Advertisement

KEVSER YAYINCILIK

  Ana Sayfa / Soru ve Cevaplar

 

Bugün :  

Sık Kullanılanlara Ekle

 

Başlangıç Sayfası Yapın

 
 

Bismillahirrahmanirrahim

 

 

Soru-35: Sevgili canlar ve tüm Ehl-i Beyt dostları ve HZ.ALİ R.A sevdalıları..Risale-i nurdan 4.Lem'a'dan Al-i Beyt hakkındaki senakarane ifadeden bahsetmiş olmanız bizleri oldukça memnun eyledi; mamafih izah ederken yapmış olduğunuz yanlış mantık ve mukayese (eğer hadis rivayet edenlere göre sahabenin fazilet i külliyesine değer biçilecek olsaydı ilk dört halifenin son sıralarda olması gerekirdi veyahutta ilk başlarda olmaları mümkün olmazdı) bizleri cidden üzdü ve derin bir teessüre boğdu. 4. Lema'nın tamamını değil de bir kısmını bahsederek yol almaya çalışmanızı da anlayabilmiş değiliz. ALLAHIN SELAMI TÜM ALİ BEYT DOSTLARININ ÜZERİNE OLSUN ALLAH YAR VE YARDIMCINIZ OLSUN SELAM VE DUA İLE.

 

 

Cevap-35: Muhterek kardeşim, yazınızı okuduk; belli olan siz yazıyı dikkatle okumamışsınız. Bizim maksadımız burada dördüncü Lem'a'yı falan işlemek değildi. Biz orada sadece bize söz konusu Lem'a'dan bazı pasajlar sunup bu konudaki görüş ve değerlendirmemizi isteyen bir kardeşe cevap vermişiz. Ve gördüğünüz gibi biz sadece o arkadaşın bizzat bize aktardığı pasajlar üzerinde yoğunlaşarak bu konudaki görüşlerimizi aktarmışız.

Kaldı ki sizin aktardığınız değerlendirmeği bizim yazımızın neresinden çıkarmışsınız, bunu anlayamadık. Bizim orada vurguladığımız husus şudur: Eğer gerçekten Lem'alardaki "Hz. Ali (k.v) Âl-i Beyt'in mümessili olması hasebiyle onda mahiyet-i Muhammed (s.a.v), Nur-u Muhammed (s.a.v) vardır; muvazeneye gelmez" tabiri doğruysa..... ki kesinlikle doğrudur, o zaman ortada bir yanlışlık var demektir. Müvazeneye gelmez demek, yani Hz. Ali başkalarıyla asla kıyaslanamaz ki bu Resulullah'ın hadislerinde de vurgulanmıştır. Şöyle buyurmaktadır: "Kimse biz Ehl-i Beyt'le kıyaslanamaz." Bu gerçekten hareketle biz, "Keşke sadece müvazeneye getirip başkalarıyla aynı kefeye koysalardı; ama maalesef bunu bile yapmamış ve Hz. Ali'yi fazilet açısından ta dördüncü sıraya yerleştirmişlerdir" tespitinde bulunmuşuz. Bu tespitin neresi yanlış? Gerçekten Ehl-i Sünnet^te yaygın görüş bu değil mi? Bizim dediğimiz şudur ki, ya dördüncü Lem'a'daki söz yanlıştır, ya da Ehl-i Sünnetteki yaygın görüş (Yani halifelerin sırasına göre fazilet sıralaması yapılması.) Biz illa da en çok hadis nakleden en faziletlidir, cümlesini yazımızın neresinde kullanmışız? Biz, orada Hz. Ali'de nur-i Muhammed, mahiyeti Muhammed (s.a.a) vardır (ve hadislerin tabiriyle Resulullah'ın ilim şehrinin kapısıdır), yine İmam Hasan ve İmam Hüseyin hakkındaki "Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in nesli kıyamete kadar gidecek; onlar hakiki verese-i Nebevî'dirler" sözlerini esas alarak aynen "Nur-u Muhammed olduğunu itiraf ettikleri bu mukaddes nurdan ne kadar nur, ne kadar feyiz alabildiler? Hasan ve Hüseyin'in Peygamber'den mirâs aldıkları nelerdi acaba? Mal-mülk mü? Yoksa Peygamber'in nur-i mukaddesi, ilim ve irfanı mı? Eğer ikincisi ise, o zaman ne kadar sahip çıkabildiler bu mirasa acaba? Onlar sadece sekiz-on tane mi hadis miras aldılar Peygamber'den?! Zira bu kadardan fazla hadis nakletmemişlerdir kaynaklarında! Bu hesapla Ebu Hureyreleri, Abdullah b. Ömerleri ve... Peygamber vârisi olarak tanıtmak daha uygun ve daha mantıklı olmaz mı?" tespitinde bulunmuşuz? Bunun neresi yanlıştır? Peki lütfen kendiniz bize açıklayın bu muammayı! Eğer yukarıdaki söz, yani  "Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin... hakiki verese-i Nebevî'dirler" sözü doğru ise, aldıkları miras nedir? Her halde Resulullah'ın hadisleri değil! Zira sizin de itirafınıza göre onlar vasıtasıyla Sünni kaynaklarda nakledilen hadis sayısı yok denecek kadar azdır ve başkaları vasıtasıyla onların yüzlerce hatta binlerce katı hadis nakledilmiştir söz konusu kaynaklarda. Peki başka hangi konuda Ehl-i Sünnet onların mirasından istifade etmiştir Allah aşkına? İtikatta mı, fıkıhta mı tefsirde mi, irfan ve tasavvufta mı? Hangisinde? Buna Ehl-i Beyt'in diğer fertleri (örneğin Hz. Fatıma) da dahildir. Lütfen örnekleri ve delilleriyle açıklayın, biz de bilelim. Eğer yoksa bu iki şıktan hariç değil: Ya onlar aziz dedeleri Resulullah'tan bir şey istifade etmemiş, manevi bir miras almamışlardır (ki o zaman da Lem'a'daki sözün bir anlamı kalmaz); ya da başkaları  onların mirasından istifade yerine başka birilerini onlara tercih etmişlerdir. Biz başka bir alternatif göremiyoruz... Vesselam-u aleykum   

 

 

 

 
Site içi Arama


 

 

 

 

Go to top of page  Ana Sayfa | Kitap Listesi | Kıble Dergisi | Makaleler | Kadin ve Aile | Cocuklar Îçin | Soru Ve Cevap | Yazarlarımız |
Kur`an | Hadisler | Dualar | Şiirler | Ses ve Video | Programlar | Linkler  |  Îletişim için |

Copyright© 2000 Kevser Yayinlari Internet Hizmetleri. Tüm Haklari Saklidir Ayrintili bilgi almak için veya bize her konuda yazmak için, paragonxx@yahoo.de  'e mesaj yollayiniz. WWW.KEVSERNET.COM