Bismillahirrahmanirrahim
DİL
"Biz o insana iki göz, bir
dil ve iki kulak vermedik mi?"
(Beled, 9)
Bu ayeti Kerimeden de
anlaşıldığı gibi Allah-u Teala'nın insana lütfettiği en büyük
nimetlerden birisi de dil ve konuşma nimetidir. Bu nimetin
önemini ancak ondan mahrum olan kimselerin zorluk ve
ıstırabını gördüğümüz zaman anlarız. Evet diğer nimetler gibi
bu nimetin de şükrünü yerine getirmeliyiz. İlahi nimetlerin
şükrü onları Allah-u Teala'nın isteği ve rızası doğrultusunda
kullanmakla olur. Dil nimetinin şükrünü de ancak onu Allah'ın
razı olduğu şekilde kullanıp razı olmadığı şeylerden
korumaktır. Evet dil vücudumuzun küçük bir organı olmasına
rağmen çok büyük işler gerçekleştirebilir. Hem yaptığı
itaatler büyüktür; hem de günahlar. Biz bu derste hadis-i
şeriflere dayanarak dilin önemi ve insan hayatındaki rolü ve
daha sonra da dil vasıtasıyla yapılan sevap ve günahları
sıralayacağız.
Hz. Emir-ül Mu'minin Ali (a.s)
şöyle buyurmuştur:
"Dil insanın ölçüsüdür."
Yani insanın ne olduğu diliyle
ölçülür. Dil insanın şahsiyetini ortaya koyar. Nitekim Hz. Ali
(a.s) diğer bir hadiste: "İnsan, dilinin altında gizlidir."
buyurmaktadır. Yine şöyle buyuruyor: "Dil aklın tercümanı ve
ölçüsüdür." Dile gelen şeylerle insanın aklı ölçülür.
Resul-i Ekrem (s.a.a) ise
şöyle buyurmaktadır:
"Kişinin güzelliği dilidir."
İmam Bakır (a.s) ise dilin
insan hayatındaki önemini şöyle beyan etmektedir:
"Hiç şüphesiz bu dil, her hayır ve şerrin anahtarıdır. Mu'mine
yakışan altın ve gümüşü mühürleyip koruduğu gibi, dilini de
mühürleyip gereksiz ve günah olan şeylerden korumasıdır."
Resul-i Ekrem (s.a.a) ise
şu cümlelerle dilin önemini beyan etmektedir:
"Bir kulun kalbi doğru olmadıkça,
imanı doğru olmaz; dili doğru olmadıkça da kalbi doğru olmaz."
Yani kalp ve dil yamulur ve
günahlara bulaşırsa, insanın imanını da yamultur ve Allah
korusun insanı isyanlara ve sapıklıklara sürükler.
Yine Efendimiz (s.a.a)
şöyle buyurmaktadır:
"İnsan oğlu sabahladığında, bütün organları diline hitaben
şöyle derler: Ey dil bizim hakkımızda Allah'tan kork; zira
bizim durumumuz sana bağlıdır; sen doğru olursan biz de doğru
oluruz; sen yamulursan biz de yamuluruz."
Evet insan hayatında böylesine
önemli olan bir organ hakkında son derece dikkatli ve titiz
davranmalıyız. Zira saadet ve mutluluğumuz, büyük ölçüde bu
organımızın kontrolüne bağlıdır. Nitekim Peygamber
efendimiz şöyle buyurmaktadır:
"İnsanın selameti dilini
korumasındadır veya insan dilini korumadığı müddetçe
günahlardan korunamaz."
İmam Sadık (a.s) şöyle
buyurmaktadır: "Mu'minin
kurtuluşu, dilini korumasındadır."
Emir-ül Mu'minin Ali (a.s)
bir hadiste mu'min ile münafığın farkını şöyle beyan
etmektedir:
"Mu'minin dili, kalbinin arkasındadır; münafığın kalbi ise
dilinin arkasındadır; zira mu'min kimse konuşmak istediği
zaman, konuşacağı şeyi içerisinde düşünür; iyi ve hayırlı bir
şey olursa, onu açıklar; ama kötü bir şey olduğunda ise onu
saklı tutar, konuşmaz. Münafık ise diline gelen her şeyi
konuşur; hem lehine olan şeyi anlatır hem de aleyhine."
Bir başka hadiste Hz. Ali
(a.s) akıllı ve ahmağın farkını şöyle izah
etmektedir: "Akıllı insanın dili, kalbinin
arkasındadır; önce düşünür sonra konuşur; ahmağın kalbi ise
dilinin arkasındadır; önce konuşur, sonra düşünür."
DİLİN İNSAN ÜZERİNDEKİ HAKKI
İmam Zeynel Abidin (a.s):
"Hukuk Risalesi"nde dilin haklarını şöyle beyan etmektedir: "Dilin
hakkı onu kötü sözler söylemekten alıkoyarak değer vermek,
hayır şeylere alıştırmak, faydasız sözler söylememek ve
insanlara iyilik yapıp onlar hakkında iyi konuşmaktır."
Hz. Ali (a.s) insanın
değer kazanıp kaybetmesini dile bağlayarak şöyle
buyuruyor: "Dilini koruyan-kontrol eden bir
kimse, kendi nefsine değer vermiştir." Zira insanı çoğu zaman
bu dünyada kendi dili rezil eder ve ahirette de azaba düşer
kılar. İşte bu yüzden başka bir hadiste Hz. Ali (a.s)
şöyle buyuruyor: "Kim dilini korursa, Allah da
onun ayıp ve kusurunu örter."
Yine Hz. Ali (a.s):
"Dilin kayması ve sapması, en şiddetli helaktır."
Resul-i Ekrem (s.a.a) ise
şöyle buyuruyor:
"İnsanin belası dilindedir."
Hz. Ali (a.s) den şöyle
nakledilmiştir.
"Nice dil var ki insanın canını alır." Yine şöyle buyuruyor: "Bilin
ki dil kuduz bir köpektir; serbest bırakırsan, ısırır."
İmam Sadık'tan (a.s) şöyle
nakledilmiştir:
"Allah bir kulun rezil ve perişan olmasını dilerse, onu rezil
edecek kusur ve ayıpları diline döker.
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"İnsanın hata ve günahlarının en çoğu dilinden kaynaklanır."
İmam Kazım (a.s):
"Dilini korursan,
izzet sahibi olursun..."
Hz. Ali (a.s): "Dilinden
daha çok hapsedilmeyi hak eden bir şey yoktur."
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Kıyamet gününde dilin kazandığı şeylerden başka bir şey mi
insanları cehenneme götürecek?!"
Yine şöyle buyurmuştur: "Çok
konuşan kimsenin hatası çok olur; hatası çok olanın günahı çok
olur; günahları çok olan cehenneme layık olur."
İmam Sadık (a.s),
Hz. Lokman'ın oğluna şöyle dediğini nakletmiştir:
"Oğlum, konuşmak gümüş ise,
susma da hiç şüphesiz altındır."
Resul-i Ekrem (s.a.a): "Çok
suskunluk şeytanı insandan uzaklaştırır ve dinin hususunda
sana yardımcı olur."
İmam Rıza (a.s): "Sukut
etmek-az konuşmak, hikmet kapılarından biridir. Susmak
muhabbete vesile olur; susmak her hayrın kılavuzudur."
Hz. Ali (a.s): "Susmayı
terk etme; zira onun en az faydası selamettir."
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Susan birini gördüğünde, ona yaklaşın; zira o hikmet verir."
Hz. Ali (a.s): "Bir
insan söylediği sözlerin de amelinin bir parçası olduğunu
bilirse, buna daima dikkat ederse, faydalı olan şeylerin
dışında az konuşurdu."
Yine şöyle buyurmuştur:
"Bilmediğin şeyi konuşma; hatta her bildiğini de konuşma; zira
Allah-u Teala senin her organına bir çok görevler yüklemiştir
ki kıyamet gününde onlardan hesap soracak ."
Hz. Ali (a.s): "Allah-u
Teala bir kulun maslahatını istediği zaman, ona az konuşmayı,
az yemeyi, az uyumayı ilham eder."
BAZEN SUSMAK DEĞİL
KONUŞMAK GEREKİR
Evet bazen susmak yerine insanın
görevi konuşmaktır. Evet konuşmak her zaman kötü değildir. Boş
şeylerden konuşmak, günah şeylerden sakınmanın yanı sıra,
bazen de hakkı söylemek, emri bil maruf ve neyi emil münker
etmek, mazluma yardımcı olmak, başkalarına tebliğde bulunup
iyileri ve doğruları söylemek, ibadet etmek, zikir söylemek,
mu'min kardeşlerin gönlünü hoş etmek gibi bazısı farz bazısı
da müstehap olan konuşmalar da vardır. Birkaç hadiste bu konu
hakkında aktararak son vermek istiyoruz.
Hz. Ali (a.s): "Hikmetli
sözleri söylemekten çekinip susmakta bir hayır olmadığı gibi,
bilgisiz konuşmakta da bir hayır yoktur."
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Alim olan ilmi üzere susmamalıdır; onu bilmeyenlere
öğretmelidir; cahil olan da cahilliği üzerine susmamalıdır;
bilmediğini sorup öğrenmelidir. Zira Allah-u Teala şöyle
buyuruyor: "Bilmiyorsanız, zikir ehline sorun öğrenin"
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Hakkı söylemekten çekinip susan kimse, dilsiz şeytandır."
İmam Zeyn-ül Abidin (a.s):
"Hak üzerine konuşmak, batıl üzerine susmaktan iyidir."
Resul-i Ekrem (s.a.a):
"Kişi Allah'ın razı olduğu bir sözü söyler; fakat onun nereye
kadar varacağını düşünmez; ama Allah o sözün sevabını kıyamet
gününe kadar ondan yararlanıldığı müddetçe onun için yazar.
Birisi de Allah'ın gazap ettiği ve sevmediği bir şeyi söyler
ve nereye kadar varacağını düşünmez; ama Allah o sözün
vebalini kıyamet gününe kadar, ona amel edildiği müddetçe onun
için yazar."
Hz. Ali (a.s): "Allah'ın
yarattığı en güzel şey nedir?" diye sorulduğunda, "Sözdür"
buyurdu. "Allah'ın yarattığı en çirkin şey nedir?" diye
sorulunca da yine "Sözdür" buyurarak ekledi: "Yüzleri ağartan
da sözdür, karartan da."
İmam Zeyn-ül Abidin (a.s):
"Güzel söz malı çoğaltır; rızkı bollaştırır; eceli unutturur;
insanı akrabalara çoluk çocuğa sevdirir ve insanı cennete
sokar."
Evet isteyen dille en iyi
ibadetleri, iyilikleri yapar; Allah'ın rızasını kazanır;
isteyen de dille en büyük günahları ve kötülükleri işleyip
Allah'ın kahr-u gazabını elde eder."
Allah-u Teala bu ilahi nimetten
en iyi şekilde istifade edip dünya ve ahiret mutluluğunu
kazanmaya muvaffak kılsın.
Son olarak aşağıda karşılıklı
olarak dilin sevap ve günahlarını açıklamaya çalışacağız.
Dilin Sevapları:
1-
Dille Allah'a
ibadet ediyoruz.
2-
Kur'an okuyoruz;
Allah'ı zikrediyoruz.
3-
Marufa emir ve
münkerden nehyediyoruz.
4-
Din, namus ve
vatanımızı savunuyoruz.
5-
Dille zalimlere
feryat edip mazlumları savunuyoruz.
6-
Kalpleri birbirine
yakınlaştırıp sevgi, samimiyet bağlarını sağlamlaştırıyoruz.
7-
İnsanları hidayet
edip iyilikleri tanıtıyoruz.
8-
Ezan okuyor, zikir
ediyoruz; Allah'ın dinini savunuyoruz; mu'minlerin aleyhine
söylenen sözlerde onları savunuyoruz.
9-
Kalpleri kazanıyor,
gönülleri sevindiriyoruz.
10-
Allah'a
şükrediyor, ona minnettarlığımızı dile getiriyoruz.
11-
Gerçekleri olduğu
gibi aktarıyoruz.
Dilin günahları:
1-
Dille tağutları ve
Allah düşmanlarını medhediyoruz.
2-
Batıl, saçma
sözler söylüyoruz.
3-
Münkere emir ve
maruftan nehyediyoruz.
4-
Ecnebiler, din
düşmanları ve kafirlerin lehine konuşup tebliğ ediyoruz.
5-
Mazlumu tahkir,
zalimi teşvik ediyoruz.
6-
Söz taşımakla,
küfür ve benzeri şeylerle gönüllere kin ve düşmanlık ekiyoruz.
7-
İnsanları doğru
yoldan saptırıp kendi heva ve heveslerimize esir ediyoruz.
8-
Gıybet ediyor,
bühtanlara yelteniyoruz.
9-
Kalpleri kırıp
müminleri haksız yere üzüyoruz.
10-
Allah'a isyan
ediyor, nankörlük yapıyoruz. Başımıza gelenlerden dolayı
şikayet ediyoruz.
11-
Gerçekleri tahrif
ediyoruz.
Dua:
Ya Rabbi, her şeyde senin rızan
doğrultusunda hareket edip şeytanın ve nefsimizin vesvese ve
şerrinden uzak kalmayı bize nasip eyle.
Allah'ım, bizlere dünya ve
ahiret mutluluğu nasip eyle.
Allah'ım, kendi sevgini,
Peygamberlerinin sevgisini, Ehl-i Beyt sevgisini, bizde günden
güne çoğalt.
Resulullah'ın ve Ehl-i Beyti'nin
dünyada ziyaretlerini, ahirette şefaatlerini ve cennette
onlarla birlikte olmayı, bizlere nasip eyle.
Allah'ım hakikatleri ve
görevlerimizi, olduğu gibi bizlere tanıtıp onları yerine
getirmekte bizlere yardımcı ol.
Ya Rabbi, geçmiş bütün
günahlarımızı bağışla. Gelecekte her türlü günahtan, özellikle
dilimizle günah işlemekten bizleri koru.
Akıbetimizi hayır ve iman üzere
karar kıl. Amin, ya Rabbel-alemin!
|