Bismillahirrahmanirrahim
Soru
363:
Sayın hocam size bir sorum olacak: Neden biz
Şialar İran’a veya İran’daki muctehidlere bağlıyız
ve neden bağlı olmalıyız? Bağlı olmazsak ne olur?
Diyanet de Sünnilerin mi muctehidi oluyor?
Cevap:
Muhterem kardeşim, her konuda akıllı insanlar o
dalın uzmanına müracaat eder. Çünkü her kes her
konuda uzman olmak isterse bu hem mümkün olmaz,
hem de hayat felç olur. Hasta olanlar uzman
doktora müracaat eder. Ev yaptırmak isteyen bu
işin mühendisine, mimarına müracaat eder vs.
Bismillahirrahmanirrahim
Muhterem kardeşim, her konuda
akıllı insanlar o dalın uzmanına müracaat eder.
Çünkü her kes her konuda uzman olmak isterse bu
hem mümkün olmaz, hem de hayat felç olur. Hasta
olanlar uzman doktora müracaat eder. Ev yaptırmak
isteyen bu işin mühendisine, mimarına müracaat
eder vs.
Siz hiç doktora gittiğinizde size
teşhis koyup reçete yazdığında, hayır şurası benim
kafama uymaz, şurası mantığıma terstir diyor
musunuz? Demezsiniz, çünkü bu iş için yıllarını
vermiş, emek sarfetmiş ve bilahare dalında
uzmanlaşmış olan odur, siz değilsiniz. Neden her
konuda işin uzmanına müracaat edilmesi gerektiğini
hepimiz kabul ediyoruz da bir tek din konusunda
hepimiz ahkam kesme hakkını kendimizde buluyoruz?
Elbette müctehidler de masum
olmadıkları için hata yapma ihtimalleri vardır. Ve
eğer bir kimseye bir müctehidin yüzde yüz hata
yaptığı delilleriyle sabit olursa, ona uyma
mecburiyeti yoktur. Ama onların hatalarını tesbit
eedebilmek için de, onların sevisesinde uzman
olmak gerekir. Aksi takdirde herhangi bir hata
tesbit edilmediği müddetçe onlara hem dinen hem de
aklen uyma mecburiyetimiz vardır. Tıpkı tedavimiz
için doktorlara uymaya mecbur olduğumuz gibi.
Esasen bizi bu işe sevkeden her
şeyden önce bizzat aklımızdır. Çünkü bunun başka
alternatifi yoktur. Her şeyin uzmanına müracaat
edilmesi gerektiği hususu, her kesin kabul ettiği
akli bir kuraldır.
Kaldı ki bu sadece bize has bir
konu da değildir. Ehli Sünnet de kendi
müctehidleri ve mezhep İmamlarına uymayı gerekli
görürler; Hanefilerin İmam Ebu Hanifeye,
Şafiilerin İmam Şafii'ye, Malikilerin İmam
Malik'e, Hanbelilerin İmam Ahmed b. Hanbel'e
taklit ettikleri gibi. Hatta Ehl-i Sünnet bu dört
müctehidin dışında her hangi bir müctehide uymayı
caiz bilmez ve ictihad kapısının artık kapandığını
iddia ederler. Elbette siz eğer kendinizi Sünni de
görmüyorsanız o başka..
Evet, din konusunda da her kesin
uzman olması mümkün olmadığı için, bu konuda
yıllarca ömür tüketmiş güvenilir din uzmanlarına
müracaat etmek gerekir. Bunların ismine biz
müctehid diyoruz. Müctehidin illa da İranlı olması
diye bir kural yoktur. Ama İran’da bizim
mezhebimize uygun medreseler ve ilim merkezleri
bulunduğu için mezhebimize uygun din uzmanları bu
merkezlerde yetişmektedir. Eğer örneğin Türkiye'de
de bu merkezlerden bulunsaydı ve oralarda müctehid
yetişseydi, onlara taklit ederdik. Ama böyle
olmamıştır. Nitekim Irak'ın Necef kentinde de bu
medreselerden bulunduğu için orada da müctehid
yetişmektedir. Şu anki müctehidlerimizden bazıları
şu anda Necef’te bulunmaktadır, Ayetullah Sistani
gibi.. Türkiye’deki diyanet Sünni mezhebine göre
fetva verdiği için bizi bağlamaz
Elbette şunu da bilmemiz gerekir
ki taklit sadece Fıkhi ve ameli konulardadır. Ama
itikadi ve inançsal konularda taklit caiz
değildir. Yani Filan kes Allah var diyor, ben de
ona uyarak Allah var diyorum, diyemezsiniz. Orada
kendiniz aklınızı kullanıp delilleriyle Allah'ın
varlığına inanmalısınız. Diğer itikadi konular da
aynı. Allah'a emanet olun.
|