2- ÖĞÜT, ZÜHD VE HİKMET
Allah, bizi ve sizi zalimlerin hilesinden, kıskançların
zulmünden ve zorbaların zorbalığından korusun. Ey mü'minler!
Dünyaya ve onun yarın çürüyüp yok olacak mal ve solup
gidecek otlarına meyleden tağutlar ve onların yandaşları,
sakın sizleri aldatmasınlar. Allah'ın, dünyada sakınmanızı
istediği şeylerden sakının ve ilgi göstermemenizi istediği
şeylere de ilgi göstermeyin. Bu dünyaya, onu ebedi kalacak
yurt zanneden kimselerin güvendiği gibi güvenip meyletmeyin.
Allah'a andolsun ki, dünyadaki süslerde, günlerinin dönüp
dolaşmasında, durumunun değişmesinde, cezalarında ve
ehliyle oynamasında sizler için dünyanın mahiyetini
gösteren birtakım deliller vardır. Bu dünya ahmakları
yüceltir, şereflileri alçaltır ve sonunda da bazı kavimleri
cehenneme götürür. İşte bunlarda, akledenler için ibret,
imtihan ve korunma vesilesi vardır.
Sürekli olarak karşılaştığınız karanlık fitneler, yeni
bid'atler, adaletsiz gelenekler, zamanın musibetleri,
sultanın korkusu ve şeytanın vesvesesi, Allah'ın koruduğu
pek az kimseler hariç gönüllerinizi hedeflerinden alıkoymak,
doğru yolu ve hak ehlini tanımaktan gafil etmek için
başınıza gelmektedir. Dünyanın günlerinin dönmesini,
durumlarının değişmesini ve fitnelerinin zararlı
sonuçlarını, -Allah'ın koruduğu, hidayet yolunda yürüyen,
sonra bunun (bu yolun devamı) için zahitlikten yardım alan,
çok düşünen, ibretlerden öğüt alan ve çekinen, dünyanın
peşin güzelliğine ilgi göstermeyen, lezzetlerinden ayrılan,
ahiretin daimi nimetlerine meyleden, onun için gereken
çabasını gösteren, ölümü bekleyen, zalimlerle yaşamayı
sevmeyen kimseler hariç- hiç kimse tanıyamaz. Ancak böyle
kimseler, dünya metasına basiretli ve keskin bir bakışla
bakar ve yeni fitneleri, bid'atlerin dalaletini ve zalim
padişahların zulmünü iyice görür.
Canıma andolsun ki, geçmiş günlerde ardınızda öyle üst üste
yığılmış fitneler bıraktınız ki, onunla (edindiğiniz
tecrübelerle), azgın, bid'atçi, zalim ve haksızca yeryüzünde
bozgunculuk çıkaran kimselerden uzaklaşmanın yolunu
öğrenebilirsiniz. Öyleyse Allah'tan yardım dileyin. O'nun ve
itaat edilmeye layık olan kimselerin itaatine dönün.
Korkun ve sakının; pişmanlık duymadan, hasret çekmeden ve
Allah'ın huzuruna çıkıp, karşısında durmadan önce. Allah'a
andolsun ki, günah işleyen hiçbir kavimin Allah'ın
azabından başka bir gidiş yönü olmamıştır ve dünyayı ahirete
tercih eden hiçbir kavmin de dönüş yeri (sonucu)
bedbahtlıktan başka bir yer olmamıştır. Allah'ı tanımak ve
O'na itaat etmek, birbirinden ayrılmayan iki arkadaştır.
Allah'ı tanıyan O'ndan korkar ve bu korku da onu Allah'a
itaat etmeye sevkeder. Gerçekten bilgi sahipleri ve onlara
tabi olanlar, Allah'ı tanıyıp O'nun için amel eden ve O'na
doğru rağbet gösteren kimselerdir. Zira Allah buyuruyor ki:
"Allah'tan, ancak kullarının bilgili olanları korkar."[1]
Allah'a karşı günah işlemekle bu dünyada hiçbir şey elde
etmeye çalışmayın. Bu dünyada Allah'ın itaatiyle meşgul
olun, günlerinizi ganimet bilin ve sizi yarın Allah'ın
azabından kurtaracak şey için çalışın. Şüphesiz böyle
davranmanız, kötü sonucu daha az, mazeretli olmaya daha
elverişli ve kurtuluş için daha ümit verici bir tavırdır.
Allah'ın emrini ve itaatini ve Allah'ın itaatini farz
kıldığı kimsenin itaatini bütün şeylerden öne geçirin. Size
yönelmiş olan dünyanın süslerine aldanmayın ve tağutların
itaatini, Allah'ın emir ve itaatiyle sizden olan ululemrin
itaatinden öne geçirmeyin.
Bilin ki, hepiniz Allah'ın kullarısınız, biz de sizinle
beraberiz. Yarının efendisi ve hakimi (Allah) bize ve size
hükmedecek ve durdurup sorguya çekecektir. Öyleyse,
durdurulmadan, sorguya çekilmeden ve âlemlerin Rabbinin
huzuruna çıkarılmadan önce cevap hazırlayın. O gün hiç kimse
Allah'ın izni olmaksızın konuşamaz. Bilin ki, Allah yalan
konuşanları tasdik edip doğru konuşanları yalanlamaz,
mazeretlinin özrünü reddedip mazeretsizin özrünü de kabul
etmez. Allah'ın peygamberler ve onlardan sonra vasileri
göndermesiyle bütün yaratıklarına hücceti vardır. Allah'tan
çekinin, kendinizi ıslah edip Allah'ın ve velayetini kabul
ettiğiniz kimselerin itaatine yönelin. Umulur ki geçmişte,
Allah'ın haklarında tefritte (ihmalkârlıkta) bulunan ve
O'nun haklarını zayi eden kimse pişman olur.
Allah'tan mağfiret dileyin ve O'na yönelerek tövbe edin.
Çünkü O, tövbeyi kabul eden, günahları affeden ve yaptığınız
her şeyi bilendir. Günahkârlarla dost olmaktan, zalimlere
yardım etmekten ve fasıklarla komşu olmaktan sakının;
fitnelerine karşı ihtiyatlı olun ve çevrelerinden
uzaklaşın. Bilin ki, kim Allah'ın velilerine karşı muhalefet
eder, O'nun dininden başka bir din seçer ve velisinin emri
karşısında zorbalık yaparsa, cehennemin alevli ateşine
atılır; öyle ateş ki, şekaveti (kötü yönleri) kendilerine
galip olan bedenleri yer.
Ey akıl sahipleri! İbret alın ve sizi hidayet ettiği şeye
karşılık Allah'a hamdedin. Bilin ki, siz Allah'ın
kudretinden çıkıp O’ndan başkasının kudretine
sığınamazsınız. Allah yaptığınız amelleri görür; sonra O'na
doğru haşrolunacaksınız. Öyleyse öğütten faydalanın ve
salih insanların âdâbıyla edeplenin.