzetmem; bu Şiilik inancında bir sorun
teşkil eder mi?
Bir takım Sünni inançlarına saygı
duyarım ve bazı âlimlerini de severim; çünkü
İslamiyet'e hizmetleri vardır.
Türkiye'de yaşadığım için ve anne
tarafım Şii, baba tarafım Sünni'dir. Ben ise
Şiiliği seviyorum.
Ondan dolayı Hasan Nasrallah, İmam
Humeyni ve birçok Şia âlimini severim; aynı
zamanda birtakım Sünni alimlerini, Mutezile
alimlerini de severim; ama asla Vehhabiliği
sevmem; onlardan buğzederek bahsederim.
Ben daha çok İmam Humeyni'nin
''La Sunni la Şii İslam İslam'' parolasıyla
hareket ederim.
Benim inancım budur ve daha
fazlasını isterim. Şiiliğe ilgim çok ve sempatim
fazladır.
Bir özelliğim de Hz. ALi (r.a.)'ya
yanlış yapmayan sahabileri severim; ama deyyus
Muaviye, üçkâğıtçı Amr bin As ve korkak Musa
el-Eşari'yi hiç sevmem onlara da hakaret ederim.
Hatta ve hatta Talha ve Zubeyir de
Hz Ali'ye (r.a.) boş yere savaş ilan ettikleri
için onları haksızlıkla suçlarım.
Benim inancım budur ben Şii olmak
istiyorum
Cevap:
Muhterem
kardeşim, Şiilik hakkında kaynaklarımızı
www.caferilik.com
sitesinden takip edebilirsiniz:
Örneğin şu linklere
bakın:
http://www.caferilik.com/kutuphane/inanc/islamda_sia/islamda_sia.pdf
http://www.caferilik.com/kutuphane/inanc/inanclarimiz/inanclarimiz.pdf
http://www.caferilik.com/kutuphane/inanc/mekteb/mekteb.pdf
Ayrıca
www.kevsernet.com
sitesinin soru-cevap bölümünü de takip etmenizi
tavsiye ederim.
Diğer sorularınıza
gelince, Kur'an hakkındaki görüşümüz şudur: Eğer
maksat Kur'an'ın lafzı ve yazıları ise bu
mahluktur. Ama eğer maksat Kur'an'daki bilgiler
ise, bu Allah'ın ilmiyle alakalı olduğu için
kadimdir.
Bahsettiğiniz
kimseleri sevip sevmemek sizi ilgilendiren bir
konu. Ama bunu Hz. Ali'ye nasıl dayandırıyorsunuz,
onu anlamış değiliz. Hz. Ali'nin onları sevdiğini
nerden çıkarıyorsunuz? Sizce Hz. Ali, Hz.
Fatıma'nın sevmediğini sever mi? Buhari açık bir
şekilde Hz. Fatıma'nın Fedek olayında Halifeye
küstüğünü ve ölünceye kadar onunla konuşmadığını
yazıyor. İnsan sevdiği kimseye küser mi? Dahası
küs ve gazaplı olarak dünyadan göçer mi? Allah
Resulü: "Üç gün Müslüman kardeşiyle küsülü kalan
benden değildir" buyurmamış mıdır? Yoksa Hz.
Fatıma bunu bilmiyor muydu? Ya da (haşa) bildiği
halde mi babasının dediğine muhalefet etti? Seçim
sizin…
Ayrıca Hz. Ali'nin
Halifeler hakkındaki düşünceleri öğrenmek
istiyorsanız Nehcü'l-Belağa kitabına bakın.
Saygı duyduğunuz
Sünni inançlarına gelince, eğer bunlar hakka uygun
inançlar ise, zaten saygıdan öte paylaşmamak bile
yanlış ve suç olur. Hayır, hakka mutabık olmadığı
halde yine de saygı duyuyorsanız, onu da kendi
vicdanınıza bırakıyorum.. Ama hangisinin mutabık
olup olmadığını araştırmak zaten görevinizdir..
Hizmet eden âlimler konusuna gelince, Kur'an bazı
Hıristiyanların bile iyi yanlarını methediyor. Bu,
mu'minin insafının bir gereğidir. Ama bazı iyi
yanları vardır diye olumsuz yanlarını da
görmemezlikten gelme veya her söylediğini gözü
kapalı kabul etme anlamına da gelmez.
İmam Humeyni'ye atfettiğiniz ''La
Sunni la Şii İslam İslam'' sözüne gelince, İmam
Humeyni asla böyle bir şey söylememiştir. İmamın
22 ciltlik bütün sözlerini içeren "Sahife-yi Nur"
isimli kitap yayınlanmıştır. Aksini iddia eden bu
kitabı karıştırsın. Eğer bulup bize
gösterebilirlerse böyle bir sözü, biz ellerini
öper duacısı oluruz. Esasen böyle bir sözü
söylemiş olsaydı, o zaman kendisi kendisiyle
çelişmiş olurdu. İmamın en son elimizde kalan
yazılı ve belgeli görüşleri Vasiyetnamesinde
mevcuttur. Dolayısıyla esas odur. Ben
Vasiyetnamenin giriş bölümünü size göndereceğim
okuyun ve ona göre karar verin.
Elbette İmamın sürekli vurguladığı
bir husus vardı ki onu her kesin dikkate alması
gerekir: O da şuydu ki bütün farklılıklarına
rağmen Şia Sünni birbirine kardeşçe davranmalı ve
İslam düşmanlarına karşı birlik beraberlik içinde
olmalıdırlar. Kim onların arasında fitne ve
düşmanlık tohumları ekmeğe çalışırsa, ne Şiadır ne
de Sünni, İslam düşmanıdır. Buna elbette her
müslümanım diyen dikkat etmelidir. Kur'an
Hıristiyan ve Yahudileri dahi müştereklerde
teşriki mesaiye davet ediyor. Bizim onlarla olduğu
kadar da mı kendi aramızda müştereklerimiz yoktur?
Dolayısıyla bu iki hususu birbirine
karıştırmamak gerekir. Hem her kes hakkı bulma ve
en doğruya ulaşma çabası içinde olmalıdır. Hem de
farklıklarımızdan dolayı kavga ve ihtilaf yerine,
birbirimizle müştereklerde dostça kardeşçe teşriki
mesai etmeliyiz.
En son yazdıklarınıza ben de hem
Sünnilerin hem de Şiilerin müştereken
naklettikleri şu hadisi ilave edeyim. Resulullah
(s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Ali'yi ancak mu'min
sever ve onu ancak münafık olan buğzeder. "
Allah'a emanet olun.
|