Bismillahirrahmanirrahim
Soru-147:
Kadından peygamber veya imam olur mu? Olmaz ise sebebi nedir?
Cevap-147: Aziz kardeşim,
bunun sebebi kadın erkek arasındaki (yaratılış nizamının bir
gereği olan) fiziki vs. farklılıklardan dolayıdır.
Önce şunu
bilmeliyiz ki insanın hayat felsefesi olan tekamül ve manevi
makamlara yükselme hususunda kadın erkek arasında hiçbir fark
söz konusu değildir. İslâm'da kadına maneviyat, ilim ve
marifet talebine hiçbir engel ve kısıtlama getirilmemiş;
üstelik sürekli teyit ve teşvik edilmiştir. Kur'ân ve
hadislerle aşina olan herkes bunu açıkça görebilir.
Evet kadın
maneviyat, ilim ve marifet talebinde en zirve noktaya kadar
ilerleyebilir. Bugün İslâmî ilimlerde, en uç nokta olarak
bilinen ictihad derecesine kadar ilerleyerek bir müctehid bile
olabilir. Hatta ictihad mertebesine ulaşan bir kadının erkek
müctehidler gibi başka bir müctehide taklit etmesi caiz
değildir ve kendi fetvalarına amel etmesi farzdır.
Fakat kadın
ile erkek arasında bu hususta söz konusu olan tek fark şudur
ki, İslâm kadına Peygamber, İmam ve taklit mercii olma yetkisi
tanımamıştır.
Bu
farklılık kadının düşüncelerinin tutarsızlığı veya onda olan
bir eksikliğin ifadesi değildir. Böyle olsaydı kadının kendi
fetvalarına amel etmesi de caiz olmazdı.
Bu durum
tamamen kadının sahip olduğu özel fiziksel yapı ve kendine has
bir takım şartlardan kaynaklanmaktadır.
Yani
İslâm'da Peygamberlik, imamlık ve mercilik, dini ve içtimai
bir görevin ifadesidir. Bu ise özel birtakım şartları ve
özellikleri gerektiren oldukça ağır bir görevdir. Hatta
erkekler arasından bile ancak nadir kişilerin kaldırabileceği
bir mesuliyettir.
Yani
duygusallıklardan uzak, cesaret, tedbir, atılganlık,
soğukkanlılık, zamanın ve mekanın şartlarına en iyi şekilde
vakıf olabilme gibi bir çok önemli özellikler isteyen bir
görevdir. Öte yandan böyle ağır bir görevi üstlenen kimse
görev icabı sürekli toplumla, değişik çevrelerle ve insanlarla
ilişkide olup onlarla haşır-neşir olması gerekir. Bu
saydıklarımız ve diğer bir çok hususu dikkate aldığımızda,
bazı tabii özellikleri ve şer'î mükellefiyetleri açısından
kadınların böyle ağır bir görevi üstlenebilmelerinin imkansız
veya oldukça meşakkatli bir şey olduğunu göreceğiz.
Zira
kadınlarda insanlığın ve yaradılış düzeninin bir zarureti
gereği duygusallık yönü ağır basmaktadır. Bu yüzden tedbir,
taakkül ve soğukkanlılık isteyen bu görevde beklenen başarıyı
gösterebilmesi mümkün değildir. Öte yandan dini açıdan
toplumsal ilişkilerde belli sınırlara riayet etmesi gereken
bir kadının sürekli insanlarla haşır-neşir olması ve
dolayısıyla toplumda cereyan eden durumlardan gereği gibi
haberdar olması beklenemez. Böyle olunca da vazifesini doğru
düzgün ifa edebilmesi de mümkün olmaz tabii olarak .
İşte
görüldüğü gibi, kadınlara bu görevin tanınmaması, aslında
onlar için zor ve meşakkatli bir durum arz eden bir
mesuliyetten muaf tutulmaları demektir. Aynı, ağır bir vazife
olan cihattan muaf tutuldukları gibi. Allah'a emanet olun.
|