KEVSER YAYINCILIK

Advertisement

KEVSER YAYINCILIK

  Ana Sayfa /

 

Bugün :  

Sık Kullanılanlara Ekle

 

Başlangıç Sayfası Yapın

Ana Menü
 Ana Sayfa
 Kitap Listesi
 Kıble Dergisi
 Makaleler
 Kadın ve Aile
 Çocuklar Îçin
 Soru ve Cevap
 Kur`an
 Hadisler
 Dualar
 Ses ve Video
 Şiirler
 Yazarlar
 Programlar
 Linkler
 İletişim için

Site Yardımı

 


Site içi Arama


 

Reklamınız

     

 

 

Bismihi teala

Münafık Diktatörler ve Mazlum Halklar

 

Sevgili Peygamberimiz, Hz.Muhammed (s.a.a)`in vefatından sonra tarih öyle ilginç ve gerçekçi tiyatrolara sahne olmuştur ki (gerçekçi tiyatro diyorum çünkü münafıklar sadece rol yaparler ve yalanlarına herkesi inandırmaya çalışırlar), yer yer oyuncuların büyük oyunculuklarından dolayı ödülü hakettiklerini düşünürüm, elbette onların ödülünü Muntekim olan rabbimiz hakkettikleri şekilde verecektir. Kimlerden bahsettiğimi anlamışsınızdır, içleri dışlarıyla bir olmayanlar, amelleriyle söylemleri bir olmayanlar ve hükümete geçtiklerinde halkın ahmaklarını yalanlarla kandırıp, kurnazlarını menfaatle susturup, imanlı mazlum olanlarıda kanla bastırmaya çalışanlar. Tarihe bkz. Muaviye, Amr ibni As, Mem’un vs vs. İslam bu tür insanları Münafık diye adlandıryor ve yüce rabbimiz münafıklar hakkında sadece bir ayet değil, bir Sure indirmiştir ki bu surede münafıkların özelliklerinden bahseder. Münafık ve nifak kelimeleri hakkında bir çok ayet ve hadis vardır ve kafirlerden daha kötü oldukları bildirilmiştir.

 

Neden mi? Çünkü tarihte birçok münafık özellikli şahıslar yönetim ve iktidar sahibi olmuşlar yada adil yönetimleri yıkmaya çalışmışlardır. Muaviye, İslama en büyük darbe vuran şahıslardan birisidir ama gelin görün ki münafıklığı sayesinde, müslüman görünüşü ve yalanlarının arasına sıkıştırdığı Allah kelamlarıyla müslümanların ahmaklarını kandırmayı başarmıştır, rolünü inandırıcı oynamıştır, öyleki İmam Hasan (a.s) onun ikiyüzlülüğünü ortaya çıkarmak için onunla barış yapmak zorunda kalmıştır.

 

Saddam Hüseyin (l.a) birçok alimi katlettirmiş ve mazlum halkı çeşitli toplu imha silahlarıyla yok etmeye çalışmış ve bununla kalmamış sonraki neslin sağlıklı olmamasına sebep olmuştur, böylesine bir zalimliği kafirler müslümanlara yapmışmıdır acaba? Ama yinede bazı müslümanların gözünde kahraman olmayı başarmıştır. Çünkü son anında „DİN“ diye haykırmıştır. Acaba bu sebepten dolayı mı münafıklar kafirlerden daha tehlikelidir. Bazı hadis ve ayetler ışığında kısaca değinelim bu konuya;

 

Nifak, ‘enfeka’ fiilinin mastarıdır ve bir delikten girip başka bir delikten çıkmak demektir ki Yerboa adlı tarla faresi için kullanılır.  İslami literatürde kullanılan Nifak ve Münafık kelimelerinin bu mana ile ince bir bağlantısı söz konusudur. Tarla faresinin yer altındaki bu yolları ve evleri kullanması normal bir giriş çıkış veya kullanış değildir. Nifak kelimesi, yer altında gizlenme, kimseye görünmeme, sırlarını orada saklama, gizli işler yapmak, sonra da öbür delikten çıkıp gitmek gibi anlamları da çağrıştırmaktadır. ‘Nifak’, ikili bir pozisyondur. Başkalarına karşı farklı görünmedir. Başkalarına olduğu gibi değil de, onların hoşlanacağı gibi görünme durumudur. Ama kendi içinde ayrı bir durumu vardır. O durumun bilinmesi istenmemektedir. Tıpkı yerboa hayvanının, yer altındaki halinin ve ikinci evinin bilinmesini istememesi gibi. Kısacası iki yüzlü, batında kafir ve inançsız ama zahirde müslümanlık izharında bulunan kimsedir.

 

Yüce Peygamberimiz şöyle buyurmuştur. „Batını zahiri ile uyuşmayan kimse, kim olursa olsun münafıktır.“ (Bihar-ul Envar c.72 s.207)

 

Münafıkların davranışları özelliklerinde saklıdır ki hadis ve ayetler ışığında birkaç özelliğini şöyle sıralamak mümkündür.

 

1- Münafık dinin arkasına saklanır ve kullanır. Yani inançları yoktur, kalben iman etmedikleri halde iman etmiş gibi görünürler. Bu şekilde ulaşmak istedikleri menfaatlerine ulaşmayı hedeflerler. İnsanların ona inanması, sevmesiyle orantılıdır bu sebeple kendisini dindar, güzel ahlaklı ve insanların haklarına bağlı olarak gösterir. Böylece gücü ele geçirmek yada yerini sağlamlaştırmak ister.    

 

Yüce Rabbimiz Kuranda şöyle buyurmaktadır; „Onlar yeminlerini kendileri için bir kalkan olarak kullanırlar. (Munafikun 2)“.       

 

Hatta inanmadığı halde kolaylıkla gözyaşı akıtır ve din derdi varmış gibi gösterir, ta ki çıkarlarını elde edene kadar.

 

Peygamberimiz şöyle buyurmuştur; „ Münafığın gözleri onun emrindedir, istediği şekilde ağlar“ ,

 

„ Münafığın amelleri gösteriş üzerine kuruludur ve dindarlığıda dikkatleri üzerine çekmek içindir.“

 

2- Yalan konuşmak, verilen sözü tutmamak ve emanete ihanet etmek. Kuranın birçok ayetinde bu üç özellik münafıklara isnad edilmiştir. Nifak yalanın üzerine kuruludur ve münafık daima sözlü ve ameli olarak yalan söyler. Söz verir ama yerine getirmez sanki hiç söz vermemiş gibi, kendisine emanet bırakıldığında ona hıyanet eder. Bunun dışında hile ve aldatıcılıkta bu başlık altında münafıkların özelliklerinden sayılabilir.

 

Peygamber efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur;

„ Münafık verdiği söze uymayan, konuştuğunda yalan söyleyen ve kendisine verilen emanete ihanet eden kimsedir.“ (Biharul Envar c72, s.207)

 

„ Üç şey kimde varsa o münafıktır, oruç tutsa bile, namaz kılsa bile, hac ve umre yapsa bile ve hatta müslüman olduğunu söylese bile. O, konuştuğunda yalan söyleyen ve emanete hıyanet eden kimsedir.“

 

İmam Zeynel Abidin (a.s) ; “ Münafık sana birşey söylerse yalan söyler, bir söz verirse sözünde durmaz, ona güvenip bir emanet verirsen hiyanet eder.”

 

3- Münafık muhalefet sesinden korkar.

 

„ Her sesi kendi aleyhlerinde ve zararlı zannederler“ (Münafikun 4)

 

Münafıklar iç yüzlerinin ortaya çıkmasından korktukları her duydukları sesi muhalif ses sanar ve susturmaya çalışırlar. Basit bir örnek delil olarak verilecek olsa Emevilerin zalim yönetimleri zamanında onları öven sesten başka bir ses olmadığı bilinen birşey. Hatta İmam Ali (a.s)ı ve Ehlibeyti kendilerine düşman addetmişlerdi bu sebeplede zamanın medya gücü olan hutbelerde ve konuşmalarda onların aleyhinde her söz ve hakaret serbestti ve hatta emredilmişti ve aksine methedilmeside yasaklanmıştı.

 

İmam Zeynel Abidin (a.s);“ Onlar , hiçbir muhalefete tahammül edemez ve muhaliflerinin aleyhinde konuşurlar.“

 

Münafıklar sadece övgüden hoşlanırlar, bunu birbirlerine borç verir ve birbirlerinden bunu beklerler.

 

4- Münafık söyler ama amel etmez. Onlar, başkalarını bir takım işlerden sakındırır ama kendileri o işlerden sakınmazlar. Başkalarını bazı amellere teşvik eder ama kendileri o işleri yapmazlar.

 

İmam Ali (a.s) şöyle buyurmaktadır; „ Münafıkların en bilineni, Allaha kulluğa çağıran, fakat kendileri buna amel etmeyenlerdir,günahtan sakındırırken kendileri günahı terketmeyenlerdir.“

 

5- Münafıkların tutumları belli olmaz.

 

„Onlar iki şey arasında kararsızdırlar, ne bunlarla olurlar ve nede onlarla“ (Nisa 143)

 

Allah Resulu (s.a.a); „ Münafık, iki sürü arasında kalmış şaşkın kalan keçi gibidir.“

 

Münafıklar dini kendileri için bir din, hakkı kendileri için bir hak, ahlakı kendileri için ahlak olarak görmedikleri için ve sadece bunları alet olarak kullandıklarından dolayı belli bir tavırlarıda olmaz. Bunun en açık örneği günümüzde ülkelerin dünyanın farklı bölgelerinde cereyan eden olaylar karşısında çifte standart uygulamaları ve çıkarlarına yönelik hareket etmeleridir.

 

Bir ülkede yaşanan olayları kınarken, başka bir ülkede yaşanan benzer bir olayı desteklemekte yada yapılan zulme sessiz kalmakta.

Ama müminin tavrı bellidir, hakkı konuşur, tarafı bellidir.

 

İmam Ali (a.s); „ Allah Resulu (s.a.a) bana buyurdu ki, ben ümmetim için ne müminden ve ne de müsrikten korkmam. Çünkü Allah’a iman, mümini engeller ve müsriki ise şirkinden dolayı Allah nabut eder (herkes onu zaten tanır). Beni sizin hakkınızda asıl korkutan zarar üreten münafıktır. O sizin inançlarınız doğrultusunda konuşur ve inandığınıza aykırı davranır.“

 

Allah Resulu (s.a.a) ; „Ümmetim için en çok tehlikeli münafıktan korkarım“

 

Münafıklar hakkında bu kadar bilgiden sonra haykırmak istiyorum ki, „ Ey müslümanlar uyanın artık!!!!“  yetmedimi bu kadar oyuna geldiğimiz!

 

Yetmedimi müslüman bacı ve kardeşlerimizin korkunç şekillerde münafıklar tarafından katledildiği! Evlerin, camilerin yağmalandığı ve yıkıldığı! Peygamber efendimizin yukarıda yazdığım hadisi üzerinde tefekkür edecek olursak, İsrail,Amerika, İngiltere, Fransa gibi islam düşmanı ülkelerin islamla savaşmalarını doğal karşılayabilirim ama Suudların milyar dolarlarla İsrail gibi çoluk çocuk, yaşlı genç, kadın erkek demeden müslümanları katleden bir ülkeyi desteklemesini anlıyamıyorum. Bunu yapanlar münafıksa, nerde bilinçli müslümanlar, tepkileri nerde?  Libyada Kaddafinin kafir ülkeler desteğiyle yaptığı katliamlar ve sonrasında başı sıkışınca DİN diye bağırmasını ve bu bağırmasına inanan müslümanları anlıyamıyorum. Ve en önemlisi Bahreynde diktatör münafık rejimin yaptığı katliamlara ve zulme hayır diyen mazlum halkı mezhepçilikle suçlayan, münafıkların ve kafirlerin ekmeğine yağ sürüp, mazlumun feryadına sesiz kalan müslümanları hiç anlayamıyorum!!!

 

Onlarca insanın öldürüldüğü, yüzlerce suçsuz insanın hapsedildiği, işkence gördüğü, 30 un üzerinde mescidin tahrip edildiği ve yüzlercesininde tahrip planı içerisinde olduğu, Müslüman bahreyn halkının acılarına sessiz kalınmamalı. Bir bacımız hamasi bir şiir okuduğu için diktatör rejim tarafından hunharca şehid edildi. Bütün bunlara sessiz kalmak değil sadece müslümanlığa, insanlığa sığmaz! Bütün bu cinayetler dünyanın gözü önünde işlenmekte ve Bahreyn halkının haklı talepleri istismar güçleri tarafından şia – sünni olayı olarak medyaya yansıtılmaktadır. Işte bu bakımdan Bahreyn halkı diğer ülkelerde baskı altında yasayan halklara nisbetle daha büyük bir mazlumiyet yaşamaktadır.

 

Birileri müslümanları bölmeye çalışıyor, bazılarınında işine geldiği için maddi olarak yada askeri olarak destekliyor.

 

Suriye, diğer ülkelere göre İran ve Lübnandaki Hizbullahı desteklediği için karambole getirilip, bölünmeye çalışılıyor. Cahil kesim, koyun gibi nereye sürsen o tarafa giderken, kurnaz kesimde burdan kendilerine pay çıkarmaya başladı bile.

 

Peki Suriyede halka olan baskinin kaçkat daha fazlası Azerbaycanda yaşandığı halde neden medyaya o kadar yansımadı? Ezanin yasaklanmasi, basörtüsü yasagi gibi. Aliyevin İsrail ile kardeşliği çok iyi bilinmekte, bu yüzden mi acaba?

 

Bahreyn halkının İrana olan sevgisi mi acaba haklı isyanlarının sessizce bastırılmasının ve dünyada bahsinin olmamasının sebebi?

 

Son olarak birkez daha bu zulüm ve vahşilikleri nefretle kınıyor, baskıya maruz kalan bütün müslüman ülkelerle beraber Bahreyn halkının yanında olmayı ve aydınlık günlerin gelişini umut ediyorum. Allah(c.c) bütün mazlum kardeşlerimize zafer nasib etsin.

 

Hasan Günes

Viyana

 

 

Reklamınız

 

 

 

 

Reklamınız
 
Go to top of page  Ana Sayfa | Kitap Listesi | Kıble Dergisi | Makaleler | Kadin ve Aile | Cocuklar Îçin | Soru Ve Cevap | Yazarlarımız |
Kur`an | Hadisler | Dualar | Şiirler | Ses ve Video | Programlar | Linkler  |  Îletişim için |

Copyright© 2000 Kevser Yayinlari Internet Hizmetleri. Tüm Haklari Saklidir Ayrintili bilgi almak için veya bize her konuda yazmak için, paragonxx@yahoo.de  'e mesaj yollayiniz. WWW.KEVSERNET.COM