Bismillahirrahmanirrahim
RESULULLAH’IN (S.A.A) VE EHL-İ
BEYT’İNİN (A.S)
ÇİZGİSİNDE OLANLAR
Bilindiği gibi
birçoğumuz iddia makamına gelince, çok büyük iddialarda
bulunup kendimizi en iyi Müslüman, Peygamber ve
Ehl-i Beyti’ne en yakın kimseler
olarak görüyoruz. Fakat bizzat Peygamberimizin ve
Ehl-i Beyti’nin sözlerini
dikkate aldığımızda nice iddiaların asılsız olduğunu
anlıyoruz. Biz burada Allah Resulü’nün ve
Ehl-i Beyti’nin “Şunlar bizden
değildir” diyerek dışladıkları kimseleri kaynaklarıyla
birlikte sizlere açıklamaya çalışacağız:
1-
İmam Bakır (a.s)’dan
şöyle rivayet edilmiştir: "O (kıyamet), öyle bir gündür
ki, o günde her topluluğu kendi imamıyla çağıracağız"
ayeti nazil olduğunda, Müslümanlar ya
Resulullah, dediler; sen bütün insanların imamı değil
misin? Resul-i Ekrem: ben buyurdu, bütün insanların
peygamberiyim. Ancak benden sonra, Allah-u Teala’nın benim
Ehl-i
Beytim’den seçtiği imamlar olacak; onlar
imamlıklarını ilan edince yalanlanacaklardır. Küfür ve
sapıklık önderleri ve takipçileri onlara zulmedecekler. Kim
o hak imamların velayetini kabul eder, onlara uyar ve onları
tasdik ederse o bendendir, benimle birliktedir ve er geç
bana kavuşacaktır.
Şunu bilin
ki kim onlara zulmeder ve onları yalanlarsa, benden değildir;
benimle birlikte değildir ve ben ondan uzağım."
2-
Resul-i
Ekrem (s.a.a): "Ancak alim veya öğrenci olan bizdendir."
Yani bir
Müslümana yakışan ya alim olması veya elinden geldiği
kadar öğrenmeğe çalışmasıdır. Hz. Ali (a.s) da bir hadisinde
insanları üç kısma bölmüştür. Rabbani olan âlimler, kurtuluş
yolunu bulmaya çalışan öğrenciler, bu ikisinin dışında
kalanlar ki, onlar gelen her rüzgara takılıp giden sinekler
gibidirler.” (Nehc-ül
Belağa)
3-
Resul-i
Ekrem (s.a.a): "Bizden başkasına kendini benzetenler
bizden değildir; Yahudi ve Hıristiyanlara kendinizi
benzetmeyin."
4-
Resul-i
Ekrem (s.a.a): "Irkçılık ve milliyetçiliğe davet eden
bizden değildir. Irkçılık üzere savaşan bizden değildir."
Evet İslam’da
üstünlük ölçüsü iman ve takvadır. Hiçbir milliyet ve ırkın
bir diğerine üstünlüğü söz konusu değildir.
5-
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Bizden başkasının sünnetine amel eden bizden değildir."
Evet gerçek bir
Müslüman ancak ve ancak Kur’an’a
ve Resulullah’ın sünnetine
bakarak amel eder. Başkaları ne diyor, moda nedir... bu tür
şeylere kulak asmaz.
6- Resul-i
Ekrem (s.a.a): "Kadınlardan kendini erkeklere benzeten ve
erkeklerden kendini kadınlara benzeten kimse bizden değildir."
7-
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Küçüğümüze merhamet, büyüğümüze saygı göstermeyen,
emr-i bil-maruf ve
nehy-i anil-münker
etmeyen (iyiliğe emretmeyip kötülükten sakındırmayan) bizden
değildir."
8-
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Allah-u Teala kendisine bolluk verdiği halde ailesini
sıkan kimse bizden değildir."
Evet mu’min bir
insan dengeli olmalıdır. Ne cimrilik yapmalı, ne de israf;
durumuna göre çoluk çocuğuna davranmalıdır. Elbette ailesi
de ev reisinin maddi durumunu dikkate alarak, beklentilerini
ayarlamalıdırlar.
9-
Resul-i Ekrem (s.a.a): "Bir
Müslümanı aldatan, ona zarar veren veya ona hile
yapan kimse biden değildir."
10-
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Bir kadını kocasına karşı kışkırtarak arasını bozan
kimse bizden değildir."
Evet mu’min
kimse daima ıslaha çalışmalıdır; bozgunculuğa değil. Bu
hedef için yalan konuşmak bile caizdir. Eğer fesada yol
açıyorsa doğruları bile söylemek caiz değildir.
11-
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Hased eden, söz taşıyan ve (ona
buna) kehanette bulunan kimse benden değildir."
12-
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Namazı hafife alan (ona ehemmiyet vermeyen) benden
değildir. Sarhoş edici bir şey içen benden değildir. Allah’a
and olsun ki havuz başında bana
varamayacaktır."
13-
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Bizden değildir emanete hilaf eden (hıyanet eden) kimse."
Yine şöyle buyurmuştur: "Emanete emin olmak rızkı
çekip getirir; hıyanet etmek ise fakirliğe neden olur."
14-
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Kim komşusuna eziyet ederse, Allah ona cennetin kokusunu
(bile almayı) haram eder... Kim komşusunun hakkını zayi
ederse, bizden değildir..."
15-
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Kim namahrem bir kadınla müsafaha
ederse, Allah’ın gazabını satın almıştır. Kim namahrem bir
kadının peşini tutarsa, şeytanla birlikte ateşten zincirle
bağlanıp cehenneme atılır ve kim bir
Müslümanı aldatırsa (örneğin bir alış-verişte) bizden
değildir. Kıyamet gününde de Yahudilerle
haşredilecektir. Zira
mû’minlere en çok hile yapan
onlardır..."
16-
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"İnsanların korkudan saygı gösterdikleri kimse benden
değildir... ve kim isteyerek kendini zillete atarsa biz
Ehl-i
Beyt’in çizgisinden uzak sayılır."
17-
İmam Sadık (a.s):
"Bizden değildir; dünyasını ahireti
için ve ahiretini de dünyası
için terk eden kimse."
Evet mû’min
dengeli olmalıdır. Kendilerini hep
ahirete adayanlar bu dünyada vazifelerini yerine
getiremezler; kendilerini hep dünyaya kaptıran kimseler de
ahireti temelli unuturlar.
18-
İmam Sadık (a.s)’ın
ashabından birisi şöyle diyor: Bir gün imam Sadık’ın yanına
gittiğimde orada çeşitli yerlerden gelen kalabalık bir
toplulukla karşılaştım. Öyle ki oturacak yer bulamadım.
Bilahare İmam (a.s) oturup söze başladı ve şöyle buyurdu:
"Ey Al-i Muhammed’in (Ehl-i
Beyt’in) takipçileri şunu bilin
ki öfkelendiğinde, öfkesine hakim olamayan, kendisiyle
arkadaşlık yapan kimseyle doğru düzgün arkadaşlık yapmayan,
arkadaşına güzel ahlakla davranmayan, kendisiyle
müdara eden kimseye
müdara etmeyen, komşusuyla (iyi
bir) komşuluk haklarına riayet etmeyen... kimse bizden
değildir. Ey Ehl-i
Beyt dostları mümkün mertebe
Allah’tan korkun ve ona itaat edin."
19-
Ravi
diyor ki İmam Bakır (a.s)’a dedim ki, canım sana feda olsun
Şialar bizim yanımızda-yöremizde çoktur. Cevabımda şöyle
buyurdu: "Acaba zengin fakirin haline acıyıp (ona
yardımda bulunuyor mu?) iyilik sahipleri, kötüleri affediyor
mu? Birbirlerine karşı her türlü fedakarlığı yapıyorlar mı?’
Ben cevabında hayır deyince şöyle buyurdu: "O zaman
onlar (gerçek) şia sayılmazlar, şia bunları yapan
kimselerdir."
20-
İmam Sadık (a.s):
"Kim yüz bini aşkın nüfusu olan bir şehirde yaşar da o
şehirde (Ehl-i
Beyt yolunda olmadığı halde)
ondan daha takvalı birisi olursa bizden değildir ve değeri
yoktur."
21-
İmam Musa Kazım
(a.s): "Her gün kendini hesaba tabi tutmayan kimse bizden
değildir; iyi amel işlemişse, Allah’tan daha fazlasını talep
eder; kötü amel yapmışsa, Allah’tan mağfiret dileyip ona
tevbe eder."