8- ZÜHD HAKKINDAKİ SÖZLERİ
Dünyada zahid olup ahirete ilgi gösterenlerin alâmeti, aynı
hedefi taşımayan dost ve arkadaşları terketmeleri ve böyle
kimselerle oturup kalkmamalarıdır. Ey insanlar, bilin ki
ahiret için amel eden, dünyanın peşin mal ve mülkünden el
çekip ölüm için hazırlık yapar, vakit geçmeden ve mutlaka
karşılaşacağı ecel gelmeden önce ahiret işine koşar ve
ölümden önce ihtiyatlı davranır.
Allah-u Teâla buyuruyor ki: "Onlardan birine ölüm gelip
çattı mı, "Rabbim beni geri çevir, umulur ki geride
bıraktığım dünyada, salih amellerde bulunurum."der."[1]
Öyleyse her biriniz, bugün kendisini dünyaya dönmüş, ihtiyaç
ve çaresizlik günü için salih ameller yapmakta kusur
ettiğinden dolayı pişman olmuş kimse gibi farzetmelidir.
Ey Allah'ın kulları! Biliniz ki kim, dünya sultanlarının
gece saldırısından korkarsa uykusu kaçar; rahat uyuyamaz;
yeme ve içmeden kesilir. Öyleyse ey insanoğlu! Aziz Allah'ın
ansızın taarruz edip elemli yakalayışla yakalaması ve günah
ehline ansızın baskın yapması var iken, sana yazıklar olsun.
Ölüm gece ve gündüz kapıları çalmaktadır. Bu öyle bir
ansızın baskındır ki, ne ondan kaçıp kurtulmak olur ve ne de
O'ndan başka bir sığınak bulunur.
Ey mü'minler! Takva ehlinin, korktuğu gibi, Allah'ın ansızın
göndereceği azabından korkun. Zira Allah-u Teâla buyuruyor
ki: ‘İşte bu (zalimler yok olduktan sonra yerlerine varis
olmak), benim makam ve azabımdan korkan kimselere âit bir
şeydir.’
[2]
Öyleyse dünya yaşantısının süsünden ve aldatmasından korkun.
Ona meyletmeyin ve zararlı sonucunu hatırlayın. Çünkü
dünyanın süsü imtihan vesilesi, sevgisi de günahtır.
Ey insanoğlu, yazıklar olsun sana! Bil ki fazla yemekten
oluşan kasavet, dolu karnın sıkıntısı, doymanın sarhoşluğu
ve mülkün gafleti (gururu), insanı amel etmekten alıkor,
Allah'ı hatırlamayı unutturur ve ecelin yaklaşmasını akıldan
çıkarır. Dünya sevgisine tutulan, şarap sarhoşluğundan
aklını yitiren kimse gibidir. Şüphesiz ki Allah'ı tanıyan,
O'ndan korkan ve O'nun için çalışan, doymayı sevmeyecek
derecede kendisini açlığa alıştırmalıdır; evet, yarış atı da
böylece zayıflatılır.
Ey Allah'ın kulları! Allah'ın sevabına ümitli olan ve
azabından korkan kimseler gibi, O'ndan korkun. Allah'a
andolsun ki O, size bir mazeret yolu bırakmamış, sizi
korkutmuş, teşvik ve tehdit etmiştir. Ama siz, ne O'nun
teşvik ettiği değerli sevaplara iştiyak gösterip
çalışıyorsunuz ve ne de sizi tehdit ettiği elemli ve
şiddetli azaplardan korkup çekiniyorsunuz. Halbuki Allah-u
Teâlâ, kitabında size bildirmiştir ki: "İnanarak iyi
işlerde bulunanların çalışmaları karşılıksız bırakılmaz ve
biz, şüphe yok ki onları yazmaktayız."[3]
Sonra Yüce Allah Kur'an'da, dünya hayatının peşin şatafat ve
parıltısından çekinmeniz için size ayetler indirerek
buyurmuştur ki: "Mallarınız ve evlatlarınız, sizin için
ancak bir denemedir; Allah katındaysa pek büyük bir mükâfât
vardır."[4]
Öyleyse gücünüz yettiği kadar Allah'tan çekinin, dinleyin ve
itaat edin. Yine Allah'tan korkun ve öğütleriyle öğütlenin.
Ben, günahın (zararlı) sonuçlarının sizlerin çoğunu zayıf ve
güçsüz bir hale getirdiğini görüyorum. Ama yine de onlar,
günahtan çekinmeyip dinlerine zarar verdiği halde ondan
nefret etmiyorlar.
Ey insanlar! Allah'ın, dünyanın ayıbı ve hakirliği
hakkındaki çağrısını duymuyor musunuz? Buyuruyor ki:
"Bilin ki dünya yaşayışı ancak bir oyun, bir eğlence, bir
süs, aranızda bir övünme, mal ve evlatlar da bir çoğalma
tutkusudur. Bir yağmur örneği gibi onun bitirdiği ekin,
ekincileri şaşırtır, sevindirir, sonra kuruyuverir de bir de
bakarsın, sapsarı olmuş, sonra da çerçöp oluvermiştir. Oysa
ahirette şiddetli bir azap, Allah'tan bir mağfiret ve bir
hoşnutluk (rıza) vardır. Dünya hayatı, aldanış olan bir
metadan başka bir şey değildir. Rabbinizden olan mağfirete
(erişmek) ve cennete (kavuşmak için) çaba gösterip yarışın
ki, (o) cennetin genişliği gök ile yerin genişliği kadar
olup da Allah'a ve O'nun Resulüne iman etmekte olanlar için
hazırlanmıştır. İşte bu, Allah'ın fazlıdır ki, onu
dilediğine verir. Allah büyük fazl sahibidir."[5]
Yine buyuruyor ki: "Ey inananlar, Allah'tan sakının ve
herkes, yarın için neyi takdim edip gönderdiğine baksın ve
çekinin Allah'tan; şüphe yok ki Allah, ne yapıyorsanız
hepsinden haberdardır. Ve o kişilere benzemeyin ki, Allah'ı
unutmuşlar da O da onlara kendi nefislerini unutturmuştur.
İşte onlar fasık olanların tâ kendileridir."
[6]
Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun, tefekkür edin ve
yaratıldığınız şey için çalışın. Zira Allah sizi abes olarak
yaratmamış ve sizi başı boş da bırakmamıştır. Kendisini
size tanıtmış, Resulünü size göndermiş ve helali, haramı,
delil ve misalleri içeren kitabını da size nazil etmiştir.
Öyleyse Allah'tan sakının. Çünkü Rabbiniz size delil olarak
şöyle buyurmuştur: "Onun için iki göz ve bir dille iki
dudak vermedik mi? Ve ona iki sarp yolu (hayır ve şerri)
göstermedik mi?"[7]
İşte bu, Allah'ın size olan hüccetidir. Öyleyse gücünüz
yettiğince Allah'tan sakının. Zira Allah'ın gücünden başka
bir güç yoktur ve O’ndan başkasına tevekkül edilmez.
Allah'ın salatı Muhammed Peygambere ve O'nun pâk soyuna
olsun.