Menüye git
3 -
Kur'an-ı Kerim Daimi Bir Kitaptır
Geçen fasılda
değindiğimiz bahis, bu iddianın ispatı için yeterlidir. Zira
bir maksat ve bir konuya ait fikir, mutlak surette kâmil ve
eksiksiz ise onun itibar ve doğruluğu, sınırlı bir vakit ve
belirli bir zamana mahsus olmayacaktır. Kur'an-i Kerim de
ortaya koyduğu fikirlerini kâmil bilmektedir. Kemalin ötesinde
ise bir şey yoktur. Allah'u Tebarek ve Teâlâ buyuruyor:
"Şüphe yok ki, o
her şeyi ayırdeden kesin bir sözdür. Şaka değildir."
Bundan başka Kur'an-ı
Kerim'in itikadı öğretisi, halis hakikat ve sırf gerçeklerdir.
Açıkladığı ahlaki ilke ve ameli kanunlar ise, sabit
hakikatlerin gerçek sonuç ve mahsulüdür. Böyle bir şeyin ise
bozulması veya o zaman sürecinin ilerlemesi sonucu yıpranması,
geçersiz olması söz konusu olamaz.
Allah-u Teâlâ şöyle
buyuruyor:
"Ve biz Kur'an'ı,
hak ve gerçek olarak indirdik ve o da hak ve gerçek olarak
indi. (Yani hem hüdusunda, hem de bekâsında hak olmaktan
ayrılmadı)."
"... Hak'tan
sonra, sapıklıktan başka ne kalır ki?..."
Allah-u Teâlâ kelamının
diğer bir bölümünde, genel bir ifadeyle şöyle buyurmaktadır:
"Gerçekten de
Kur'an-ı Kerim, aziz (izzet ve büyüklük sahibi) bir kitaptır.
Ona hiç bir taraftan batıl yol bulamaz."
Yani ne şimdi ve ne de
gelecekte, O'nun batıl veya geçersiz olmasından söz edilemez.
Elbette Kur'an-i hükümlerin ebedi olmaları hususunda, bir çok
bahisler yapılmış ve bu bahisleri daha fazla genişletmek
mümkündür. Fakat bu konu kitabın bahis mevzusu olan Kur'an'a
göre, Kur'an'ın müslümanlar arasında taşıması gereken değer ve
yer konusunun dışında kalır.
|