| 
                               
                              Bismillahirrahmanirrahim 
                              
                                
                              
                              Soru 299: 
                              Efendim, müsaadenizle birinci sualim şudur: 
                              ''Hasan ve Hüseyin cennet gençlerinin 
                              efendileridir.'' Mütevatir olan bu hadisin hikmeti 
                              nedir? Zira cennette herkes genç olacaktır. İkinci 
                              sualim ise; ''Hayye alel felah'', ''haydi 
                              kurtuluşa'' diye günde beş defa nida eden 
                              müezzinler, kurtuluşun namazda olduğunu 
                              haykırıyorlar ise; Kur'an-ı Celil'de ki, ''Onlar 
                              namaz kılar namaz onlara lanet okur'', ''Onların 
                              namazdan tek nasibleri sadece 
                              eğilip-kalkmaktır''tezat oluşturmaz mı? Elbette ki 
                              ''namaz insanları kötülükten beri eder'' vb. 
                              ayetleri de buyuran Rabbimiz. Hz. Ali ibn-i 
                              Ebitalib buyuruyor ki: ''Çoğu abid vardır ki sonu 
                              cehenneme gider, çoğu günahkâr vardır ki sonu 
                              cennete gider'' sözünde de yine abidlere atfen 
                              namazın onları kurtarmadığı anlaşılıyor. O halde 
                              ezanda vaaz edilen ''kurtuluş'' kelimesindeki 
                              murad başka bir şey midir? Ya da, ezanın tamamını 
                              ele aldığımızda başka bir ayete atıf mı vardır? Bu 
                              sualimden namazı hafife alıyormuşum (hâşâ ve 
                              kella) gibi bir sonuç çıkarılmasın lütfen. Namaz, 
                              evet ille de namaz. Fakat bana öyle geliyor ki bu 
                              kelimede bir atıf var, ama ben çözemiyorum. Yoksa 
                              neden ''Namaz kıl ve zekât ver'' ayeti gibi 
                              ''namaz kıl ve kurtul'' ayeti yok. Bu suale ek 
                              olarak ezandaki ''Hayye ala hayril amel'' cümlesi 
                              niçin çıkarılmış? Sualimin uzunluğunu cehlime 
                              veriniz, hakkınızı helal ediniz. Vesselam aleykum 
                              ve rahmetullahi ve berekat 
                              
                                
                              
                              Cevap: 
                              Muhterem kardeşim, elbetteki cennette her kes genç 
                              olacak. Gençlerin efendisi ise Hz. Hasan ve Hz. 
                              Hüseyin olacak. Yani cennetliklerin efendisi onlar 
                              olacak. Şimdi hemen aklınıza şu soru gelecek: 
                              Resululluh (s.a.a) ve Hz. Ali de cennette 
                              olacaklar. Acaba onların da mı efendisi olacaklar? 
                              Cevabı şudur ki Onlar bundan istisnadırlar. Yani 
                              burada bir fazilet sırlaması vardır. 
                              Cennetliklerin efendisi onlar olacak, Onların 
                              efendisi Hz. Ali, efendilerin efendisi ise 
                              Resulullah'tır. Kur'an-ı Kerim'de "Kıyamet günü 
                              her ümmetten bir şahit getireceğiz" buyuruyor. 
                              Yani her zamanda yaşayan topluluğun bir şahidi 
                              olacak. O da her zamanın Peygamberi veya İmamı 
                              olacak. Ardından "Seni (Resulullah'ı) ise o 
                              şahitlere şahit olarak getireceğiz" buyuruyor. 
                              Yani Resulullah şahitlerin şahididir. Tıpkı bir 
                              ordu içerisindeki emir komuta zinciri gibi… 
                               
                              
                              Resulullah (s.a.a) Hz. Ali (a.s) 
                              hakkında da buyuruyor ki: "Ali, yaratıkların en 
                              hayırlısıdır, bunu inkar eden hakkı inkar etmiş 
                              olur."  Burada Hz. Resulullah bundan istisnadır. 
                              O, Hz. Ali de dahil bütün beşeriyetin efendisidir.
                               
                              
                              Bunu bir örnekle açıklayalım: Bir 
                              gün adamın birisi İmam Cafer-i Sadık'a 
                              Resulullah'ın (s.a.a) Ebuzer hakkındaki 
                              "Ebuzer'den daha doğru konuşan birisinin üzerine 
                              gök gölge düşürmemiş, yer de üzerinde 
                              taşımamıştır" sözünü hatırlatarak, "Peki 
                              Resulullah ve İmamlar ne olacak? Ebuzer onlardan 
                              da mı doğrudur?" diye sorunca şöyle buyurdu:   
                              "Ayların içinde haram (en hürmetli) aylar 
                              hangisidir"? Adam "Recep, Zilkade, Zilhicce ve 
                              Muharrem'dir" dediğinde İmam, peki Ramazan ne 
                              olacak?" diye sordu ve ekledi:  "Ramazan'ın yeri 
                              başkadır. O hiçbir ayla kıyaslanmaz. Ebuzer 
                              konusunda da durum aynıdır." Yine de en iyisini 
                              Allah ve Resulü biliyor… 
                              
                              İkinci soruya gelince, aziz 
                              kardeşim buradaki namazdan maksat sırf eğilip 
                              kalkma değildir. Maksat hakiki bir namaz ve 
                              kulluktur. Namazda ne yaptığının ne dediğinin 
                              farkında olan ve can u gönülden bunu söyleyen 
                              kimse elbette bu derin manaları hayatına da 
                              yansıtacak.. İyyake na'bu ve iyyake nestein 
                              (yalnız senden yardım diler ve yalnız sana ibadet 
                              ederiz" deyip de her maddi menfaatlerinden dolayı 
                              her kese yönelip, her kesin önünde eğilen kimsenin 
                              hakiki bir namaz kılmış ve hakka karşı kulluk 
                              vazifesini yapmıştır diyebilir miyiz? 
                              
                              Kur'an hakkında da aynı şey söz 
                              konusudur. Bakara'nın 187. ayetinde  "O (Kur'an) 
                              insanlar için hidayet vesilesidir" buyuruyor. Oysa 
                              Bakaranın başında "O (Kur'an takva ehli için 
                              hidayet edicidir" buyuruyor. Ayrıca başka 
                              ayetlerde "Kitabı hakkıyla tilavet edenler"den 
                              bahsediyor. Demek ki kitabı hakkıyla okuyan ve 
                              onun mesajlarını can kulağıyla dinleyip amel 
                              edenler için Kur'an hidayet vesilesidir. Yoksa her 
                              okuyan değil... Bir hadisinde de Efendimiz (s.a.a) 
                              buyuruyor ki: "Nice Kur'an okuyan vardır ki 
                              (Kur'an okuduğu halde) Kur'an ona lanet eder!" Siz 
                              benzer bir hadisi namaz hakkında nakletmişsiniz 
                              ama ben namaz hakkında öyle bir hadis 
                              hatırlamıyorum; meşhur olan Kur'an okuma 
                              hakkındadır.    
                              
                              Kaldı ki namazın kurtuluşa vesile 
                              olduğunu bizzat Kur'an söylüyor. Mu'minun 
                              suresinin başlarındaki ayetleri okuyun, 
                              göreceksiniz. Şöyle buyuruyor: "Mu'minler 
                              kurtuluşa ermişlerdir; onlar ki namazlarında huşu 
                              gösterirler." Esasen burada nasıl bir namazın 
                              kurtuluşa vesile olduğunu da beyan etmiştir 
                              Rabbimiz. Hakka teslimiyet ve huşu ile birlikte 
                              olan bir namaz… 
                              
                              Hayye Ala hayril Amel cümlesinin 
                              neden kaldırılışı hakkında Ehli Sünnet 
                              kitaplarında başka sebepler zikredilse de, 
                              Ehlibeytten nakledilen hadislerde bunun sebebi 
                              şöyle açıklanmıştır: "En hayırlı amele koşun, yani 
                              Fatıma evlatlarına iyiliğe koşun, bazı hadislerde 
                              ise Ehlibeyt'in velayetine koşun" buyrulmaktadır. 
                              Bunu bilen bazıları cümleyi namaz olarak 
                              yorumlayıp, "namazı en hayırlı amel olarak 
                              üstelersek, artık cihada giden olmaz!" deyip 
                              cümleyi ezandan kaldırdılar. Sanki en çok savaş ve 
                              cihadı yapan Allah Resulü bunu farketmemişti de 
                              onlar farketmişti (haşa)! 
                              
                              Allah'a emanet olun.    
                              
                                  
                              
                                
    |