5- MUÂZ B. CEBEL’İ,YEMEN’E
VÂLi OLARAK GÖNDERDİĞİNDE ONA BUYURDUĞU TAVSİYELERİ
Ey
Muâz, Allah’ın
kitabını onlara (Yemen halkına) öğret. Onları güzel ahlak
üzere eğit. İnsanlara, iyilerine ve kötülerine layık
oldukları şekilde davran (iyi ve kötüye, aynı şekilde
davranma). Allah’ın hükmünü onların arasında uygula.
Allah’ın emrinde ve malında kimseden sakınma (ilahî ölçüler
üzere, taviz vermeden amel et). Çünkü ne yönetim senin
şahsına âittir ve ne de bu mallar.
Onların
emanetlerini, ister az olsun, ister çok, kendilerine iâde
et. Yumuşak davran ve bağışlayıcı ol; (elbette) hakkı
terketmeye yol açacak şekilde değil. Çünkü, Allah’ın
hakkından geçtim, diyen kimse cahildir. Tenkit edileceğinden
korktuğun her şeyde mâzeretini, işinle ilgili kimselere
açıkla ki, seni mazur görsünler. İslâm’ın kabul ettiği
hariç, cahiliye dönemine âit, diğer bütün âdet ve
gelenekleri ortadan kaldır.
İslâm’a âit, küçük
büyük her şeyi açıkla; en çok önem verdiğin şey, namaz
olsun. Çünkü namaz, dini ikrar ettikten sonra, İslâm
erkanının başıdır. Allah’ı ve kıyamet gününü, halka
hatırlat. Öğüt ve nasihatta bulun. Çünkü öğüt, onları
Allah’ın sevdiği şeyleri yapmaya sevkeder.
İslâm’ı öğretmek
için her tarafa muallimler gönder. Kendisine döneceğin
Allah’a ibâdet et ve Allah yolunda kimsenin yermesinden
korkma.
Sana Allah’tan
çekinmeyi, doğru konuşmayı, ahde vefa etmeyi, emaneti
sahibine iletmeyi, hıyaneti terketmeyi, yumuşak konuşmayı,
selamı esirgememeyi, komşunun haklarını gözetmeyi,
yetimlere şefkatli davranmayı, güzel amelde bulunmayı, uzun
arzulara saplanmamayı, âhireti sevmeyi, amellerin hesabını
vermenin kaygısını taşımayı, imâna sarılmayı, Kur’an’da
derin bilgiye sahip olmayı, öfkeyi yenmeyi ve alçak gönüllü
olmayı tavsiye ediyorum.
Müslüman’a
küfretmekten, günahkâra uymaktan, âdil imama isyan etmekten,
doğru konuşanı tekzip, yalan konuşanı ise tasdik etmekten
sakın.
Her taşın ve ağacın
yanında (nerede olursan) Rabbini hatırla. Her günah için
ayrıca tövbe et; gizli yapılan günaha gizlide, açıkta
yapılana ise açıkta tövbe et.
Ey
Muâz, eğer
görüşmemizin kıyamete kalacağını bilmeseydim, tavsiyelerimi
kısa keserdim, fakat bir daha birbirimizi göremeyeceğimizi
biliyorum.
Ey
Muâz, bil ki
aranızdan en çok sevdiğim kimse, kıyamet gününde,
ayrıldığımız hali üzere (sapmadan) benimle görüşen
kimsedir.