İMAM HÜSEYİN (A.S)’IN SİRESİ
İLE İLGİLİ KIRK HADİS
Fahrettin ALTAN
Birinci Bölüm: İmam (a.s)’ın Edebi
İmam
Hüseyin (a.s) buyurmuştur ki:
“Allah’a and olsun ki, böyle bir mekanda
(Mekke’nin dışında) öldürülmem, Mekke’de
öldürülmekle onun ihtiramının çiğnenmesinin
helal sayılmasından bana daha sevimlidir.”
Hz.
Ali (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a)’in hayatı döneminde, Hasan
beni, “Ebu’l- Hüseyin”, Hüseyin de “Ebu’l-
Hasan” diye çağırıyorlardı; Resulullah’ı ise
baba diye çağırıyorlardı; Resulullah (s.a.a)
vefat ettiğinde artık beni baba diye çağırmaya
başladılar.”
İmam
Sadık (a.s) buyurmuştur ki:
“İmam
Hüseyin (a.s), kardeşi İmam Hasan (a.s)’a
saygı için asla onun önünde yürümüyordu;
birlikte olduklarında da ondan önce konuşmaya
başlamıyordu.”
İmam
Bakır (a.s) buyurmuştur ki:
“İmam
Hüseyin (a.s), kardeşi İmam Hasan (a.s)’ı
ululaması için onun yanında konuşmuyordu;
Muhammed bin Hanefiyye de İmam Hüseyin (a.s)’ı
ululaması için onun yanında konuşmuyordu.”
Ravi
diyor ki:
“Hz.
Zeyneb (a.s), İmam Hüseyin (a.s)’ı ziyaret
ettiğinde (onun yanına gittiğinde), İmam (a.s)
ona ihtiram ve saygı için yerinden kalkıp onu
kendi yerinde oturtuyordu.”
İmam
Sadık (a.s), babası İmam Bakır (a.s)’dan
naklen şöyle buyurmuştur:
“İmam
Hüseyin (a.s), her Cuma akşamı, (kardeşi) İmam
Hasan bin Ali (a.s)’ın kabrini ziyaret
ederdi.”
7-
İyi İşlerin Hepsini Yapması
İbn-i
Esir diyor ki:
“İmam
Hüseyin (a.s), faziletli bir şahıs idi; çok
oruç tutar, çok namaz kılar, çok hacca gider,
çok sadaka verir ve bütün hayır işleri
yapardı.”
İmam
Zeyn’ul- Abidin (a.s), “Babanın evlatları ne
kadar da azdır” diyen birisine buyurdular ki:
“Ben
nasıl doğduğuma şaşırıyorum; zira babam
(Hüseyin (a.s)) her gün ve gece bin rekat
namaz kılardı.”
Kef’amî diyor ki:
İmam
Hüseyin (a.s), farz namazlardan sonra şu duayı
okurdu:
“Allah’ım! Kelimelerinin, arşının düğüm
(bağlantı) yerlerinin, göklerinin sakinleri,
Peygamber ve elçilerinin yüzü suyu hürmetine,
duamı icabete eriştir; şüphesiz işimde zorluk
beni kuşatmıştır. Öyleyse Muhammed ve âl-i
Muhammed’e salat etmeni ve zorlukları
kolaylaştırmanı senden istiyorum.”
Hz.
Peygamber, Hz. Ali, İmam Hasan, İmam Hüseyin
vs. İmamlardan nakledilmiştir ki:
“Onlar, Hamd ve her surenin bismillahını,
sesli kılınan namazlarda sesli okuyorlardı.”
İbn-i
Abbas diyor ki:
“İmam
Hüseyin (a.s), bineğini ardından çektiği halde
hacca yaya olarak gidiyordu.”
Seyyid
bin Tavus diyor ki:
“Hüseyin bin Ali (a.s), sabah ve akşam
olduğunda şu duayı okuyordu:
“Bismillahirrahmanirrahim, bismillahi ve
billahi ve minellahi ve ilellahi ve fı
sebilillahi ve alâ milleti resulillahi ve
tevekkeltu alallahi velâ havle velâ kuvvete
illa billah’il- aliyy’il- azim
Allahumme innî eslemtu nefsî ileyke ve
veccehtu vechî ileyke ve fevveztu emrî ileyke.
İyyake es’el’ul- âfiyete min kulli sûin
fiddünya ve’l- ahireti.”
(Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla. Allah’ın
adıyla, Allah’ın yardımıyla, Allah’dan,
Allah’a doğru, Allah’ın yolunda, Resulullah’ın
dini üzere hareket ediyorum. Allah’a tevekkül
ettim, güç ve kudret ancak yüce ve âzim olan
Allah’tandır.
Allah’ım, kendimi sana teslim ettim, yüzümü
sana çevirdim ve işlerimi sana bıraktım. Dünya
ve ahiretteki her kötülükten kurtulmayı sadece
senden istiyorum.”
İmam
Hasan ve İmam Hüseyin (aleyhima’s- selam’dan)
nakl edildiğine göre; “Onlar yaşadıkları
müddetçe, Hz. Ali (a.s)’dan taraf fitre zekatı
veriyorlardı.”
İmam
Hüseyin (a.s) buyurmuştur ki:
“Ben,
iyiliği emredip kötülükten sakındırmak, ceddim
Resulullah ve babam Ali bin Ebi Talib’in
yolunda hareket etmek için kıyam ettim.”
İmam Hüseyin (a.s) nakledildiğine göre
buyurmuştur ki:
“İmam
(a.s) fakirlere, sadaka olarak şeker
veriyordu; bunun sebebini sorduklarında; “Ben
şekeri seviyorum. Allah Teala buyurmuştur ki:
“Sevdiğiniz şeylerden sadaka verinceye dek
(vermedikçe) iyiliğe erişemezsiniz.” diyordu.”
İmam
Bakır (a.s) buyurmuştur ki:
“İmam
Hasan ve İmam Hüseyin (aleyhima’s- selam) Hz.
Ali (a.s)’dan taraf, kul azat ediyorlardı.”
Enes
diyor ki:
İmam
Hüseyin (a.s)’ın yanında olduğum bir sırada
bir cariye gelerek O’na bir demet gül takdim
etti. İmam (a.s) da (karşılık olarak); “Sen
Allah yolunda hür ve serbestsin” buyurdular.
Ben
Hazrete; “Bir cariyenin değersiz bir demet gül
vermesiyle onu azat mı ediyorsun?” dediğimde
buyurdular ki:
“Allah-u Teala bizi, böyle eğitmiştir;
Kur’an’da buyurmuştur ki: “Size bir iyilik
edildiğinde, (veya bir selamla
selamlandığınızda) siz ondan daha güzeliyle
veya aynı ayarda karşılık verin.”
O iyilikten daha güzeli, onu azat etmekti
(Allah yolunda serbest bırakmaktı).”
İmam
Hüseyin (a.s) Vetr namazının kunutunda şu
duayı okuyordu:
“Allah’umme inneke tera velâ türa ve ente
bil-menzar’il- a’la ve inne ileyk’er- rüc’a ve
inne lek’el- ahiretu ve’l- ula. Allah’umme,
inna neuzu bike min en nezille ve nahza.”
(Allah’ım, şüphe yok ki sen, görüyor ve
görülmüyorsun; sen, yüce gözetme yerindesin;
dönüş sanadır; başlangıç ve sonuç senin
içindir. Allah’ım, zelil ve hor-hakir olmaktan
sana sığınıyoruz.)
Saduk
(r.a) diyor ki:
İmam
Hüseyin (a.s), Allah’tan yağmur talep
ettiğinde şu duayı okuyordu:
“Allah’ım, bize, bol, refah verici, genel,
faydalı ve zararsız bir yağmur yağdır; öyle
bir yağmur ki, şehir ve çöldekilerimizi
kuşatsın ve onun vesilesiyle rızkımız ve
şükrümüz artsın.”
İmam
Hüseyin (a.s), Ka’be’nin siyah rüknünü tutarak
Allah’a yakararak şu duayı okuyordu:
“İlahî, en’amtenî felem tecidnî şakiren ve
ebleytenî felem tecidnî sabiren, fela ente
selebte’n- ni’mete bi-terk’iş- şükrî velâ
edemte’ş- şiddete bi-terk’is- sabrî. İlahî, ma
yekunu min’el- kerim illel kerem.”
(İlahî, bana nimet verdin, oysa beni şükreden
bulmadın; beni belaya duçar ederek sınadın,
ama beni sabreden bulmadın. Ey Rabbim,
şükretmeyi terk etmekle (nankörlük etmemle)
nimeti elimden almadın; sabretmememle
sıkıntıyı devam ettirmedin. İlahî, kerimden
(ihsan eden ve bağışlayandan), keremden (ihsan
ve bağıştan) başka bir şey vuku bulmaz!”
İmam
Hüseyin (a.s)’ın dualarından biri de şudur:
“Allah’umme’r- zuknî’ir- rağbete fi’l-
ahireti, hatta a’rifu sıdka zalike fî kalbî
bizzehadeti minnî fî dünyaye.
Allah’umme’r- zuknî besaren fî emr’il- ahireti
hatta etlub’el- hasenati şevken ve efirre
min’es- seyyiati havfen ya rabbi.”
(Allah’ım, ahirete rağbet etmeği bana ihsan et
ki, dünyaya gönül bağlamamakla o rağbetin
doğruluğunu kalbimde tanıyayım. Allah’ım,
ahiret işlerinde bana basiret ver ki, şevkle
güzellikleri arayayım ve korkarak da
günahlardan kaçayım; ey Rabbim!)
Raşid
bin Ebi Ruh el-Ensari diyor ki:
“Resulullah (s.a.a), secdeye kapandığında,
İmam Hüseyin (a.s) namaz saflarından geçerek
gelip Hazretin sırtına biniyordu. Resulullah
(s.a.a) secdeden kalktığında, namazı bitirene
dek Hüseyin’in düşmemesi için bir elini onun
sırtına, diğer elini de kendi dizine
koyuyordu.”
-
Mealî’s- Sibtayn, c. 1, s. 246.
-
Mekatil’ut Talibiyyin, s. 24.
-
Mişkat’ul- Envar, s. 170.
-
Menakıb-i İbn-i Şehraşub, c. 3, s. 401.
-
Vefat-u Zeyneb’ul- Kubra, s. 11.
-
Usd’ul- Ğabe, c. 2, s. 21.
-
Bihar’ul- Envar, c. 82, s. 311.
-
Müstedrek’ul- Vesail, c. 4, s. 189.
-
Mehasin-i Berkî, c. 1, s. 146.
-
Muhec’ud- Da’vat, s. 175; Bihar, c. 86, s.
313, h. 65.
-
Deaim’ul- İslam, c. 1, s. 267.
-
Menakıb-i İbn-i Şehraşub, c. 4, sw.89.
-
Âl-i İmran/92. Nur’us- Sakaleyn, c. 1, s.
363.
-
Tabakat-ı İbn- i Sa’d, İmam Hüseyin
bölümü, s. 36.
-
Keşf’ul- Ğumme, c. 2, s. 31.
-
Kenz’ul- Ummal, c. 8, s. 82.
-
Uyun-u Ahbar’ur- Rıza, c. 2, s. 278.
-
Mevsuat-u Kelimat’il- Hüseyin (a.s) s.
791.
-
A. K. s. 7; Kitab-ı Suleym bin Kays, s.
172.
-
A. K. s. 646; Besair’ud- Derecat, s. 452.
-
Mevsuat-u Kelimat’il- Hüseyin (a.s) s.
246; Kafî, c. 6, s. 19.
-
A. K. s. 624; Bihar, c. 66, s. 433.
-
İhkak’ul- Hak, c. 11, s. 431.
-
Mecma’uz- Zevâid, c. 5, s. 162.
-
Menakıb, c. 4, s. 69; Bihar, c. 44, s.
192, h. 5.
-
Tefsir-i Nur’us- Sekaleyn, c. 2, s. 23.
-
Deaim’ul- İslam, c. 2, s. 130.
-
İhkak’ul- Hak, c. 11, s. 601; M.
Kelimat’il- Hüseyin (a.s), s. 360.
-
Mekarim’ul- Ahlak, s. 145.
-
Menakıb, c. 4, s. 66; Bihar, c. 44, s.
190, h. 3.
-
İrşad’ul- Kulub, s. 186.
-
İhticac-ı Tabersi, s. 296.
-
Futuh-u İbn-i A’sem-i Kufî c. 5, s. 14.
-
İhticac-ı Tabersi, s. 336.
-
Uyun-u Ahbar’ir- Rıza, c. 2, s. 72.
|