|
Bismillahirrahmanirrahim
EZAN
KONUSUNDA
Soru-104:
Neden Şiiler ezanlarda "Aliyyen Veliyyullah" cümlesini ilave
ediyorlar; bu bir bid'at değil midir?
Cevap-104:
Caferi İlmihallerinde de açık bir şekilde yazdığı gibi "Eşhedu
enne Aliyyen veliyyullah" cümlesi ezanın bir parçası değildir
ve bu niyetle söylenmesi kesinlikle bid'at ve haramdır. Ancak
bu cümlenin bir cüz' niyetiyle söylenmesi iyidir demişlerdir.
Bunun sebebine gelince, siz de biliyorsunuz ki maalesef
Resulullah'tan sonra Allah ve Resulünün açık emirlerine rağmen
Emir-ul Muminin Ali'nin (a.s) velayeti inkar edilip hakkı
gasbedildi. Bununla da kalmayıp aynı halifeler tarafından
valiliğe getirilip önü açılan ve gelecekteki hilafetine zemin
hazırlanan Muaviye zamanından başlamak üzere 80 yıl Ali gibi
bir Allah velisine namazlarda, hutbelerde (haşa) lanet
okutuldu. Bu yüzden Ehl-i Beyt (a.s) bir tedbir olarak, Hz.
Ali'nin kim olduğunun unutulmaması ve tarihte yapılanların
anılması için bir parola, bir şiar niteliğini taşıyan bu
cümlenin ezanlarda şehadeteynden sonra sırf bu niyetle ve bir
şiar olarak söylenmesi tavsiye edilmiştir. Tabi bir kimse
şimdi bunu okumak istemezse de hiçbir sakıncası yoktur. Bu
aynı ezanda bazen, bazı cümlelerin ardından ilave edilen bazı
artırmalara benziyor. Mesela Allah-u Teala'nın isminin
ardından "Celle Celalauhu Ve azume Şe'nuhu" Ve Resulullah'ın
ismin ardından "Sallahu aleyhi ve alihi ve sellem" türünden
artırmalar gibi ki bazen müezzinler söylüyorlar.
Ancak burada yeri
gelmişken bu itirazlarda bulunan kimselere, bir gerçeği de
bildirmek, biliyorlarsa hatırlatmak isteriz, o da şudur ki:
Faraza Şia bunu yapmakla bir yanlış, bir bid'at işlemiş olsun;
ama muhterem kardeşler, Şianın bu farzî yanlışına karşı sizin
mektebinizin (Ehl-i Sünnet'in) iki yanlışı ve bid'atı söz
konusudur. Yani Ehl-i Sünnet asıl ezanda bulunan bir cümleyi
kaldırmış, olmayan bir cümleyi de yerine yerleştirmiştir.
Şimdi bir çok konuda olduğu gibi burada da kaynaklardan
habersiz bazı kardeşlerimiz "Bu da nereden çıktı?" diye itiraz
edeceklerdir; ancak biraz tahammül buyururlarsa, bunu bizzat
Sünni kaynaklardan kendilerine ispat etmeğe çalışacağım
inşaallah.
Ehl-i Sünnet
kaynaklarında "Hayy-i ala hayr-il amel" cümlesinin ezanın bir
parçası olduğuna dair hadis ve rivayetler, ki bunların bir
çoğu sahih senetlerle nakledilmiştir, şu ravilerden
nakledilmiştir:
1- Abdullah b.
Ömer
2- Ali İbn-il
Hüseyin (Zeyn-ül Abidin)
3- Sehl b. Hüneyf
4- Bilal-ül Habeşi
5- Emir-ül
Mu'minin Ali (a.s)
6- Ebu Mahzura
7- İbn-i Ebi
Mahzura
8- Zeyd b. Erkam
9- Muhammed İbn-i
Ali (El-Bakır)
10- Cafer İbn-i
Muhammed (Es-Sadık)
Bunları detaylı
bir şekilde görmek isteyenler şu kaynaklara müracaat
edebilirler:
Sünen-i Beyhaki, C.1, S.424-425, Mebadi-ül Fıkh-il İslami, S.
38, Musennef-u Abdirrezzak, C1, S.460-464, Cevahir-ül Ahbar-i
Vel-Asar (Es-Sa'di), C2, S.191-192, Mecme-üz Zevaid, C.1,
S.330, Kenz-ül Ummal, C.4, Hadis: 5504-5567-5568, El-Muvatta'
(Malik b. Enes), C.1, S.93, Şerh-u Tecrid (Kuçci), İmamet
bahsi, S.484, Kenz-ül İrfan, C.2, S.158, Es-Siret-ül Halebiyye,
C.2, S.105, El-MuHalla, C.3, S.160, Sa'd-us Suud, S.100,
En-Necm-r Raiq, C.1, S.275, Mekatil-üt Talibiyyin (Ebufarac
İsfanahi), S.446, Ravz-ün Nazir, C.2, S.42, Mizan-ül İtidal (Zehebi),
C.1, S.139, Lisan-ül Mizan (Askalani), C.1, S.268, Neyl-ül
Evtar (Şevkani), C.2, S.32, El-İlmam-u Bil-A'lam Fima Ceret
Bih-il Ahkam (İbni Kasım En-Nüveyri), C.4, S. 24-32-40-41.
Şimdi biz önce
bunlardan örnek olarak bazılarını burada aktarıp daha sonra
da, "Hayy-i Ala Hayr-il Amel" cümlesinin 2. Halife tarafından
ezandan çıkarılıp yerine "E-salat-u hayrün minen-nevm"
cümlesinin yerleştirildiğini gösteren belgelerden bazılarını
sunmaya çalışacağız:
1- Malik b. Enes,
Leys, b. Sa'd ve İbn-i Cüreyc kanlıyla, Nafi'den, "Abdullah
İbn-i Ömer'in ezanında "Hayy-i Ala Hayr-il Amel" cümlesini
eklediğini nakletmişlerdir.
(Sünen-i Beyhaki, C.1, S.424, Müsannef-u Abdirrezzzak, C.1,
S.464, Siret-ül Halebiyye, C.2, S. 295, Er-Ravz-ün nazir, C.1,
S.542) Aynı şey Muhammed b. Sirin'den de nakledimiştir. (Sünen-i
Beyhaki, C.1, S.425)
2- Hatem İbn-i
İsmail Cafer b. Muhammed'den o da babasından şöyle
nakletmiştir: "Ali İbn-il Hüseyin (Zeyn-ül Abidin), ezanda
Hayyi Alel-Felah cümlesinden sonra "Hayy-i ala hayr-il amel"
cümlesini de ekliyor ve "İlk ezan (Resulullah'ın ezanı)
böyleydi." diyordu."
(Sünen-i Beyhaki, C.1, S.425, Cevahir-ül Ahbar-i Vel-Asar (Es-Sa'di),
C.2, S.192, Siret-ül Halebiyye, C.2, S. 295, El-Muhella (İbn-i
Hazm), C.3, S.160)
3- Beyhaki, Ebu
Emame (Sehl B. Hüneyf)'ten "Hayy-i ala hayr-il amel"
cümlesinin ezandan olduğu görüşünü nakletmiştir.
(Sünen-i Beyhaki,
C.1, S.425) Aynı şeyi İbn-ül Vezir, Muhibbuddin-it Taberi-i
Şafii'nin kitabından naklen Ebu Emame hakkında nakletmiştir. (Mebadi-ül
Fıkh-il İslami, S.38)
4- Abdürrezzak
Muammer'den, o da İbn-i Hammad'dan, o da babası kanlıyla
dedesinden Resulullah'ın Mirac hadisinin bir bölümünde şöyle
nakletmiştir; buyurdu: "Cebrail ayağa kalktı ve sağ işaret
parmağını kulağına koyarak ezan okudu, cümleleri ikişer ikişer
tekrarladı ve sonlarına doğru da iki defa "Hayy-i ala hayr-il
amel" dedi".
(Sa'd-üs Suud, S.100)
5- Ebubekr, (Ahmed
b. Muhammed Sırri)'den o da Musa b. Harun'dan, o da
Hammani'den, o da Ebu Bekr b. Ayyaş'tan, o da Abdülaziz b.
Rafi'den, o da Ebu Mahzura'dan şöyle nakletmiştir: "Ben henüz
genç yaşta birisiydim; Resulullah bana buyurdu ki: "Ezanının
sonunda, "Hayyi ala hayr-il amel" cümlesini söyle."
(Mizan-ül İtidal (Zehebi),
C.1, S.139, Lisan-ül Mizan (Askalani), C.1, S.268)
6- Hüzeyl b.
Bilal-il Medainî'den de şöyle nakledilmiştir: "Ben İbn-i Ebi
Mahzura'nın ezanda Hayy-i alel-felah cümlesinden sonra, "Hayy-i
ala hayr-il amel" söylediğini duydum."
(Mizanül İtidal (Zehebi),
C.1, S.139, Lisan-ül Mizan (Askalani), C.1, S.268, Cevahir-ül
Ahbar Vel-Asar, C.2, S.192)
7- Zeyd. B.
Erkam'ın da ezanda "Hayy-i ala hayr-il amel" söylediği
nakledilmiştir.
(El-İmam-üs Sadık Vel-Mezahib-ül Erbaa, C.5,
S.283)
8- Şevkani
El-Ahkam kitabından naklen şöyle diyor: "Sahih kanaldan bize
nakledilmiştir ki "Hayy-i ala hayr-il amel" Resulullah (s.a.a)
zamanında ezanda söyleniyordu; ancak Ömer zamanında ezandan
çıkarıldı." (Neyl-ül
Evtar, C.2, S.32)
9- Hz. Ali'den (a.s)
şöyle nakledilmiştir: Resulullah'tan (s.a.a) şöyle duydum: "Amellerinizin
en hayırlısı namazdır." Resulullah (s.a.a) Bilal'e ezanda "Hayy-i
ala hayr-il amel" (Koşun en hayırlı amele) söylemesini emretti."
(Cevahir-ül
Ahbar-i Vel-Asar, C.2, S.191)
10- Ehl-i Beyt
kanlıyla nakledilen hadislerin de hepsinde "Hayy-i ala hayr-il
amel" cümlesinin ezanın bir parçası olduğu ısrarla
vurgulanmaktadır. Bu konuda örnek olarak şu kaynaklara
müracaat edilebilir:
Deaim-ül İslam, C.1, S.145, Bihar-ül Envar,
C.84, S.156, Vesail-üş Şia, Cami-u Ehadis-iş Şia, Müstedrek-ül
Vesail, Ezan Babaları.
Şimdi de bu
cümlenin 2. Halife zamanında kaldırılıp yerine "Es-salat-u
hayrün minen-nevm" cümlesinin yerleştirildiğini gösteren
belgelerden bazı örnekler:
1- Ehl-i Sünnet'in
Eş'ari kelamcılarından Kuşci ve bir çok diğer Sünni alim Şöyle
nakletmişlerdir: "Ömer insanlara hutbe okuyarak şöyle dedi: "Ey
insanlar, Resulullah'ın zamanında üç şey vardı ki ben onlardan
nehy ediyor ve onları haram kılıyorum ve yapanları
cezalandıracağım: Kadınlar mut'ası, hac mut'ası ve (ezanda
okunan) "Hayy-i ala hayr-il amel".."
(Şerh-i Tecrid (Kuşci),
İmamet bahsi, S.484, Kenz-ül İrfan, C.2, S.S158, Cevahir-ül
Ahbar-i Vel-Asar, C.2, s.192 Sa'düddin Taftazani'den naklen)
2- Şevkani
El-Ahkam kitabından naklen şöyle demiştir: "Sahih kanaldan
bize nakledilmiştir ki "Hayy-i ala hayr-il amel" Resulullah'ın
zamanında vardı; ancak Ömer'in zamanında (ezandan) çıkarıldı."
Aynı şey Hasan b. Yahya'dan da nakledilmiştir.
(Neyl-ül Evtar, C.2,
s.32)
3- İmam Muhammed
Bakır'dan (a.s) şöyle nakledilmiştir: "Bu cümle (Hayy-i ala
hayr-il amel) ezanda mevcuttu. Ömer b. Hattap onun
söylenmemesine emretti. Gerekçesi ise şuydu: "İnsanlar (bunu
duyduklarında) namaza güvenip cihaddan geri dururlar!"..."
(Cevahir-ül
Ahbar-i Vel-Asar, C.2, S.192)
Aynı rivayet İmam
Bakır'dan bir de şöyle rivayet edilmiştir: "Ezan, Resulullah
zamanında "Hayy-i ala hayr-il amel" ile birlikte okunurdu.
Aynı şey Ebubekir'in hilafeti zamanında da sonuna kadar ve
Ömer'in hilafetinin ilk zamanlarında devam etti; ancak daha
sonra Ömer onun ezan ve kametten çıkarılmasını emretti. O
kendisine itiraz edenlere şöyle dedi: "Avam insanlar bunu
duyduklarında cihada gevşek davranıp ondan geri dururlar..."
(Deaim-ül
İslam, C.1, S.142, Bihar-ül Envar, C. 84, S.156)
4- Bizce "Essalat-u
hayrun minen-nevm" (Namaz uykudan daha hayırlıdır) cümlesi de
sonradan ezana eklenmiştir: Zira evvela Ehl-i Beyt kanalıyla
nakledilen hadislerin hepsi bunun ezanın bir parçası olmadığı
yönündedir. Saniyen araştırdığımız kadarıyla Ehl-i Sünnet
kanalıyla nakledilen rivayetlerin de bir çoğu bunu teyid
etmektedir. Mesela İmam Malik'in "El-Muvatta" isimli eserinde
şöyle nakledilmektedir: "Bir gün müezzin (ezancı) Ömer b.
Hattab'ın (kapısına) gelerek onu sabah namazına çağırmaya
geldi. Ömer'in uyuduğunu görünce, ona şöyle seslendi: "Essalat-u
hayrun minen-nevm" (Namaz uykudan daha hayırlıdır). Bunun
üzerine Ömer bu cümleyi sabah ezanına yerleştirmesini emretti."
(El-Muvatta',
C.1, S.93) Bu konuda şu kaynaklara da bakılabilir: Müsennef-u
Abdirerzzak, C.1, S.474-475, Kenz-ül Ummal, C.4, hadis:
5567-5568, Sünen-i Darekutni, Sünen-i Tirmizi, Sünen-i Ebi
Davud ve..)
Bedayi-üs Senayi'
kitabının sahibinin rivayetine göre , Hz. Ali (a.s) ezanda "Es-salat-u
hayrun minen-nevm" cümlesini duyduğunda, şöyle buyurdu: "Ezandan
olmayan şeyleri ona eklemeyin!"
(Bedayi-üs Senayi',
C.1, S.148)
Gerçi Sünni
kaynaklarda bu cümlenin Resulullah zamanında söylendiğine dair
rivayetler de mevcuttur. Ancak bu rivayetlerin hemen hepsinin
senetleri zayıftır ve daha da önemlisi bu rivayetler arasında
büyük çelişki ve tezatlar vardır ki bu halleriyle onlara
istinad etmek mümkün değildir. (Bu konuda geniş bilgi sahibi
olmak isteyenlere Allame Subhani'nin "El-İ'tisamu Bil-Kitab-i
Ves Sünne" kitabının 25 ila 60. Sayfalarını gözden
geçirmelerini tavsiye ediyoruz.) Bu yüzden bir çok Ehl-i
Sünnet alimi de bunların uydurma ve bu cümlenin söylenmesinin
bir bid'at olduğunu itiraf etmişlerdir. İşte bunlardan
bazıları:
Abdürezzak, İbn-i
Üyeyne'den, o da Leys'ten, o da mücahid'den şöyle nakletmiştir:
"Ben Abdullah b. Ömer ile birlikte olduğum bir sırada,
mescitte müezzinin "Es-salatu hayrun mine-nevm" cümlesini
duyunca şöyle dedi: "Çıkarın beni şu bid'atçinin yanından."
(Musannef-u
Abdirrezzak, C.1, S.475, Kenz-ül Ummal, C.8, S.357, Hadis:
23250)
Harezmî, Cami-ül
Esanid kitabında Ebu Hanife'den şöyle nakletmiştir: Hammad b.
İbrahim'e ezanda "Es-salat-u hayrun minen-nevm" söylenmesi
hakkında sordum; şu cevabı verdi: "Bu, insanların türettiği
şeylerdendir .." Harezmî, "Bunu İmam Muhammed b. Hasan-iş
Şeybani de Ebu Hanife'den nakletmiş ve bu, Ebu Hanife'nin de
görüşüdür; biz de aynısını söylüyoruz." diye de eklemiştir."
(Cami-ül
Esanid, C.1, S.296)
Zehebi de
Müntahab-u Kenz-il Ummal kitabında, bu bir biad'attir demiştir.
(Müsnedi
Ahmed'in haşiyesinde basılmıştır, C.3, S.278)
Yine İmam Şafii de
"El-Ümm" isimli kitabında şöyle diyor: "Ben bu cümleyi (Es-salat-u
hayrun mine-nevm) söylemeyi sevmiyorum, mekruh biliyorum.
Çünkü Ebu Mahzura Peygamber'in (s.a.a) müezzini olduğu halde
bunu söylememiştir. Halbuki ezanın diğer bütün cüz'lerini
söylemiştir. Eğer bu da sünnete uygun olsaydı, mutlaka bunu da
söylerdi." (El-Ümm,
C.1, S.85, El-Mecmu', C.1, S.92)
Burada son bir noktaya da değinip
cevabımızı noktalamak istiyoruz. O da şudur ki tarafsız bir
gözle ezanın cümlelerini gözden geçiren her münsif insan,
bizce bu cümlenin (Es-salat-u hayrun minen-nevm) ezandan
olmadığı kanaatine varır. Zira ezanın her cümlesinde gönülleri
okşayan zahiri ve batıni bir güzellik vardır ki bu cümlede o
güzelliği sezmek asla mümkün değildir; ne zahiri açıdan ne de
mana açısından. Bu yüzden biz bunun vahyi bir cümle olmasına
asla ihtimal vermiyoruz. Halbuki ezanın her cümlesi bizce
Resulullah'a (s.a.a) Mirac'da vahyedilmiştir ve bu konuda
sağlam delillerimiz vardır ki başka bir zaman da bu konu
üzerinde durmaya çalışırız inşaallah.
|
|