7- DİYBAC İSMİYLE MEŞHUR OLAN HUTBESİ
Mahlukatı ve sabahı yaratan, ölüleri canlandırıp yayan,
kabirdekileri dirilten Allah'a hamt olsun. Allah'tan başka
ilah olmadığına, O’nun tek olduğuna, şeriki olmadığına ve
Muhammed
salla'llâhu aleyhi ve alih’in O’nun kulu ve rasulü
olduğuna şehadet ederim.
Ey Allah'ın kulları, noksan sıfatlardan münezzeh olan
Allah'a yönelenlerin sarıldıkları en üstün vesile: O’na,
peygamberlerine ve bu peygamberlerin Allah indinden
getirdikleri vahye inanmaktır; Allah yolunda cihat etmektir;
cihat, İslam'ın en yüce kalesidir; Allah'ın birliğini
(kelime-i tevhid olan "la ilahe illallah"ı) ikrar etmektir;
bu insanın fıtratındadır; namaz kılmaktır; çünkü din,
namazdan ibarettir; zekâtı vermektir; bu da bir farizedir;
ramazan ayının orucunu tutmaktır; o sapasağlam bir siperdir;
hacca ve umreye gitmektir; hac ve umre yoksulluğu giderip
günahları bağışlatır, günahları örter ve cennete gitmeye
sebep olur; sıla-i rahimde bulunmaktır; o servetin
artmasına, ömrün uzamasına ve sayının çoğalmasına vesile
olur; gizlice sadaka vermektir; o günahların bağışlanmasına
vesile olur ve Allah'ın gazabını giderir; açıktan sadaka
vermektir; o kötü ölümleri geri çevirir ve başkalarına
iyilik yapmaktır, bu da kötü hadiselerden korur.
Allah'ı çok anın; bu anışların en güzelidir. Bu anma,
nifaktan korunmaya ve ateşten kurtulmaya ve hayırların
taksim edildiği vakit, sahibini Allah’a hatırlatmaya sebep
olur. O’nu anış sesi arşın altına varır.
Çekinenlere vaat ettiği şeyleri kazanmaya çalışın; çünkü
Allah'ın vaatleri vaatlerin en gerçek olanıdır. Vaat ettiği
her şey, Vaat ettiği şekilde gelip ulaşacaktır.
Resulullah
salla’llâhu aleyhi ve alih’a uyun; zira onun kılavuzluğu
en üstün kılavuzluktur. Onun sünnetine uyun; çünkü onun
sünneti, sünnetlerin en güzelidir. Kur'an'ı öğrenin; o
sözlerin en güzeli, öğütlerin en kâmilidir. Kur'an'ı
anlayın; çünkü o gönüllerin baharıdır. Kur’an’ın ışığıyla
şifa bulun; çünkü o gönüllerdeki hastalıklara şifadır. Onu
güzel bir tarzda okuyun; zira o, kıssaların en güzelidir.
"Kur'an okununca dinleyin ve susun. Umulur ki rahmete
erirsiniz." Kur'an'ın
ilmini öğrendiğinizde kurtuluşa ermeniz için bildiklerinize
amel edin.
Ey Allah'ın kulları, biliniz ki, bilgisiyle amel etmeyen
alim, bilgisizliğinden kurtulması mümkün olmayan, şaşırıp
kalan cahile benzer. Hatta ona karşı olan delil, daha
büyüktür. İlminden sapmış olan bu alim Allah katında daha
fazla yerilecektir ve hasreti, cehalet içerisinde şaşırıp
kalan cahilden daha fazla olacaktır. Gerçi bunların her
ikisi de şaşkın, fasit, saptırıcı, fitneye uğramış, helak
olan, yolları boş ve beyhude, amelleri ise batıl olan
kimselerdir.
Ey Allah'ın kulları, batıl hayallere kapılmayın sonra
şüpheye düşersiniz; şüpheye düşmeyin sonra kâfir olursunuz;
kâfir olmayın sonra pişman olursunuz; (dini işleri basite
indirgeyip) nefsinize ruhsat vermeyin sonra dalkavuk
olursunuz; böyle ruhsat vermeler sizi zalimlerin yollarına
götürür de helak olursunuz; hak size sunulup tanıdığınızda
onun üzerinde uzlaşma ve dalkavukluk yapmayın sonra apaçık
bir ziyana uğrarsınız.
Ey Allah'ın kulları, Allah'tan çekinmek ileri
görüşlülüktendir. Allah'a (rahmetinin çokluğuna) aldanmamak
da muhafazakârlıktandır.
Ey Allah'ın kulları, insanlar arasında, en çok kendi hayrını
isteyen, Rabbine herkesten daha çok itaat edendir. Ve en
fazla kendisini aldatan da Allah'a en çok isyan edendir.
Ey Allah'ın kulları, Allah'a itaat eden emin olur ve sevince
kavuşur; Allah'a isyan eden de ümitsizliğe kapılıp pişman
olur ve kurtuluşa eremez.
Ey Allah'ın kulları, Allah'tan yakin dileyin; çünkü yakin
dinin başıdır. O’ndan afiyet isteyin; zira afiyet büyük
nimettir; onu (afiyeti) dünya ve ahiretiniz için ganimet
bilin. Allah'tan başarı talep edin; çünkü başarı güçlü bir
temeldir. Biliniz ki, kalbin kazandığı en iyi sıfat
yakindir; yakinin en güzeli de takvadır. Doğru işlerin en
iyisi, sağlam olanlarıdır; en kötü işler ise yeni çıkan
şeylerdir; her yeni çıkan şey bid’attir; her bid’at ise
dalalettir; sünnetleri yok eden de bid’atlardır. Aldanan,
dininde aldatılan kimsedir. Özenilen ve gıpta edilen ise
dinini selamette tutan ve yakini güzel olandır. Mesut kişi,
başkasından ibret alandır, kötü kişi de isteğine kapılıp
aldanandır.
Ey Allah'ın kulları, biliniz ki riyanın azı da şirktir;
amelde ihlas yakindir; nefsi istek ve arzular insanı ateşe
götürür; heva ve heves ehliyle oturup kalkmak, Kur'an’ı
unutturur, şeytanı hazır kılar. Nesiy küfrü
arttırmadır. İsyankârların amelleri Rahman olan Allah'ın
gazabına sebep olur, Allah'ın gazabı ise insanı ateşe
götürür. Hanımlarla boş yere konuşmak belaya sebep olur ve
kalbi saptırır. Kadınlara şehvet gözüyle bakmak, kalp
gözünün nurunu söndürür. Namahreme bir göz atmak bile
şeytanın tuzağıdır. Sultanla oturup kalkmak cehennem ateşini
alevlendirir.
Ey Allah'ın kulları, doğru söyleyin; Allah doğru
söyleyenlerle beraberdir. Yalandan sakının, yalan imanın
zıddıdır. Doğru konuşan kişi, kurtuluş ve ululuğun
zirvesindedir; yalancıysa helak olma uçurumunun eşiğindedir.
Hakkı söyleyin ki hakla tanınasınız. Hakla amel edin ki hak
ehlinden olasınız. Emaneti sahibine iade edin. Sizinle
ilişkilerini kesen akrabalarla ilişki kurun. Sizi mahrum
bırakanlara iyilik edin. Antlaşma yaptığınızda ona bağlı
kalın. Yargıda adaletli olun. Zulüm gördüğünüzde sabredin.
Size kötü muamele yaptıklarında affedin; suçları affedin;
nitekim siz de suçunuzun bağışlanmasını seversiniz.
Babalarınızla övünmeyin.
"Birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın; imandan sonra
fasıklara ait adlar ne de kötüdür." Şaka
yapmayın. Birbirinize karşı öfkelenmeyin, kibirlenmeyin.
Birbirinizin gıybetini etmeyin. “Hiç biriniz ölü
kardeşinin etini yemeyi sever mi?” Birbirinize
haset etmeyin; çünkü haset, ateşin odunu yiyip bitirmesi
gibi imanı yiyip bitirir. Birbirinize karşı düşmanlık
beslemeyin. Çünkü düşmanlık iyilikleri yok eder, bereketleri
giderir.
Herkese selam verin; selamın cevabını selam verenin
selamından daha güzel bir şekilde verin. Dul kadınlara,
yetim çocuklara acıyın. Güçsüzlere, mazlumlara, borçlulara,
Allah yolunda savaşanlara, yolda kalmışlara, dilencilere,
kölelere, efendileriyle kölelikten kurtulmaları için
antlaşma yapan kölelere ve yoksullara yardımda bulunun.
Mazlumun destekçisi olun. Farz hakları verin. Allah yolunda
nefsinizle hakkıyla savaşın. Zira Allah'ın cezası çetindir.
Allah yolunda cihat edin. Misafire hürmet edin. Güzel abdest
alın. Beş vakit namazınızı vaktinde kılın; zira bu
namazların Allah'ın katında yüce bir makamı vardır. (Nafile
namazları terketmeyin.) "Kim farz olmayan hayır amelleri
yaparsa, [bu onun için hayırlıdır] şüphe yok ki Allah,
mükâfat veren ve her şeyi bilendir". "İyilik
etmek, kötülükten sakınmak hususunda birbirinize yardım
edin, suç işlemek ve düşmanlık etmek için yardımlaşmayın.” “Allah'tan
nasıl sakınmak lazımsa öyle sakının ve ancak Müslüman olarak
ölün.”
Ey Allah'ın kulları, bilin ki, arzular aklı giderir,
vaatleri (kıyamet günündeki ceza ve mükâfat vaatlerini)
yalanlamaya yol açar, gaflete teşvik eder, hasret doğurur.
Öyleyse siz de arzuları yalanlayın, çünkü arzu aldatmadır ve
sahibi de günahkâr. Korku ve ümit halinde Allah için amel
edin. İstediğiniz bir şey size verildiğinde şükredin ve bu
nimeti elde etmekle yeni bir ümide varmayı kararlaştırın;
çünkü Allah-u Teâla Müslümanlara, “iyilikte bulunanları
iyilikle mükâfatlandıracağını ve şükredenlerin nimetini
çoğaltacağını” bildirmiştir. Bilin ki, ben cennet gibi talep
edeninin, cehennem gibi de kaçanının gaflete daldığı bir şey
görmedim ve yine azıkların korunacağı ve batınların aşikâr
olacağı bir gün için çalışan kimseden daha kazançlı bir
tüccar görmedim. (Biliniz ki,) Haktan gelen yararla
yetinmeyen kimse, batıla uyup zarar görür. Hidayetin doğru
yola sevketmediği kimseyi, sapıklık zarara uğratır ve
yakinin yararından mahrum olan kimseye, şüphe zarar verir.
Siz göçüp gitmeye emredilmişsiniz ve azık toplama yolu da
size gösterilmiştir.
Biliniz ki, sizin için en fazla korktuğum şu iki şeydir:
Uzun arzular peşinde koşmak ve nefse uymak.
Biliniz ki, gerçekten de dünya sırt çevirmiş ve fani
olduğunu duyurmuştur. Gerçekten de ahiret bize doğru
yönelmiş ve ulaşmak üzere olduğunu bildirmiştir. Duyun ve
bilin ki, bugün hazırlık ve alıştırma, yarın ise yarışma
günüdür. Yarışmayı kazananın ödülü cennettir, geride kalana
ise cehennem var. Duyun ve bilin ki, siz mühlet olarak
verilen sayılı günleri yaşıyorsunuz; ardındaysa çabucak
ulaşan ölüm var. Kim bu sayılı günlerde, eceli gelip
çatmadan ihlasla Allah'a kullukta ve iyi işlerde bulunursa,
ameli ona fayda verir ve ölüm ona bir zarar vermez. Kim bu
süreli günlerde, kullukta kusur eder, iyi işlerde bulunmazsa
ölümü ona zarar verir ve amelinin de ona bir yararı olmaz.
Ey Allah'ın kulları, namazı vaktinde kılmak, zekâtı
zamanında vermek, Allah'a huşu ile niyazda bulunmak,
akrabalarınızla iyi ilişki kurmak, kıyamet gününden korkmak,
dilenciyi mahrum bırakmamak, güçsüze ikramda bulunmak,
Kur’an'ı okuyup onunla amel etmek, doğru konuşmak, ahdinize
ve antlaşmanıza bağlı kalmak ve emaneti sahibine geri
vermekle dininizi güçlendirmeye koşun. Allah'ın sevabına
ilgi gösterip azabından korkun. Mal ve can ile Allah yolunda
cihat edin. Dünyadan, kendi canınızı (tehlikeden) kurtaracak
miktarda azık toplayın. Hayır iş yapın ki, herkesin önceden
gönderdiği hayıra ulaştığı günde, hayırla mükâfatlanasınız.
Bu sözü söyleyip Allah'tan kendim ve sizin için de mağfiret
diliyorum.