3- ASHABINDAN BİR GRUBA YAZDIĞI MEKTUP
Hamd ve salat ve selamdan sonra, (size şunları tavsiye
edi-yorum): Rabbinizden afiyet dileyin, mütevazı, vakârlı,
ağırbaşlı ve hayâlı olun. Salih olanlarınızın çekindiği
şeylerden çekinin. Batıl ehline de güzel davranın. Onların
kötü hareketlerine tahammül edin. Onlarla uzun münakaşalara
girmekten sakının. Yine onlarla bir arada oturduğunuzda,
muâşeretlerinizde veya bir söz hakkında tartıştığınızda
Allah'ın size emrettiği takiyeye riayet edin. Çünkü sizler
onlarla oturup kalkmak, muaşeret etmek ve tartışmak
zorundasınız. Takiye yapmaksızın onlarla karşılaşırsanız,
sizi incitirler ve yüzlerinizden hoşnut olmadığınızı
anlarlar.
Eğer Allah onları sizden uzaklaştırmasaydı, size musallat
olurlardı. Onların size karşı kalplerindeki kin ve
düşmanlıkları açığa vurduklarından daha çoktur. (Ama siz
sürekli olarak) onlarla beraber oturup kalkmaktasınız.
Allah-u Teâla bir kulu yaratılışta mü’min olarak yaratmışsa,
şerri onun nazarında kötü göstermedikçe ve onu o şerden
uzaklaştırmadıkça o kul ölmez. Allah-u Teâla, birine şerri
sevdirmeyip onu şerden uzaklaştırırsa, kibir ve ululanmaktan
da onu korur; böylece o kimse yumuşak huylu, güzel ahlaklı
ve güler yüzlü olur; İslami vakar, sükunet ve huşuya sahip
olur; Allah'ın haramlarından sakınır ve gazabından kaçınır.
Allah, insanlarla dost olmayı, onlara iyi davranmayı,
onlarla ilişkiyi kesmemeyi ve düşmanlığı terketmeyi ona
nasip eder; öyle ki artık düşmanlıktan ve düşmanlık ehli
olan kimselerden tamimiyle uzaklaşır.
Eğer Allah-u Teâla, ilk yaratılışta bir kulu kafir olarak
yaratırsa, şerri ona sevdirmedikçe ve onu o şerre
yaklaştırmadıkça o kul ölmez. Şerri ona sevdirip onu o şerre
yaklaştırdığında da kibir ve ululanmaya duçar olur; derken
katı kalbli, kötü ahlaklı, asık suratlı olur; çirkinliği
açığa çıkar ve hayâsız olur. Allah onun hayâ perdesini
yırtar, (hayâ perdesi yırtıldığında da) haramlara düşer;
artık haramdan ayrılmaz, Allah'a karşı günah işler, itaâtı
ve itaat ehlini sevmez.
Mü’min ve kafir arasındaki fark ve uzaklık ne de çoktur!
Allah’tan bu belalara düçar olmamayı dileyin ve bu afiyeti
Allah(’ın rızası) için talep edin. Allah’tan başka hiç bir
güç ve kuvvet sahibi yoktur.
Çok dua edin; Allah kendisini çağıran kulu sever; O mü’min
kullarının dualarını kabul edeceğini vaat etmiştir. Allah,
kıyamet günü mü’minlerin duasını cennette nimetlerini
çoğaltan bir amele dönüştürür.
Gece ve gündüzün her saatinde gücünüz kadarıyla Allah'ı
çokça anın. Çünkü Allah, kendisinin çok anılmasını
emretmiştir. Allah kendisini anan mü’mini unutmaz ve onu
hayırla anar.
Allah-u Teâla, Kur’ân'da mü’minlere şöyle emretmiştir:
"Namazları ve (özellikle) orta (öğle) namazı(nı üstlerine
düşerek, titizlik göstererek) koruyun ve Allah'a gönülden
boyun eğiciler olarak (namaza) durun”.[1]
Fakir Müslümanları sevin; Çünkü onları küçümseyen ve onlara
karşı büyüklük taslayan kimse, Allah'ın dininden
uzaklaşmıştır. Allah böyle bir kimseyi hor görür ve ona
gazap eder.
Ceddimiz Resulullah salla’llâhu aleyhi ve alih şöyle
buyur-muştur:
"Rabbim, yoksul Müslümanları sevmeyi bana emretmiştir."
Bilin ki kim bir Müslümanı küçük görürse Allah onu kendi
gazap ve tahkirine uğratır; bütün insanlar ona şiddetle
buğzeder. Öyleyse fakir Müslüman kardeşleriniz hakkında
Allah’tan çekinin. Onların sizin üzerinizde olan hakları
onları sevmenizdir. Çünkü Allah, peygamberlerine onları
sevmeyi emretmiştir.
Kim Allah'ın, sevgilerini farz kıldığı kimseleri sevmezse,
Allah ve Resulüne karşı gelmiş olur. Allah ve Resülüne karşı
geldiği halde ölen kimse de, sapıklık ve dalalet üzere
ölmüştür.
Ululuk ve kibirden sakının. Zira ululuk, Allah'ın ridasıdır[2].
Kim Allah'ın ridası üzerinde O'nunla çekişirse, Allah onu
parçalar ve kıyamet günü onu rezil eder.
Sakın, birbirinizin hakkına tecavüz etmeyin; Çünkü salih
insanların tavrı böyle değildir. Allah zulüm edenin zulmünü
kendisine çevirir ve zulme uğrayana da yardım eder. Allah
kime yardım ederse galip olur ve ilahi zafere ulaşır.
Sakın, birbirinize haset etmeyin. Çünkü küfrün aslı
hasettir. Sakın mazlum bir Müslümanın aleyhine birbirinizle
yardımlaş-mayın. Çünkü hakkınızda beddua ederse, kabul olur.
Babamız Resulullah salla'llâhu aleyhi ve alih şöyle
buyur-muştur: "Mazlum Müslümanın bedduası kabul olur."
Sakın nefsiniz, Allah'ın haram kıldığı şeylere meyletmesin.
Çünkü kim bu dünyada Allah'ın yasaklarını çiğnerse Allah,
onunla cennet ve cennet ehli için olan nimet, lezzet ve
sonsuz kerameti arasında engel oluşturur.