Bismillahirrahmanirrahim

 Soru 378

Soru: Adam diyor ki Peygamberimiz (s.a.s) neden Ümmü'l Muminin Aişe’yle, o kadar yaşının ufak olduğu bir zamanda evlenmiştir, yani işi peygamberimizin sanki şehvetine düşkün biriymiş gibi göstermeye çalışıyor.

Cevap: Resulullah’ın evliliklerinin hepsinde (Hz. Hatice’yle evliliği hariç) mutlaka bir sebep ve hikmet yatıyordu. Ya bir sünneti ortadan kaldırma, ya insanlara örnek olma, ya bazı kabilelerin gönlünü kazanma ve bazılarından gelebilecek muhtemel tehlikeleri önlemek vs. içindi. Ümmü’l-Muminin Aişe’de de evvela Resulullah onunla evlenmeğe talip olmamıştır. Babasının defaaten dile getirmesi ve ısları üzerine onların kabilelerinin desteğini kazanmak için bunu yapmıştır. Saniyen Ehlibeyt kaynaklı rivayetlere göre Resulullah’ın Aişe’yle evliliği öyle iddia edildiği gibi çok ufak yaşta değil, uygun bir yaşta gerçekleşmiştir.

Soru: Bu kaza ve kader olayını diyor ki Allah bizim her yapacağımızı biliyorsa, biz bundan dolayı niye cehenneme gidelim? Sözde haşa Allah adaletsizlik yapıyor.

Cevap: Allah elbette ki biliyor, ama kendi hür irademizle her şeyi yapacağımızı biliyor. Dolayısıyla Allah’ın bilgisi bize mecburiye doğurmaz; tıpkı bir öğretmenin önceden öğrencisinin durumunu ve nasıl bir not alacağını bildiği gibi. Bir doktorun yaptığı muayene ve tahliller sonucunda bir hastanın yakın zamanda vefat edebileceğini kestirmesi gibi. Şimdi doktor ve öğretmen önceden bunları biliyordu diye onları kötü not veya hastanın ölümünden sorumlu tutabilir miyiz? Bellidir ki hayır.

Soru: Bu peygamberimizin hicret döneminde olsa gerek diyor ki peygamber neden yoldan geçen kervanlara saldırıyor; sözde o kervanların hiçbir şeyden haberi yok; adamlar gariban peygamberimiz de (s.a.a) gidip haksız yere mallarını gasp etmiş.

Cevap: Böyle bir şey kesinlikle yalandır. Resulullah (s.a.a) kendisiyle savaşan ve İslam’ı yok etmeye çalışan Kureyşliler ve büyüklerinin (Ebu Süfyan gibi) kervanlarına birkaç kere pusu kurmuştur.

Bir tane Allah Resulü’nün suçsuz günahsız insanların kervanlarına saldırdığına örnek versin.

Soru: Adam bir de diyor ki bu Saddam Hüseyin’le haşa Allah arasında bir fark göremiyorum. Allah ta diyor benim kanunlarıma uymazsanız size cehennem var, Saddam da diyor ki beni dinlemezseniz sizi öldürürüm ve öldürüyor; bana diyor bu farkı göster yani bu zalimle haşa Allah’ı eş değerde tutuyor.

Cevap: Aralarında Kıyas ve benzeme yapılan şeyler arasında gerçekten bir benzerlik olması lazım. Saddam ve diğer gaddarlar bunları kendilerini koruma altına alma ve sultalarını devam ettirebilmek için yapıyorlar. Ancak Allah-u Teala’nın korkutması ve vaatleri biz insanlar içindir ki bu vesileyle yanlışlardan, kötülüklerden, zulüm ve haksızlıklardan vs. korunsun ve başkalarının haklarını çiğnemesin. Görün bu kadar korkutma uyarı ve azap vaadiyle birlikte dahi çoğu insan kulluğa yanaşmıyor. Bir de böyle olmasaydı ne olurdu, artık orasını varın siz düşünün. Bir de böyle olmasaydı, iyilerle kötülerin birbirinden bir farkı kalır mıydı?!