Menüye git
4 -
İhtilafın Ortaya Çıkış ve Kanunun Zarureti:
Gerçi insan diğer
insanlarla ilişkisinde mecbur kalarak toplumsal yardımlaşma
ilkesini kabul etmiş ve gerçekte bu yolla bazı hürriyetlerini
koruma yolunda, bazılarını feda etmiştir. Ancak, fertler
arasında ister ruhi ve ister bedeni güçler yönünden olsun
büyük farklılığın bulunması yüzünde sırf toplumsal
yardımlaşmayı ilke olarak kabullenmek yetmemektedir. İhtilaf
ve çatışmaları yok etmek için oluşturulmuş olan toplumsal
hayatın kendisi, çıkarların çelişmesi yüzünden ihtilaf ve
fesadın kaynağı olmaktadır.
Böyle olduğu için
toplumun fertleri arasında herkes tarafından kabullenilmiş bir
takım ortak kuralların varolma zarureti belirmektedir.
Zira açıktır ki, bir
küçük alış-veriş ameliyesinde de alıp satan şahıslar
tarafından kesin olarak kabul edilen alış-verişle ilgili
kurallar bulunmazsa muamele gerçekleşmez. Demek, toplumun
dağılmasını ve fertlerin çıkarlarının ihlal edilmesini
önleyecek bazı toplumsal kanunların varolması gereklidir.
Başka bir ifadeyle, her türe kendi hedef ve mutluluğuna doğru
kılavuzluk etmeyi üstlenmiş olan yaratılış nizamının, insan
toplumunu da toplumun mutluluğunu sağlayacak kanunlara doğru
kılavuzluk etmiştir.
Allah-u Teâlâ buyurmuş
ki:
“Bir katre sudan
yaratmıştır onu ve bir ölçü koymuştur ona, sonra yolu ona
kolaylaştırmıştır.”
Toplumsal yaşayışa sahip
olması takdir edilen insanoğluna, yaşayış yolunu
kolaylaştırmanın, bir takım toplumsal kanun ve kaidelerin ona
verilmesine bağlı olduğu açıktır.
|