23- İSLAM'IN Temellerİ, TÖVBE VE MAĞFİRET DİLEMENİN
HAKİKATİ İLE İLGİLİ SÖZLERİNİN BİR BÖLÜMÜ
Kumeyl b. Ziyad
der ki: "Emir-ül
Müminin Ali aleyhi'sselâm'dan: “İslam'ın erkânı
nedir?” diye sordum. Buyurdular ki: İslam'ın erkânı
yedidir:
1.
Sabrın esası olan akıl. (Akıl olmaksızın sabretmek mümkün
değildir.)
2.
Irzı (namus ve şerefi) korumak ve doğru konuşmak.
3.
Kur'an'ı gerekli şekilde okumak.
4.
Allah için sevmek, Allah için nefret etmek.
5.
Muhammed
salla’llâhu aleyhi ve alih'in
Ehl-i Beyt'inin
hakkına riayet etmek ve onların velayet makamını tanımak.
6.
Kardeşlerin hakkını gözetmek ve onları müdafaa etmek.
7.
Komşularla iyi geçinmek.
İmam'dan:
"Ey Emir-ül Müminin,
bir kul günah işliyor, sonra da mağfiret diliyor; acaba
mağfiret dilemenin haddi (gerçeği) nedir?" diye
sordum. İmam şöyle buyurdular: Ey
Ziyad oğlu (Kumeyl),
mağfiret dilemenin haddi tövbedir. “Yalnız bu mu?”
dedim, "Hayır" buyurdular. “Öyleyse nasıldır?”
dedim; buyurdular ki: "Kul bir günah işlediğinde tahrik
ile esteğfirullah" diyor. “Tahrik nedir?” diye
sordum; buyurdular ki: "Dil ve dudakları hareket
ettirmektir; ardından hakikatin gelmesini istiyor" dedi. “Hakikat
nedir?” diye sordum. "Kalple tasdik etmek ve mağfiret
dilediği günahı tekrarlamamaya karar vermektir."
buyurdular. Kumeyl:
"Eğer böyle yaparsam mağfiret dileyenlerden sayılır
mıyım?” diye sorunca
İmam şöyle buyurdu: "Hayır."
Kumeyl: “Peki
nasıl yapmalı?” dediğimde, buyurdular ki: "Çünkü sen
henüz mağfiret dilemenin aslına ulaşmamışsın."
Kumeyl: “Mağfiret
dilemenin aslı nedir?” diye sordum,
İmam buyurdular
ki: "Mağfiret dilediği günahtan tövbeye dönmektir; işte bu
ibadet edenlerin ilk derecesidir. Bir de günahı terkedip
mağfiret dilemenin altı manası vardır:
1.
Geçmişe pişmanlık duymak.
2.
Ebedi olarak (günaha) dönmemeye karar vermek.
3.
Kendi ile diğer yaratıklar arasında bulunan hakları eda
etmek.
4.
Her farz olan işte Allah'ın hakkını eda etmek.
5.
Haramla oluşan etleri, deri kemiğe yapışacak derecede
eritmek; sonra yerine (helalle oluşan) yeni et meydana
getirmek.
6.
Vücuda günahın tadını tattırdığın gibi, ona itaatın da
meşakkat ve acısını tattırmak. |