KEVSER YAYINCILIK

  Ana Sayfa / Soru ve Cevaplar                                                                                                           Soru ve Cevaplar

Bugün :  

  Sık Kullanılanlara Ekle                                                                                                                                                                                                                                                         Başlangıç Sayfası Yapın
 

 

Soru-242: 'İmam Cafer Sadık(a.s.) ve Fikri Akımlar' isimli kitabı okudum. Bu kitapta aklıma takılan bir noktayı sorma ihtiyacını duyuyorum. Burada İmam Muhammed Bakır(a.s.)'ın oğlu İmam Cafer Sadık(a.s.) hakkında Al-i Muhammed'in  kaimi işte budur dediği ve İmam Sadık(a.s.) zamanında Ehlibeyt yoluna uygun bir hükümetin iş başına geleceğini ima ettiğini belirten bazı yazılar var. Halbuki bir çok rivayette Kaim'in İmam Mehdi (a.s.) olduğu ve hükümet edeceği bütün imamlardan nakledilmiştir. Şu halde İmam Bakır(a.s.)'ın sözlerini açıklar mısınız?

 

Cevap-242: Muhterem kardeşim bu sorunuzun cevabı kısaca şöyledir: "Kâim" bazı hadislerde yer aldığı tabir ile "Kâim Bil-hak", hakkı ayakta tutan veya hak ile kıyam eden anlamınadır. Bu manada tüm Ehlibeyt imamları Kâimdirler. Çünkü hepsi hakkı ayakta tutmuş ve hak korumak için hareket etmişlerdir.

Ancak mutlak manada Kâim onikinci İmam Hz. Mehdi'dir. Çünkü ancak o, zuhur edince tüm dünyayı kapsayan bir hareket başlatarak hakkı tam manasıyla dünyaya egemen kılacak ve ilahi hakimiyeti kuracaktır. 

Bu açıdan Kâim vasfı tüm Ehlibeyt imamlarının ortak vasfı olmasına rağmen tam tecellisi Hz. Mehdi'ye aittir.

Kuleynî (r.a) Kâfî kitabında (c.1 s.535) "Ehlibeyt İmamlarının hepsi Kâim bi-emrillah (Allah'ın emri üzere kıyam eden)dirler ve ona doğru hidayet edendirler" başlığı altında bir bölüm açmış ve bu bölümde birkaç hadis nakletmiştir.

Bazı hadislerde bir İmam hakkında kâim vasfının kullanılması, o dönemde gerçekleşecek sınırlı bir kıyamın önderi olacağı müjdesini vermek ve ona hazırlığa çağırmak için de olabilir.

Diğer bazı hadislere göre bu tür vaatlerin sonradan gerçekleşmemesinin ve ertelenmesinin nedeni o dönemdeki Ehlibeyt'e bağlı olan bazı kişilerin kendilerine düşen vazifeleri yerine getirmemeleri ve özellikle takiyye konusuna riayet etmemeleri olarak açıklanmıştır.

 

 

Go to top of page  Ana Sayfa | Kitap Listesi | Kıble Dergisi | Makaleler | Kadin ve Aile | Cocuklar Îçin | Soru Ve Cevap | Yazarlarımız | Îletişim için |

  Kur`an | Hadisler | Dualar | Şiirler | Ses ve Video | Programlar | Linkler  |  

Copyright© 2000 Kevser Yayinlari Internet Hizmetleri. Tüm Haklari Saklidir Ayrintili bilgi almak için veya bize her konuda yazmak için, paragonxx@yahoo.de 'e mesaj yollayiniz. WWW.KEVSERNET.COM