 |
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Soru-03:
Acaba varlık hadis midir, kadim midir? Eğer hadis ise vücut
bulmadan önce, Allah-u Teala'nın feyyaz olması neyi ifade
ediyordu? Yok eğer kadim ise, Allah'ın yaratıcı olmasının
anlamı nedir? Ayrıca bir kaç kadim nasıl düşünülebilir?...
Cevap-03:
Aziz kardeşim, varlık, ne mutlak olarak hadistir, ne de
kadim. Zira varlık mutlak olarak Cenab-ı Hak'kı da kapsamına
almaktadır ki, kesinlikle kadimdir; keza varlık mutlak
olarak yaratıkların varlıklarını da kapsamı altına alır ki,
mutlaka hadistirler.
Gerçek şudur ki, varlık eğer
sırf varlık olma açısından nazara alınırsa, yani mahiyetinde
varlıktan başka bir şey olmazsa, ki böyle bir varlığın
ikinci bir ferdi olması imkansızdır ve mutlaka tek olmalıdır.
Zira sırf varlık için ikinci bir ferd olarak düşünülen her
şey sırf varlığı içerdiğinden onun kendisi olacaktır. O
halde böyle bir varlık ferd olmalıdır. Böyle bir varlığın
aynı zamanda vacib-ül vucud da olması zorunludur. Çünkü bir
şeye ne onun zatından olan şey verilebilir, ne de ondan
zatından olan bir şey alınabilir. Zira bir şeye zatından
olan bir şeyi vermek, ancak onun zatıyatından yoksun
olmasıyla mümkündür. Bu ise, o şey, o şeyin kendisi değildir,
demektir. Bu farzın dışına çıkmak olur. Ondan zatıyatından
olan bir şeyi almak da aynıdır. Yani ondan zatıyatından olan
bir şeyi almak, o şeyin o şey olmaması demek olur. Oysa, biz
o şeyi, o şeyin kendisi olarak farz etmiştik. O halde böyle
bir varlık mutlaka vacib-ül vucud, yani varlığı kendinden
olan bir varlık olur.
Böyle bir varlık aynı zamanda
kadimdir de, yani onun için ne zatı itibariyle ne de zaman
itibariyle varlıktan yoksun olmasını düşünmek imkansızdır. O
halde böyle bir varlık hem zatı itibarıyla hem de zaman
açısından kadim varlıktır. Ama zatı itibarıyla varlık
olmayan, yani varlığın özünden ibaret olmayan ve varlığı
başkasından kesbeden varlıklara gelince, bunlar da mutlaka
hadis olan varlıklardır. Ancak bu çeşit varlıkların bir
kısmı sadece zatı itibarıyla hadis olan varlıklardır. Onlar
zaman üstü olan mücerred, yani maddî olmayan varlıklardır.
Bu varlıklara alem-i emir veya ibdaî olan varlıklar da denir.
Bunlar öyle varlıklardır ki, oluşmaları için zatî imkandan,
yani mâhuvî imkandan başka ayrıca bir de maddeye muhtaç
değillerdir ve sadece fâilin icadıyla icad olurlar. Bu
varlıklar mutlak olarak maddeden mücerret olan ruh gibi,
varlıkları içerdiği gibi, sırf fâilin iradesiyle oluşan
misal alemini ve oluşması için ayrıca bir maddenin önceden
olmasını gerektirmeyen, eski felsefede "Heyula-i Ula", (ilk
madde) ismi verilen, maddî varlıkların aslını oluşturan
maddeyi de içermektedir. O da alem-i emir ve ibdaî varlıklar
arasındadır. Bu varlıklar zaman açısından hadis değillerdir.
Bunlar sadece zat açısından hadistirler. Yani onların
mahiyetinde ve zatlarında varlık yoktur ve onlara varlık,
zatı itibarıyla varlığın özü olan yaratıcı tarafından
verilmiştir.
Başkası tarafından kendine
varlık verilen varlıkların bir kısmı da hem zat hem de zaman
açısından hadistirler. Bu, oluşmaları için mâhuvî
imkanlarına ilaveten ayrıca bir de asıllarını oluşturan bir
maddeye muhtaç olan varlıklardır ki evrenin içerisinde olup
biten varlıklar hep bu çeşit varlıklardandır. Yani onlar bir
maddeden oluşuyorlar; dolayısıyla onların varlığı, zaman
açısından onların aslını teşkil eden maddeden sonradır.
Örneğin bir insan zaman açısından da hadistir. Çünkü onun
aslını oluşturan madde, zaman açısından ondan öncedir ve
hakeza... O halde Allah'ın kadim olmasıyla bir yaratığın
kadim olması aynı anlamda değildir. Allah'ın kadim olması,
hem zat hem de zaman açısından kadim olması, yani her açıdan
müstağni olması demektir.
Bir yaratığın kadim olması ise,
sadece zaman açısından kadim olması demektir. Mücerret
varlıklarda olduğu gibi; ama onlar zat açısından hadistirler;
yani onlara varlık, onların yaratıcısı ve fâili olan
Vâcib-ül vücuttan (Hak Teâlâ'dan) ata edilmektedir.
O halde muhal olan, hem zat
hem de zaman açısından kadim olan, yani vacib-ül vucud olan
iki varlığın birlikte olmasıdır. Biri vacib-ül vucud olup
diğeri mümkün-ül vucut olduğu halde zaman açısından kadim
olan iki varlığın birlikte olması muhal değildir. Zira bu
taktirde vacib-ül vucud olan, ötekisinin faili ve mucididir.
Aziz kardeşim, umarım ki,
aceleyle yazdığım bu cevap şimdilik kifayet eder.
Vesselamu aleykum ve
rahmetullah.
|
 |