|
Bismillahirrahmanirrahim
Soru-144:
Selamlar. Sitenize tesadüfen girdim. Biraz gezindim. Bunan
amacı ne bana anlatır mısınız? Anlamadım. insanları neden
gruplara ayırıyorsunuz? Allah'ın varlığına ve birliğinde
bizlerin şüphesi yoktur ve onun Peygamberi'nin kılavuz
olduğunda da. Birlikte yürümek varken birbirimizi yemeğe ne
gerek var? Allah katında tüm İslam'a yayılmasında yardım
edenlerin değeri sanırım büyüktür. Onun için derim ki bu
ayrımcılığın hiç bir önemi yok. Önemli olan Allah sevgisi
Allah korkusu ve içtenliktir. Bütün kalbimle hepinize iyi
yarınlar...
Cevap-144:
Muhterem kardeşim, doğrusu biz
de sizin ne demek istediğinizi tam anlamış değiliz. Yani siz
her kes istediği gibi, istediği kimseden, doğru yanlış,
Allah'ın gerçek dinine uysun veya uymasın, Kur'an'ın gerçek
tefsirine uysun veya uymasın, Resulullah'ın sahih Sünnetine
uysun veya uymasın, rast gele alıp uygulasın; bunu mu demek
istiyorsunuz. Eğer maksadınız bu ise kusura bakmayın kardeş
bizim böyle bir şeyi kabul etmemiz mümkün değil. Bunu ne akıl
mantık kabul eder, ne de Kur'an ve sünnetin kabul ettiği bir
şeydir. Akıllı insan bir fikir kargaşası yaşandığında, imkan
dahilinde onların en doğru ve en güzelini araştırıp bulmaya
çalışır. Bu diğer sosyal konularda olduğu gibi, dini ve fikri
konularda da böyledir. Farz edin siz bir kentte yaşıyorsunuz;
orada gerçek ve uzman olan doktor ve tabiplerin yanı sıra
sahte doktorlar da, doktor kılığına bürünerek ortada
dolaşmaktadırlar ve siz de bundan haberdarsınız. Şimdi Allah
aşkına Siz yakalandığınız bir hastalığı tedavi ettirmek
istediğinizde, öyle gözü kulağı kapalı, rast gele doktorum
diyen her kesin kapısını çalar mısınız? Yoksa defalarca sorup
soruşturduktan sonra, gönlünüzün mütmain olduğu bir uzmana mı
müracaat edersiniz? Dünyevi bir konuda durum böyle ise,
insanın ebedi saadet ve bedbahtlığının bağlı olduğu bir konuda
(din hususunda) gözü kapalı ve rast gele hareket etmek doğru
olabilir mi?
Eğer sizin bu mantığınız doğru
olsaydı, o zaman Allah Resulü'nün zamanında da kendi dinlerine
samimiyetle amel eden Yahudi ve Hıristiyanların da İslam'a
davet edilmeleri anlamsız olurdu. Oysa biz Kur'an'da onlarca
ayette Onların yeni dine davet edildiğini ve İslam'dan başka
bir dinin kimseden kabul edilmeyeceğini açıkça görmekteyiz.
Evet doğruları olduğu gibi bilmeyen, araştırma imkanı da
olmayan ve bildiklerine samimice amel eden kimseler
mazurdurlar ve onlara hesap sorulmaz. Ama çeşitli iddiaların
bulunduğu bir yerde bunlardan haberdar olan bir kimse, doğruyu
araştırıp bulma imkanı da olursa, mutlaka bunu yapmalıdır.
Aksi takdirde Allah katında bir mazereti olamaz.
Kavga meselesine gelince, evet
biz de asla böyle bir şeyi tasvip etmiyoruz. Her kes
düşüncesinde serbest olmalı ve hür iradesiyle doğruları
keşfetmeye çalışmalıdır. İnsanlar birbirlerinin düşüncelerine
(kabul etmeseler dahi) saygılı olmalıdırlar. Elbette bir
düşünceyi irdelemek ve eleştirmek, farklı bir şeydir; hakaret
ve saygısızlık farklı bir şey. Bizim yayınlarımızdaki asıl
hedefimiz, bu düşünceleri paylaşan kimselere kendi inançlarını
sağlam kaynak ve kanallara dayanarak onlara aktarmak ve bu
mektebe, cahil veya art niyetli kimselerin attığı çamurları
temizlemek veya mektebi yakından bilmek öğrenmek isteyen
kimselere yardımcı olmak. Diğer yüzlerce düşünce sahiplerinin
yaptığı gibi. Böyle bir şeyin herkesin en doğal hakkı olduğunu,
hatta ortada dolaşan bir sürü yalan yanlışın tashihi ve
insanların birbirlerini yakından tanıyıp değerlendirmeleri
açısından bir zaruret olduğuna inanıyoruz.
Eğer sitemizin ziyaretçi
defterinde bazıları tarafından yakışıksız ve çekişmeli bir
takım yazıları görüyorsanız, takdir edersiniz ki bu bizim
sitenin sahipleri olarak suçumuz değildir. Ama yine de biz
elimizden geldiği kadarıyla insanları metanetli ve insanca
davranmaya davet edip çoğu zaman açık hakaret ve
edepsizlikleri içeren yazıları (bütün itirazlara) rağmen
siliyoruz. Rabbim hepimize insaf, mantık, basiret ve takva
inayet buyursun ve kendi dinini olduğu gibi, öğrenip amel
etmeği nasip etsin Amin.
Son olarak bir Kur'an ayetini
size takdim ederek sizi Allah'a emanet ediyoruz:
"...(Ey Muhammed) müjde ver
benin o kullarıma ki sözü dinler ve en güzeline uyarlar. İşte
onlardır, Allah'ın kendilerini hidayete eriştirdikleri ve
onlardır halis-temiz akıl sahipleri." (Zumer, 17-18)
|
|