12- KİRA VE İCARLA İLGİLİ AÇIKLAMA
Kira ve icar bir insanın kendi şahsını, malik olduğu malı,
yetkisi dahilinde olan yakınlarını, atını veya elbisesini
helal bir yolla menfaatinden yararlanılması için
başkalarının emrine vermesinden ibarettir.
Kira ve icarın helal olan kısmı, insanın kendisini, evini,
yerini veya malik olduğu herhangi bir malı, helal
menfaatlerinden yararlanmak için başkalarının hizmetine
bırakması, yöneticinin vekili veya valisi olmaksızın
kendisi, evladı, kölesi veya işçisi vasıtasıyla herhangi bir
işi yapmayı üstlenmesidir. İnsanın, kendisini, evladını,
akrabasını, kölesini veya işçisini, ecir yapmasının
sakıncası yoktur. Çünkü bunlar, insanın kendi yerine çalışan
vekilleridir, yöneticinin eli altında çalışan kimseler
değillerdir. Hammalın bir yükü belirli bir ücretle malum bir
yere götürmesi gibi. Taşınılması câiz olan helal bir şeyi
kendisi, kölesi veya hayvanı vasıtasıyla taşıması veyahut
ücret karşılığında bir işi kendisi, kölesi akrabaları veya
işcisi vasıtasıyla yapması câizdir. Bunlar kira ve icarın
helal olan kısımlarıdır. Bunlar sultan, halk, kâfir veya
mü’min olan herkes için helaldir. Bu yolla elde edilen
kazancın sakıncası yoktur.
Kira ve icarın haram kısımları ise şunlardır: Yenilmesi,
içilmesi ve giyilmesi haram olan bir şeyi taşımak için ücret
karşılığında çalışmak veya haram olan bir şeyi yapmak,
korumak, giymek veya ziyan kastıyla camiyi yıkmak veya
suçsuzu öldürmek veya heykel put, saz, kaval, şarab, domuz,
murdar ve kan gibi icar olmadan bile taşınması haram olan
şeyleri taşımak veya icar ve kira olmadan da kendisine haram
olan her hangi bozuk bir şeyi taşımak veya şer’an nehyedilen
bir işde çalışmak veya yetkisinde olan bir şahsı veya ve bir
şeyi bu iş için icar etmek insana haram kılınmıştır; ancak,
çalıştırılan kimsenin yararına olursa o başka; örneğin,
murdarın kokusundan, kendisinin veya başkasının kurtulması
için onu uzak bir yere götürüp atmak ve buna benzer bir iş
için birini çalıştırmanın sakıncası yoktur.
Velayet (batıl hükümetlerin yöneticisi veya işcisi olmak)la
kiranın arasındaki fark, her ikisinde de ücretle
çalışılmasına rağmen (birincisinin haram, diğerinin de helal
olmasının sebebi) şudur: Velayette insan, yöneticiye veya o
yöneticinin tayin ettiği bir kimseye hizmet eder. Hükümette
ve kendisinden aşağıdakilere olan nüfuzu ve emrinin
geçerliliğinden dolayı yöneticinin rolünü ifâ eder veya
yöneticinin kudretini sabitleştirmek ve ona yardım etmek
için çalışan vekilleri makamında oturur. Yöneticilerin en
küçük ve en aşağı tabakasında olsa yine de insanları
öldürmekte, zulüm ve bozgunculuğu yaymakta, insanlara hüküm
süren büyük makam ve yöneticilerin yerinde oturur.
Ama kira ve icar, açıkladığımız gibi insanın, kendi şahsını
veya önceden kiraya vermeyip malik olduğu herhangi bir şeyi
ücret karşılığında başkasının emrine vermesidir. İnsan,
başkasına ücretli olmadığı sürece kendisinin ve malik olduğu
her şeyin yetkisi kendi elinde olur. Yöneticiye gelince;
yönetici, halkın sorularını ve onların idareciliğini
üstlenmedikçe onların herhangi bir işi hususunda yetki
sahibi değildir.[1]
Buna göre, kim kendisini, kölesini veya yetkisi kendi elinde
olan bir kimseyi kafire, mü’mine, sultana veya normal halka
açıkladığımız şekilde helal olan işlerde ecir verirse onun
bütün iş ve kazancı helal ve meşrudur.