Cevap-213:
İslâm'da evlenme konusu ne kadar teşvik edilmiş ve
üstelenmişse, o kadar da boşama ve boşanma konusu kınanmış
ve kadın-erkek böyle bir amele yeltenmekten
sakındırılmışlardır. Mesela bir hadis-i şerifte şöyle
buyrulmaktadır: "Evlenin ve
boşanmaya yeltenmeyin; zira bu Allah'ın Arş'ını titretir."
Bu da bu amelin ne kadar kötü olduğunu ima etmektedir.
Bir başka
hadiste, İmâm Sâdık (a.s.) şöyle buyurmaktadır: "Allah
(Azze ve Celle)'nin talaktan (boşama-boşanmadan) daha çok
buğzettiği bir şey yoktur."
Başka bazı hadislerde de talak, en sevimsiz helal olarak
nitelendirilmiştir.
Evet İslâm'ın boşanma olayına bakış tarzı böyledir. Ancak
İslâm'ın boşanmayı tam anlamıyla yasaklamaması ve belli
şartlar dahilinde bilahare ona izin vermesi bir zaruret
icabıdır ve yine de kadın-erkeğin kendi maslahatlarını
dikkate aldığı içindir. Yani bu olayın gerçekleşmemesi için
İslâm çeşitli tedbirler kararlaştırmış, muhtelif engeller
koymuş ve tavsiyelerde bulunmuştur. Fakat onların hiç birisi
fayda etmediği takdirde, kadın ve erkeğin bir ömür boyu
dövüş-kavga içerisinde, zehir gibi bir hayat sürdürmemeleri
için son çare olarak talaka izin verilmiştir.
Bizim amacımız burada talakın felsefesini ve bu olayı geniş
bir şekilde ele almak değildir. Biz kadın-erkek arasındaki
farklılıkları açıklarken, talak konusunda olan bir
farklılığı da söz konusu edip felsefesini açıklamak
istiyoruz.
Bu farklılık şudur ki, İslâm, bazı yerlerde olduğu gibi
burada da boşanma yetkisini asaleten erkeğin eline
vermiştir. Bunun felsefesi ise yine kadın ve erkekte olan
yapı farklılığından kaynaklanmaktadır. Önceden de
değindiğimiz gibi, erkeklerde taakkül ve tedebbür,
kadınlarda ise duygusallık yönü ağır basmaktadır. Ve yine
defalarca da hatırlattığımız gibi bu bir eksiklik değil,
hayatın bir zaruret ve gereğidir. Yoksa hayatın bir anlamı
kalmazdı; yani kadın ve erkek bu farklı yönleriyle
birbirlerinin tamamlayıcısıdırlar. İşte bu farklılıktan
hareketle İslâm talak yetkisini asaleten erkeğe vermiştir.
Zira kadının, duygusallığının etkisi altında, meseleyi
etraflıca düşünmeden karar verebilme olasılığı çok daha
fazladır. İslâm kısmen de olsa talak riskini azaltabilmesi
için aldığı diğer bir çok tedbirin yanı sıra talak yetkisini
de duygusallığın değil taakkül ve tedebbürün eline
vermiştir.
Elbette İslâm kadını tamamen erkeğin elinde esir durumunda
bırakmamış, bazı zaruri durumlarda kadına boşanabilme imkanı
sağlamıştır ki aşağıda kısaca bunlara değineceğiz:
a)
Erkek kendi eşine yeteri kadar nafaka sağlamaz ve onun makul
geçimini temin etmediği takdirde.
b)
Erkek eşine haddinden fazla eziyet ve haksızlık yapar; bunu
önleyecek başka hiçbir yol bulunamazsa.
c)
Erkek eşine karşı (cinsel konularda) kocalık vazifesini
yerine getiremezse.
d)
Erkek eşinin nafakasını temin etmekten aciz olursa. (Bu
yerlerde kadın şer'î hakime şikayette bulunup talak
isteyebilir; Şer'î hakim ise onu ıslah etmeğe çalışır, bu da
mümkün olmazsa, onu boşamaya mecbur eder.)
e)
Bir erkek kaybolur ve bulunmasından ümit kesilirse, Şer'î
hakim ondan taraf karısını boşar.
f)
Bir erkek karısına zina isnadında bulunursa veya çocuğunu
inkar ederse, karısı Şer'î hakimden boşanma talebinde
bulunabilir.