Cevap-142: Muhterem kardeşim, beslediğiniz duygular,
planladığınız hedefler çok güzel şeylerdir. Aslında mu'min
bir insanın, hakkıyla ulaşamasa dahi hep bu tür ulvi
hedefleri düşlemesi çok güzel bir şeydir. Hadislerden de
anlaşıldığı üzere, mu'minin himmeti yüce olmalıdır. Tabi
elinden geldiği kadar da onlara ulaşmaya çalışmalıdır. Bazı
hadislerde, maddi ve dünyevi şeylerde her zaman kendinizden
aşağılara bakın. Ama manevi hususlarda daima kendinizden
yukarıları göz önünde bulundurun. Tabi bunun sebebi ise
evvela insanın himmet ve gayretinin çoğalmasıdır; saniyen de
insanın kendinden daha üstün ve daha ileride olanları göz
önünde bulundurması, onu gurur, kibir ve kendini beğenme
gibi kötü sıfatlardan uzak tutar.
Allah-u Teala bizlere İlahi öğretilerle birlikte, güzel
örnekler de tanıtmıştır. Bunların başında da Hz. Fatıma, Hz.
Zeyneb, Hz. Hatice, Hz. Meryem, Hz. Asiye gibi şahsiyetler
gelmektedir. Biz tabi onlar gibi olamayız, ama Hz. Ali'nin (
a.s) de buyurduğu gibi kendimizi onlara benzetmeye
çalışmalıyız. Bunun için de onların nurlu hayatını çok iyi
okumalı, incelemeliyiz.
Bir
insanın neşeli olması, onun ağır başlı ve iffetli olmasına
engel değildir muhterem bacım. Önemli olan, insanın Allah-u
Teala'nın koyduğu şer'i çizgileri aşmamasıdır. Günah ve
haram şeylerde asla taviz olmaz. (Bazı istisnai ve zaruri
durumların dışında). Bir kere bir bayanın namahrem
erkeklerle laubali olması, hatta zaruri olmadığı takdirde,
erkeklerle haşir-neşir olmaması İslamî iffet ve hayanın
gereklerindendir. Bunun sınırlarının teşhisi ise insanın
kendisine kalmış bir şeydir ve eğer insan dikkatli
davranırsa, hangi ilişkilerin sağlıklı ve hangilerinin
nefsani olduğunu kestirmesi fazla zor olmasa gerek. İnsan
kendisini herkesten daha iyi tanıyor. Başkaları insanı ne
kadar da övseler, oh ohlayıp pohpohlasalar, kendi nefsine
müracaat edip onu iyice gözden geçiren kimse bu övgülere
layık olup olmadığını anlar. Onun için bu tür şeylere
aldanmamak gerekir. Her zaman "Ya Rabbi, içimi dışımdan daha
iyi kıl ve beni kendi halime bırakma. Beni bana unutturma.
Nefsimin ve şeytanın vesvese ve hilelerinde koru." diye dua
edip Allah'a yalvarmalıyız.
Yazınızdan anladığımız kadarıyla müşterek bir yuva kurma
aşamasındasınız. Allah her iki dünyada mesut ve bahtiyar
eylesin. Şimdiden kendinizi fikren ve amelen müşterek bir
yuvada üsteleneceğiniz, görevleri en güzel şekilde öğrenmeğe
gayret edin. Bu konuda Türkçe'ye kazandırılmış güzel eserler
var; onları okumayı ihmal etmeyin. Müşterek bir hayatta en
önemli olan şey, eşlerin birbirlerini anlaya çalışmalarıdır.
Bir kadın erkek psikolojisini, bir erkek de kadın
psikolojisini çok iyi bilmelidir. Bundan gaflet edenler
genelde ailedeki gereken mutluluğu yakalamakta zorlanıyor ve
hayatı hem kendisine, hem de başkasına zehir ediyorlar.
Ailede karşılıklı sevgi, saygı ve fadakarlık en önemli
unsurdur. Allah-u Teala insanları farklı karakterlerde
yaratmıştır. Her şeyde aynı düşünen ve aynı karaktere sahip
olan iki kişiyi bulmak imkansız veya en azından çok zordur.
Bu yüzden bu gibi durumlarda her iki tarafın da fedakarlık
göstermesi zorlukların aşılmasında büyük rol oynar. Ailede
sürekli hak-hukuk gütmek ve durup oturup kadın hakları
şöyledir, erkek hakları böyledir diye karşı tarafa ahkam
kesmek çok zararlı bir şeydir. Bu en son başvurulacak
çaredir. Bütün bunlardan önce sevgi, saygı ve fedakarlık ön
planda olmalıdır. Tabi bunu söylerken tarafların
birbirlerine karşı gözetmeleri gereken hakları ihmal
edebilirler demek istemiyoruz. Elbette her iki taraf, bu
hakları en güzel şekilde öğrenip onları riayet etmeğe
çalışmalıdırlar. Demek istediğimiz, iki tarafın birbirlerine
karşı durup oturup hak-hukuktan bahsedip karşı tarafı
bunları riayet etmemekle suçlaması veya bu benim hakkımdır,
sen buna riayet etmelisin, gibi yöntemlere başvurmaları,
aralarında olan sevgi ve saygıya zarar verir diye
düşünüyoruz. Tecrübe de bunu bize gösteriyor. Fedakarlığın
esas olduğunu ön plana çıkaran hadisler de var tabi.
Kadın
olmanız hasebiyle müsaadenizle bir de size özel bir
hatırlatmamız olacak; o da hadislerde de sık sık vurgulanan
tevazu olayıdır. Kadın-erkek, insan psikolojisini bizim
hepimizden daha iyi tanıyan Peygamber ve İmamlarımız, bir
kadının eşine karşı mütevazi ve itaatkar davranması
hususunda önemli ve şiddetli tavsiyeleri vardır. Bu da
erkeğin kadına karşı bir ayrıcalığı olduğundan değil,
maslahat ve mutluluklarının buna bağlı olduğundan dolayıdır.
Bu hususa riayet eden kadınlar için hadislerde büyük
sevaplar vaad edilmiştir. Allah'a emanet olun.