Bismillahirrahmanirrahim
Soru-100:
Caferi mezhebine göre takiyye ne anlama gelir? Beni bu
konuda aydınlatırsanız memnun olurum. Allah'a emanet olun...
Cevap-100: Muhterem
kardeşim, takiyye ve takva aynı kökten olup Arapça itteka ve
veka kökünden alınmışlardır ve korunmak ve sakınmak
anlamınadırlar. Şu farkla ki takiyye genelde insanlardan
korkmak, sakınmak anlamında kullanılır.
Takiyyenin fikhi anlamına gelince, Ehlibeyt mektebinin büyük
fıkıh alimlerinden olan Şeyh Ansari Takkiye adli risalesinde
Takiyye'yi söyle tarif etmiştir: "Takiyye başkasından
gelebilecek zarardan korunmak için, ona hakka uygun olmayan
bir söz veya davranışla uyum sağlamaktır." Başka bir
ifadeyle takiyye bir kafir veya zalimin korkusundan kendi
inancını gizleyip zahirde onunla uyum sağlamaya denir.
Takiyye'nin meşruluğuna Kur'ân'dan deliller:
Allah
Teala şöyle buyuruyor:
"Firavun
ailesinden olup imanını gizleyen bir adam şöyle dedi: Siz
bir adam 'Rabbim Allah'tır diyor,' diye öldürecek misiniz..."(Gafir
Suresi: 28)
İmanı
gizlemek takiyye ile mümkün olur ve bu ayette bu tavır övgü
ile anılmıştır.
Yine
buyurmuştur ki: "Müminler müminleri bırakıp da kafirleri
dost edinmesin. Kim bunu yaparsa artık onun Allah nezdinde
hiçbir değeri yoktur; ancak kafirlerden gelebilecek zarardan
korunarak yaptığınız dostluk başkadır." (Ali İmran: 28)
Yine
buyurmuştur ki: "Kim iman ettikten sonra Allah'ı inkar
ederse -kalbi iman ile dolu olduğu halde (inkara) zorlanan
başka- fakat kim kalbini inkara açarsa, işte Allah'ın gazabı
bunlaradır..." Nahl 106
Bu
ayetlerde takiyyenin meşru olduğu açıkça beyan edilmiştir.
Gerçi bu ayetler kafirlere karşı takiyye konusunda nazil
olmuştur, ancak hiç şüphesiz zâlimlere karşı takiyyenin de
meşruluğunu ispatlamaktadır. Çünkü her ikisinde de zâlimden
gelebilecek bir zarardan korunmak için kendi inancını
gizlemek ölçüsü mevcuttur. Küfürle zulmün bu hükümde
değişecek bir yönü yoktur.
2.
Takiyyenin meşruluğuna Sünnetten deliller:
Resulullah (s.a.a)'den nakledilen ve "Ümmetten iztirar (çaresizlik)
durumlarının günahı kaldırılmıştır" diye nakledilen sahih
hadis yine takiyye'nin meşruluğunu hiçbir kuşkuya yer
bırakmadan ispatlamaktadır.
İmam
Cafer Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Takiyye müminin
siperidir. Takiyyesi olmayanın imanı yoktur."
Ehlibeyt
imamlarından takiyyenin meşru olduğu hatta yerine göre (canı
korumak vb. durumlarda) asla terk edilmemesi gereken bir
farz olduğuna dair bir çok sahih hadis mevcuttur. İsteyen
Kafi kitabının 2. cildine ve Vesailuşşia kitabının 16.
cildine müracaat edebilir.
Ehlibeyt
mektebinin uleması arasında takiyyenin meşruluğu hakkında
görüş birliği vardır.
Şunu
da hatırlatmak gerekir ki Şeyh Ensari'nin de takiyye adlı
risalesinde açıkladığı üzere takiyye hüküm olarak beş kısama
ayrılır:
1. Farz
takiyye (Korunması farz olan bir canı korumak için yapılan
takiyye)
2. Haram
takiyye (Kendi canını korumak için başka birinin kanını
dökmek durumundaki takiyye.)
3.
Müsatehap takiyye (riayet edilmediği taktirde fiili bir
zarar söz konusu olmayana ileride zarara maruz kalmaya zemin
hazırlayan takiyye)
4. Mekruh
takiyye
5. Mubah
Takiyye
Takiyyenin hükümleri teferruatıyla Ehlibeyt mektebinin fıkıh
kitaplarında yazılmıştır. İsteyenler bu fıkhi kaynaklara
müracaat edebilirler. Vesselam..