KEVSER YAYINCILIK

  Ana Sayfa / Soru ve Cevaplar                                                                                                           Soru ve Cevaplar

Bugün :  

  Sık Kullanılanlara Ekle                                                                                                                                                                                                                                                         Başlangıç Sayfası Yapın
 

Bismillahirrahmanirrahim



 
Soru-263: Ýbn-i Abbas diyor ki: "Biz, kimin münafýk olduðunu, onun Ali’ye karþý olan düþmanlýðýyla tanýr, teþhis ederdik." Bu ölçeði, Hz. Resulullah s.a.a) onlara vermiþti. Çünkü Hz. Resulullah (s.a.a), ashabýna, Ali’yi sevmenin iman, Ali’ye karþý düþman olmanýn da münafýklýk niþanesi olduðunu bildirmiþti. Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman'ýn, Ali'yi sevmediði söyleniyor; o zaman bunlar münafýk olmuyorlar mý? Eðer onlar kafirse, Hz. Ali kýzýný Hz. Ömer'e neden verdi? Resulullah, nasýl oldu da Hz. Ebu Bekir’in, Hz. Ömer’in kýzý ile evlendi? Bir de Fedek hurmalýðý Hz. Fâtýma’nýn hakký ise, Hz. Ali halife olunca bu hakkýný onun vârislerine neden vermedi? Hâþâ o da mý diðer halifeler gibi Hz. Fâtýma’ya zulmetti? Bu mübarek dört halife ayný þeyi yaparak, Resulullah'ýn, "Bize, yani Peygamberlere kimse vâris olamaz! Bizim býraktýðýmýz mal, sadaka olur" emrine uyduklarýný göstermiþ olmuyorlar mý?

 

 

Cevap-263: Muhterem kardeşim, ismini saydığın şahısların kalbini ancak Allah bilir. Yanlış yaptıkları bizce kesindir. Ancak bunu bir düşmanlıktan mı yaptılar, yoksa bir ictihad neticesinde mi böyle yaptılar, orasını Allah herkesten daha iyi bilir. Biz Allah'a havale ediyoruz. Hz. Ali'nin kızını Ömer'e vermesi bizce uydurma bir olaydır. Bu konuda size sitemizde de yayınladığımız geniş bir dosyayı (121. sorunun cevabı) gönderiyoruz. Detaylı cevabınızı orada bulursunuz.

Resulullah'ın evliliklerine gelince, bunların her birisinde farklı hikmetler yatmaktadır. Hz. Nuh ve Hz. Lut'un hanımları birer kafirdi. Bunu bize Kur'an söylüyor. Yanlış anlamayın ben söz konusu Peygamber zevcelerinin de böyle olduğunu söylemiyorum. Ancak illa da sırf bir evlilikten hareketle onların her açıdan Resulullah'ın rıza ve hoşnutluğuna mahzar olduklarını söylemek yanlıştır demek istiyorum. Onların Resulullah'a karşı yaptıkları bir çok yanlışı hem Kur'an, hem de rivayetler ortaya koymuştur. Örnek olarak Tahrim suresinin ilk ayetlerinin tefsirine bakabilirsiniz. Ve bu doğrultuda cereyan eden bal şerbeti olayını bizzat Buhari'den okuyabilirsiniz.

Fedek meselesine gelince, biz bu konuda da size bir dosya gönderiyoruz, inşallah dikkatle okursunuz. Ancak burada birkaç hususa deyinmekle yetiniyoruz. Hz. Fâtıma'yla Halife arasındaki Fedek ihtilafını biz değil bizzat Sünni kaynaklar yazıyor. Buhari'de bu konu üç yerde geçmektedir. Peki Hz. Fâtıma hakkı olmayan bir şeyi Halife'den nasıl ısrarla isteyebilir? Öyle ki yapılan şiddetli tartışmaların ardından (Buhari'nin açık ifadesiyle) Hz. Fâtıma Halife'ye gazaplanıp küsüyor ve ölünceye kadar onunla konuşmuyor. Eğer söz konusu hadis (Biz peygamberler miras bırakmayız…) doğru ise, neden Halife'den başkası onu duymamıştır? Bu hadisin muhatabı bizzat Hz. Fâtıma olmasına rağmen, neden Allah Resulü onu, asıl söylemesi gerekene söylemiyor da başkasına söylüyor ve kızının haksız bir talepte bulunmasına vesile oluyor? Yoksa Hz. Fâtıma o kadar dünya düşkünü idi ki hadisi bildiği halde, (haşa) babasının sözüne muhalefet mi ediyordu?! Bunu söyleyebilir misiniz? Sonra babası Hz. Resulullah'ın "Birbiriyle üç günden fazla küsülü kalan, iki Müslüman benden değildir" sözünü duymamış mıydı? Neden sonuna kadar Halife'ye küs kaldı?

Yine Sünni kaynakların da açıkça ortaya koyduğu gibi Hz. Fâtıma Halife'ye biat etmeden dünyadan gitmiştir. Oysa aynı kaynaklar "Zamanının (hak) imamına biat etmeden ölen kimsenin cahiliye ölümüyle öldüğünü" söylüyorlar. Şimdi (haşa) Hz. Fâtıma cahiliye ölümüyle mi dünyadan gitti?!

Lütfen bunları Hz. Fâtıma hakkındaki Kur'anî ve Nebevî referansları dikkate alarak değerlendirmenizi rica ediyorum. Fâtıma o kimsedir ki onun taharet ve temizliğini bizzat Kur'an belgelemiştir (Ahzap, 33). Fâtıma o kimsedir ki Resulullah (s.a.a) onun hakkında şöyle buyurmuştur:

"Fâtıma, benim vücudumun bir parçasıdır, onu hoşnut eden beni hoşnut etmiştir. Onu inciten beni incitmiştir!"

"Fâtıma'nın rızası Allah'ın rızasıdır, onun gazabı Allah'ın gazabıdır'"

"Fâtıma, gelmiş geçmiş bütün alemlerin kadınlarının efendisidir!"

Bütün bu hadisler, bizzat Sünni kaynaklarda nakledilmiştir ki istediğiniz takdirde kaynaklarını gönderebiliriz.    

Hz. Ali'nin Fedek konusundaki tutumuna gelince, Hz. Ali Hz. Fâtıma'nın eşi olması hasebiyle bu davanın tarafı sayılıyordu. Dolayısıyla bu konudaki tavrı yanlış anlaşılabilir ve cahil veya garazlı kimselerin eline bahane verebilirdi. Hz. Ali İslam'ın maslahatı ve fitneleri önlemek için hakkı olan hilafetten bile feragat etti. (Bunu Nehc-ül Belağa'da açıkça söylemektedir). Dünya malı olan bir şeyden neden feragat etmesin?! Hz. Fâtıma'nın da ısrarı haşa dünya düşkünlüğü için değil, yapılan korkunç yanlışları insanlara anlatma maksadıylaydı. Zaten hakkı izhar edip hücceti tamamladıktan sonra bir daha da konuyu takip etmemiştir. Nasıl ki Hz. Ali hilafet konusunda ilk başta itirazlarını edip doğruları açık seçik anlatmaya ve hucceti tamamlamaya çalışmış ve bizzat Sünni kaynaklara göre en az altı ay biatten çekinmiştir ve kimseye bahane bırakmadıktan sonra da bize göre biat etmemiş, ama İslam'ın maslahatı için susmuştur.

Bir başka husus şudur ki, bizzat Sünni kaynakların yazdığına göre Ömer b. Abdulaziz, (ki Sünnilerce Raşit halifelerden sayılıyor) kendi hilafeti zamanında Fedek hurmalıklarını Hz. Fâtıma evlatlarına iade etmiştir. Şimdi eğer gerçekten birinci Halifenin yaptığı doğru idiyse, râşit bir halife olarak tanınan Ömer b. Abdulaziz, neden ona muhalefet ederek beytülmala ait olan bir şeyi Fâtıma evlatlarına geri vermiştir?

Bildiğiniz gibi 1. ve 2. Halife, Resululla'ın evinde defnedilmişlerdir. Böyle br hakka nerden sahip oldular denildiğinde Sünni alimler "Kızlarının hakkından istifade edilerek orada defnedilmişlerdir" diyorlar.  Peki Resulullah'ın zevceleri, onun malından hak sahibi oluyorlar da, biricik kızına gelince neden bu hak ondan esirgeniyor?! Neden onlara gelince "Biz miras bırakmayız.." hadisi kimsenin aklına gelimiyor?!

Ve daha bir çok soru… ki göndereceğim dosyada bunları geniş bir şekilde okuyabilirsiniz.

Son bir nokta şu ki hadi farzedelim, ilk üç halifeyle Hz. Ali arasında hiçbir problem yoktu ve her şey güllük gülistanlıktı, ama Hz. Ali'nin karşısına geçip ona ettikleri biati bozarak, savaş açan ve binlerce insanın katline vesile olanlara ne diyeceksiniz? Cemel ve Sıffin savaşını çıkaranlardan bahsediyoruz. Yoksa Hz. Ali'yi sevdiklerinden mi ona savaş açtılar?!! Muhabbet ve sevginin böylesini hiçbir dünya tarihinde okumak mümkün değil! Eğer değilse, neden yukarıda naklettiğiniz hadisi Sünni kardeşlerimiz onlar hakkında geçerli saymıyor?

Rabbim hepimize doğruları gösterip ona ittiba etme cesaret ve samimiyetini inayet buyursun. Amin!

 

 

 

 

Go to top of page  Ana Sayfa | Kitap Listesi | Kıble Dergisi | Makaleler | Kadin ve Aile | Cocuklar Îçin | Soru Ve Cevap | Yazarlarımız | Îletişim için |

  Kur`an | Hadisler | Dualar | Şiirler | Ses ve Video | Programlar | Linkler  |  

Copyright© 2000 Kevser Yayinlari Internet Hizmetleri. Tüm Haklari Saklidir Ayrintili bilgi almak için veya bize her konuda yazmak için, paragonxx@yahoo.de 'e mesaj yollayiniz. WWW.KEVSERNET.COM