15- Muhammed İbn-İ Ebİ Bekr'İ Mısır'avalİ olarak
gönderdİkten sonra mısırlılara hİtaben yazdıkları
mektuptan seçmeler
Allah'ın kulu Emir-ül
Müminin Ali'den,
Muham-med ibn-i
Ebi Bekr'e ve
Mısır halkına:
Selamun aleykum.
Ey Muhammed,
mektubun gelip bana ulaştı, sorduğun soruyu anladım,
yapılması gerekli olan ve Müslümanların durumunu
düzeltebilecek şeyler için gayret göstermen beni hoşnut
etti. Bu işlerin, senin iyi niyetli ve iyi görüşlü
olduğundan ileri geldiğini anladım.
Her oturup kalkmada, açıkta ve gizlide Allah'tan
çekinmelisin. Halk arasında yargıda bulunduğunda, onlara
tevazu kanatlarını ger; onlara iyi muamelede bulun;
güler yüzlü ol. Bakışta da, görüşte de tarafları bir
tut, fark gözetme ki, büyükler (kudret sahipleri) senin
onlardan yana olmanı beklemesinler (kendilerine
meylettiğini sanmasınlar); zayıflar da adaletinden meyus
olmasınlar. Müddeiden (davacıdan) beyyine (iki âdil
şahit) iste; inkar edene ise yemin ettir. Bir kimse
kardeşiyle sulh ettiğinde, o sulhu geçerli kıl; yalnız
bu sulhla helali haram, haramı da helal etmek isterlerse
o hariç; sadık, vefalı, hayâlı, edepli, takvalı
fakihleri, facir, yalancı, hilekâr ve düzenbazlara
tercih et. İyi iş yapan salih kimseler kardeşin; facir,
gaddar, sahtekâr kimseler ise düşmanın olmalıdır. Benim
en çok sevdiğim kardeş, Allah'ı herkesten daha çok anan
ve O'ndan daha çok korkan kimsedir. Senin de inşaallah
bu kimselerden olmanı ümit ederim.
Sorumlu olduğunuz işler ve kendisine doğru ilerlemekte
olduğunuz sonuç hususunda size Allah'tan çekinmenizi
tavsiye ediyorum. Zira Allah-u Teâla Ku'ran'da
buyurmuştur ki: Herkes kendi kazancının rehinidir." Yine
buyurmuştur ki: "Allah kendisinden (azabından)
sakınmanızı emretmektedir ve herkesin dönüşü de Allah'a
doğrudur." Başka
bir yerde de: "Andolsun Rabbine ki onların hepsinden
yaptığı işleri soracağız." diye
buyurmaktadır. Öyleyse Allah'tan çekinin; takvalı olun;
çünkü bu sıfat (yani takva) diğer hiçbir özelliğin
içermediği hayırları içermektedir ve diğer hiçbir şeyle
elde edilmeyen dünya ve ahiret hayırlarını, onunla elde
etmek mümkündür. Allah-u Teâla buyuruyor ki:
"Çekinenlere, "Rabbiniz ne indirdi size?" denince,
"Hayır indirdi" derler. Bu dünyada güzel hareket
edenlere güzel bir mükâfat var; ahiret eviyse elbette
daha da hayırlıdır ve çekinenlerin evleri, gerçekten de
ne güzeldir."
Ey Allah'ın kulları, bilin ki çekinenler, hem gelip
geçiveren dünyanın faydalarını elde ettiler; hem de bir
zaman sonra gelecek ahiretin faydalarını elde edecekler.
Onlar dünya ehlinin dünyalarına ortak oldular; ama,
dünya ehli onların ahiretine ortak olamadı. Allah-u
Teâla Kur'an'da buyuruyor ki: "De ki: Allah'ın,
kulları için meydana getirdiği süslenilecek şeylerle
rızık olarak verdiklerinin içinden tertemiz şeyleri, kim
haram etmiştir ki? De ki: Bunlar, dünyada inanan
kişilerindir, ahiretteyse yanlız onlara aittir..."
Çekinenler, dünyada konakladılar, en güzel bir
konaklayışla, dünya nimetlerini yediler en güzel bir
yeyişle.
Ey Allah'ın kulları, bilin ki Allah'tan çekinip,
Peygamber'in
Ehl-i
Beyt'ine saygınızı koruduğunuzda diğer fırkaların
namaz, oruç ve sadakaları sizlerden daha çok olmuş olsa
bile, sizler, O’na en güzel ibadet, en güzel zikir ve en
güzel şükrü etmişsinizdir; sabrın, şükrün, gayret
göstermenin en yüce mertebelerine ulaşmışsınızdır; çünkü
bu durumda sizler Allah'a daha çok vefalı, dostlarının
ve Rasulullah'ın
Ehl-i
Beyt'inden olan ulü-l emrin hayrını daha çok
istiyen kimselersiniz.
Ey Allah'ın kulları, ölümden, onun yaklaşmasından,
meşakkatinden sakının; ölüm için azık hazırlayın. Çünkü
o büyük bir mesajla gelip çatmada; ya beraberinde hiç
bir şerri (kötülüğü) olmayan bir hayır veya hiç bir
hayrı olmayan bir şerle ulaşır. Cennete, cennet için iş
yapandan daha yakın kim var; cehenneme de cehennem
ehlinden daha yakın kim olabilir? Öyleyse, nefsiniz ölüm
hususunda sizinle çekişmek (onu aklınızdan çıkarmak)
istediğinde, ölümü çok anın. Çünkü ben
Peygamber-i Ekrem
salla'llâhu aleyhi ve alih'in şöyle
buyurduğunu duydum: "Lezzetleri yok eden şeyi (yani
ölümü) çok anın." Şunu da bilin ki, ölümden sonraki
merhaleler, Allah'ın affedip bağışlamadığı kimse için
ölümden daha çetin ve daha şiddetlidir.
Ey Muhammed,
bil ki, seni en fazla askerimin bulunduğu beldeye
(Mısır'a) vali tayin ettim. Bu ülkede, kendi nefsinden,
dininden korkman, günde bir saat bile olsa bu hususta
düşünmen gerekir. Halktan birisini hoşnut etmek için
Allah'ı gazaba getirme! Sakın. Çünkü Allah’n rızası her
şeyin bedelidir; ama hiçbir şey Allah'ın bedeli olamaz.
Zalime karşı şiddetli ol; onun önünü al (yapacağı kötü
işi engelle); iyi iş yapanlara karşı yumuşak davran,
onları kendine yaklaştır, kendine sırdaş ve kardeş kıl.
Sonra, namazına dikkat et; bak nasıl kılıyorsun; çünkü
sen imamsın. Bir imam, halka namaz kıldırır, onların
namazında bir noksanlığa sebep olursa onların bütün
günahı o imamın üzerine olur; fakat o imamın arkasında
namaz kılan kimselerin namazından bir şey eksilmez
(onların namazı doğrudur). Bir imam, namazı kâmil bir
şekilde kılarsa, arkasında namaz kılan kimselerin sevabı
kadar, onların sevabından bir şey eksilmeksizin, sevap
alır. Abdestine de dikkat et; zira abdest namazın kâmil
olmasına sebep olur. Abdestli olmayan kimsenin namazı
batıl olur. Şunu da bil ki, amellerinden her birinin
kabul olup olmaması, senin namazına bağlıdır. Namazını
yok eden kimse, İslam'ın diğer hükümlerini daha çok yok
eder.
Ey Mısır halkı, yaptığınızın söylediğinizi, gizli
halinizin açıktaki durumunuzu tasdik etmesi,
söylediğinizin yaptığınıza ters düşmemesi için gayret
edin. Resulullah
salla'llâhu aleyhi ve alih: "Ben ümmetim için ne
Müminden korkarım, ne müşrikten. Çünkü Mümini Allah,
imanı yüzünden kötülükten korur; müşriki de şirki
yüzünden rezil ve kahreder. Fakat sizlere diliyle güzel
söz söyleyen, hareketiyle çirkin işlerde bulunan ve hiç
bir kimseden de korkusu olmayan, tatlı dilli münafıktan
korkuyorum." buyurmuştur. Yine
Resulullah
salla'llâhu aleyhi ve alih şöyle buyurmuştur:
"İyiliklerinden hoşnut olup, kötülüklerinden üzülen
kimse gerçekten de Mümindir." Yine buyurmuştur ki: "Şu
iki özellik münafık bir kimsede bir araya toplanmaz:
Güzel tutumlu olmak, sünneti iyice bilmek."
Ey Ebu Bekr'in
oğlu
Muhammed, bil
ki, en üstün din bilgisi, dinde vera'lı olmak (şüpheli
şeylerden sakınmak) ve Allah'ın emrine amel etmektir.
Allah-u Teâla bizi ve seni O'na şükretmekte, O'nu
anmakta, hakkını eda etmekte, itaatını yerine getirmekte
muvaffak kılsın. Şüphesiz, O işitici ve yakındır. Bil ki
dünya, bela (imtihan) ve fena, ahiret ise beka ve
mükâfat (ceza) yurdudur; mümkün olduğu kadar, baki
kalanı, fani olan şeye tercih et, onu süsle. Allah-u
Teâla, emrettiği şeylerde kusur etmememiz, alıkoyduğu
şeylere yaklaşmamamız için bize gösterdiği şeyleri
görmeyi, anlattığı şeyleri anlamayı bize nasip eylesin.
Tabii ki sen dünyadaki nasibini elde etmeye mecbursun,
fakat ahiret nasibini elde etmeye daha çok muhtaçsın.
Öyleyse biri ahiret, diğeri dünya için olan iki işle
karşılaştığında ahiret işine öncelik ver. Mümkün olduğu
takdirde hayır işe daha fazla ilgi göster; niyetini o
işte halis et, güzelleştir. Allah-u Teâla hayır ve hayır
ehlini seven kulu, onu yapmaya muvaffak olmasa bile,
niyeti miktarınca mükâfatlandırır; o hayır işi yapan
kimsenin aldığı sevap kadar sevap alır, inşaallah.
Sonra, Allah'tan sakınmayı (takvalı olmayı) ve sonra da
İslam'ın kapsamlı yedi kuralını sana tavsiye ediyorum:
Allah'tan kork; Allah için olan bir işte hiçbir kimseden
çekinme; çünkü en iyi söz, amelin doğruladığı sözdür.
Bir konuda iki çeşit yargıda bulunma; zira iki çeşit
yargıda bulunduğun takdirde haktan (doğru yoldan)
saparsın. Kendin ve ailen için sevdiğin şeyi, halkın ve
milletin için de sev; kendin ve ailen için sevmediğin,
beğenmediğin şeyi onlar için de sevme, beğenme. Allah
katında mazur görüleceğin bir işe sarıl. Halkın durumunu
düzelt, onları düzene sok. Hak yolunda kendini
tehlikelere at; Allah için olan bir işte kınayanların
kınamasından çekinme; yüzünü haktan çevirme. Bir
Müslüman seninle istişare ettiğinde hayrını söyle ve
kendini Müslümanların yakında ve uzakta olanı için bir
örnek kıl. İyiliği emret ve kötülükten alıkoy. Sana
ulaşan her musibete karşı sabırlı ol; çünkü sabır ve
tahammül, işlerin en sağlamıdır. Selam, Allah’ın rahmeti
ve bereketi sana olsun.