Bismillahirrahmanirrahim
Soru - 303:
Değerli hocam Şiiliği tanımlayan
birçok kitapta şunu gördüm: Ebu Eyyub el-Ensari
Hz. Ali’nin (a.s) Şiasındandı. Ama şimdi bakıyorum
tarihe, Ebu Eyyub Yezid’in komutasında İstanbul’un
fethine gelmiş ve burada vefat etmiştir. Bu nasıl
oluyor ki Ali Şiası bir insan Hz Huseyn’in
katillerinin komutasında savaşa giriyor?
Cevap:
Prof. Hüseyin Hatemi Bey, bu konuda şöyle yazıyor:
"...Muaviye'ye bu kadar karşı olan
bir zatın üstelik Yezid'in refakatinde İstanbul'a
gelmesi mümkün müdür?! Yezidin İstanbulu kuşatan
ordunun komutanı olma bile sonradan uydurulmuş bir
hikayedir. Yezid otuz yaşlarında Cehenneme
yürüdüğüne göre, daha genç yaşlarda bir sefih
olarakgaza zahmetini ve seferi göze albilir
miydi?! Ebu Eyyub gibi (Sıffin savaşında)
Muaviye'ye meydan okumuş ve çadırından kaçmasına
sebep olmuş bir er, Muaviye ve Yezid ordusunda mı
İstanbul'a gelirdi?!
Maalesef, Ebu Eyyub'un Ehlibeyt'e
bağlılığı dolayısı ile daha sonra onun bu
bağlılığı gizlenmiş, tam aksine onun vasıtası ile
Muaviye ve Yezid'i temize çıkarma gayreti ile
efsaneler uydurulmuştur.
Resul-i Ekrem (s.a.a) Ebu Eyyub'un
İstanbul surları yakınında defnedileceğini beyan
buyurmuş idi. (Müntehe'l-Amal kitabı)
Kanaatimce; Ebu Eyyub'a,
Emirü'l-Mu'minin'in (a.s) şehadetinden sonra
İstanbul’a giderek Oraya birde İslam'ın nurunun
tamamlanması tecellisinde, bu zuhura da
mihmandarlık mührü vurması görevini veren de
Resul-i Ekrem'dir (s.a.a)... Resul-i Ekrem (s.a.a)
Ebu Eyyub'a bu şehre türbesiyle İslam'ın bu
şehirden batıya tam olarak ışımasının mührünü
vurma görevini verdi. Ebu Eyyub, Yezid ordusu ile
değil, Emirü'l-Mu'minin'den sonra bu mukaddes
vazifeyi üstlenmiş bir kutlu kişi olarak
İstanbul'a geldi ve kabrinin bulunduğu yerde
konaklayarak vefat etti..."
Not:
(Hatemi Hoca’nın yazısının tam metini Kıble
dergisinin 7. sayısının 28. sayfasında
okuyabilirsiniz)
|